Ali AKSÜT
Dağ fare doğurur mu?
24 Haziran’da yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri için belirlenen milletvekili aday tespitleri bu ayın sonuna kadar kesin listede yerini alacak Bütün siyasi partiler milletvekili adalarının belirlenmesinde yöntemlerden demokratik bir ihtiyaç ve teamül olan, yasal imkânı da bulunan ön seçim yapmayı hiç tercih etmedi.
Siyasi partilerin genel merkezleri ve genel başkanları bu seçimler için erken seçim ifadesini bile telaffuz etmeksizin bu seçim tam bir hızlandırılmış baskın bir seçimdir gerekçesine sığınmaya çalıştılar. Bu kısa zaman aralığına sıkıştırılmış, yoğun bir takvime bağlanmış bu seçim için, milletvekili aday listelerinin değerlendirme zorlukları ve sıkıntılarının yaşandığını görüyoruz. Listedeki yerini beğenmeyip istifa edenler, bana şeref sözü verilmişti deyip listeye alınmayanların isyan feryat ve protestolarıyla siyaset arenası toz duman durumda. Bu hercümerç içerisinde yükün bütün ağırlığı Ankara’da genel merkez ve partilerin genel başkanlarında son noktanın konulduğunu ve listelerin onaylandığını öğreniyoruz.
Burada asıl mesele açıklanan milletvekili aday listelerinin partili tabanla teşkilatlar ve halkın vicdanında ne kadar kabul göreceği, nasıl heyecan ve kıvılcım yaratacağıdır.
Şimdi aday listelerinde yer alan vekil adaylarımız; pek çok aday adayının içinden hangi objektif kriterlere göre değerlendirilip tercih edildi? Gerçekten, hak, adalet, ehliyet, liyakat, ölçü alındı mı? Bu konuların parti tabanında ve pek çok yerde tartışıldığını görüyoruz. Sancı, çalkalanma, deprem tesirleri farklı farklı ölçeklerde artçı tesir olarak devam ediyor. Eskiler‘ Bulanmadan, ortalık karışmadan duralmaz ‘ derlerdi. Taşların iyice yerine oturma noktasında pek öyle uygun bir zamanda yok. İtiş kakış aceleyle, paldır küldür yenen yemeğin lokmaları gibi. Sanki lokmalar boğazımda düğümlendi dercesine.
O zaman listeye girenler genel merkez kriterlerine uydu, mülakatı, sınıfı başarıyla geçti ve milletvekilliği aday listesinde yerini aldı demekten başka bir sözümüz olamaz. Ama kaçıncı sıra? Seçilecek yerde mi? Sıralamadaki yer bu nedenle çok önem taşımaktadır.
Bu süreçte listeye giremeyen aday adayları, yapılan bu mülakat ve değerlendirmede partilerine yeterli oy ve milletvekilliğini kazandıramayacak yetersiz ve başarısız oldukları, bu nedenle hem mecliste, hem cumhurbaşkanlığında 50+1 i katkı sağlayamayacak kişiler diye mi liste dışında kaldılar düşüncesini seslendirenler olabilir.
Ben böyle bir yaklaşımı asla kabul etmiyorum. Listeye girenleri cebinden 10 defa çıkaracak, hakkı yenmiş ne kahramanlar var biliyor musunuz? Kariyer sahibi birikimli geçmişteki hizmet ve eserleriyle, projeleriyle dopdolu iş adamı, ihracatçı, bürokrat, eğitimci, siyaset bilimci ne değerli arkadaşlarımız var, biz biliyoruz.
Gerçek olan şu ki; binlerce aday adayından 600 kişiyi seçmek, Aydın içinde onlarca aday adayından 8 kişinin listesini ve sıralamasını yapmak kolay iş değil. Bu işin gerçekten zorluğunu göz ardı etmemek lazım.
Bu yazımda Aydın’a hizmet edecek bütün partilerin 8 kişilik milletvekilliği listesine giren bütün vekil adaylarımızı tebrik ediyorum. Bu demokrasi mücadelesinde hepsine başarılar diliyorum. Esas liste dışında kalan, medeni cesaret göstererek toplumsal ulvi bir göreve soyulan genç kardeşlerimizi, bilhassa büyük fedakârlıklarla aday olma cesareti gösteren bayan kardeşlerimizi yürekten kutlamak istiyorum. Şairin ‘ sen yanmazsan, ben yanmazsam, bu ateş nasıl tütecek, memlekete nasıl kurtaracak’ dediği gibi.
Biz, liste dışında kaldık diye asla morallerini bozmasınlar. Siyaset uzun soluklu bir iştir. Nefesi yetenler ayakta kalır. Uzun ince dikenli taşlı yokuşlu inişli bir yol misali. Nasipse bir başka bahara umutlarımız yeşerebilir. Allah’tan ümit kesilmez. Ne zaman nerede ne olacağı bilinmez. Bilemeyiz bir dahaki sefer tohumla toprak, Leyla ile mecnun birbirine kavuşuverir.
Bu acımasız yaşamın mutfağında bazen aşçı, bazen aşçıbaşı, bazen bulaşıkçı, bazen ayakçı garson, bazen de hazır pişen yemeklerin yeneceği kurulmuş sofradaki yerimizde görev ve rollerimizi yürütmeye devam edeceğiz.
Böylece siyaset görgü ve tecrübelerimiz artmış olacak. Eğer varsa göze batan eksiklerimiz halk nezdinde eleştiri ve tepki çeken davranışlarımız yanlışlarımız onları düzeltme ve kendimizi daha iyi donanımlı yetiştirme imkânı yakalamış olacağız. Koca Yunus’un değimiyle ‘ çiğdik, piştik şükür Elhamdülillah deyip, çiğ taraflarımızı pişireceğiz. Yaşadığımız bazı haksızlıklar belki nefsimize ağır gelebilir. Dava aşkı ve hizmet sevdası uğruna bu mücadeleden asla geri dönemeyiz. Artık ok yaydan çıkmıştır. Tarihi ve milli sorumluluklarımız için bu dava hor ve öksüz bırakılamaz.
Yola çıkarken demedik mi yoldan önce bize yol arkadaşı kader arkadaşı lazım diye. Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz diye ant içmedik mi?
Aydın halkımızın da engin zekâsıyla gördüğü bu olayları yerel şivesiyle çok güzel anlatıyor : ‘A bizim oğlan biyo öpmenen çocuk olmaz. Sabırla uğreşçen, sameşcen, oşecen yürektende sevcen, ondan sonra Allah’a bırakcen yana nasip deye dua edicen ‘ diyor. Yine Aydınlı hemşerimiz milletvekili adaylarını da nasihat etmekten geri kalmıyor şöyle ki : ‘ bir de milletvekili adayı akedeşlere, bilhassa ön sıradakinlerine bi çift lafım va : ‘ Allah sevdiği kullarının başına bazen taç geydirir, bazen de daş düşürürmüş aman ha sıramız cepte keklik deyip gevşimen. Siyasette her dakka her şey olurmuş biliyorsunuz de mi? Emaneti fırsatı eyi değerlendirin. Halkımızı, Aydın’ımızı ve Angara’yı mahçup etmen gari. Hadendi gari görüverem sizlere. Kendinizi bi gösteriverin gari.
Yazımızın başında ‘ dağ fare doğurur mu? ‘ demiştik. Değerli okurlarım 24 Haziran 2018 seçimlerinde sandıkların ne doğuracağını hep beraber sabırla bekleyip göreceğiz.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.