Orhan ERDEM
Çağdaşlık üzerine
"Çağdaş ya da modern sözcüğü bize göre milli değerlerden uzaklaşmayı ifade eder.
Modernlik ve modernite batı kültürünün ve medeniyetinin ürettiği bir kavramdır. Aynı zamanda ideolojik bir içeriği vardır."
"Batı medeniyeti Antik yunan ve roma Hristiyanlık ürünüdür. Çağdaşlık bu manada batı kültür ve medeniyetini özümsemek ve kabul etmek anlamı taşır. Bu manada medeni olmak batılı olmakla özdeştir. Çağdaşlık Doğu toplumları için kendi kültür ve medeniyetlerinden uzaklaşma ve en azından taviz vermeyi ifade eder. Bu manada çağdaşlık etken çağdaşlık karşıtları edilgen bir konumdadır."
“Çağdaşlaşmanın en kestirme tarifi batı gibi olmak veya batı standartlarını tutturmaktır.”
Batı modernizmi aydınlanma felsefesinin ürünüdür. Sanayi devrimi ve merkantalizm modernitenin şartlarını oluşturmuştur.
“Batı toplumları teknolojik gelişme, özgürlük ve demokrasi kültürünü özümseme gibi meselelerde Doğu toplumlarından çağdaştır."
Doğunun batı karşısındaki mağlubiyeti siyasi, kültürel, ekonomik ve psikolojik bir mağlubiyettir.
Doğu toplumları bu durumdan kendine güven duygusunu yitirdi.
"Bu özgüven yoksunluğu üç asırlık bir geri kalmışlık duygusunun neticesinde batıya karşı tiksinti, hayranlık, haset gibi karmaşık duyguların gelişmesini doğurdu."
“Doğu toplumları zayıf düştükleri sömürgeci batılılara temel ilke ve değerlerinden taviz vermeye başladıkları günden itibaren modernite karşısında mevzi kaybeden konuma düştüler.”
Bu durum doğu toplumlarında batı dünyası ile sağlıklı ilişkiler geliştirememe durumuna düşürdü.
"Batının laikçi, seküler düşüncesi doğu toplumlarında zemin kaymasına sebep oldu. Seküler batıcı aydınlar sermaye ve yönetimde söz sahibi oldular elitlerin yerel kültürleri ret, kutsalları küçümseyen tavırlarına karşı yerli düşüncenin taassupla beslenen yarı aydın tepki hareketleri zemin bulmaya sebep oldu. Bu durum köktenci düşüncenin gelişmesine yol açtı. Bunun neticesi olacak doğu toplumlarında sorunları kültür, siyaseti bilim merkezli müzakere ve çözüm arama yerine şiddete dayalı dayatmacı terörü çözüm olarak gören bir sosyal siyasi düşünce gelişti."
Bu durum kültürel ve siyasi bölünmüşlüğe yol açtı iç barış yerine kaos meydana geldi. Netice olarak doğu toplumlarında geleceğe ait plan program yerine endişe, günü kurtarma ve statikoyu koruma gelenek haline geldi.
YAZAR NOTU:
Yazıda yer görüşlerimiz Türkiye dışındaki halkı Müslüman olan toplumlara daha çok ilgilidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.