Biraz daha sevgi, biraz daha hoşgörü!

Depremdeki can kayıpları ve ağır yıkıma rağmen, volümleri sonun kadar açılmış arabalar üzerinden yapılan anonslar ve müzik yayınları ile kampanya bitirildi.

Alem ne der mevzuları mazide kalmış.

Ayıp olur eşikleri çoktan geçilmiş.

Sirkteki küçük şempanzeler gibi kasetler, bu seçimin de vazgeçilmezi oldu.

Siyasetin kasetle dizayn edilmesi geleneği yine bozulmadı.

Sıradaki…

Amaç belli…

Biz kazanalım…

Siz kazanın da…

Mağdur ettiğiniz insan ve ailesinin yaşadığı travma ne olacak?

O siyasetçiye gönül veren insanların nefrete dönüşen duyguları ve aleyhinize dönüşen siyasi tercihleri size ne kazandırdı?

Attığınız, attırdığınız taş…

ABD, AB ve İngiltere bütün gücüyle bu seçimlere abandı ve kazanmak için her şeyini ortaya koydu.

"Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nden atılma vakti geldi" ifadelerini kullanan Avrupa Parlamentosu eski Türkiye Raportörü Kati Piri bile topa girdi.

"Türkiye için çok önemli bir gün, bol şans Kılıçdaroğlu, haydi Türkiye" notunu düştü.

Biden, kurmuş olduğu oyun planında her türlü kazanmak istiyordu.

Adam, Türkiye’yi bohçalayıp getirin…

Bu seçim, bizimmiş gibi görünse de Batı ile Avrasya’nın seçimi olduğunu daha önceki yazılarımda gündeme getirmiştim.

Ülkemiz üzerine tezler, senaryolar ve planların yapılıyor olması yeni bir şey değildir.

Hepimiz aynı gemi içerisindeyiz. Başka gidebileceğimiz toprak yok. Ülkenin birliğini korumak, Mevcudu muhafaza etmek ve daha da ileri götürmek gibi sorumluluğumuz olduğunu, herkesin biliyor olması lazımdır.

Stres ve gerilimin had safhaya ulaştığını, kutuplaşmanın tavan yaptığını görmezden gelirsek eğer nerede duracağı belli olmayan bir süreç bizi bekliyor!

Bu kutsal topraklar, kültürümüz ve hoşgörü ile yoğrulmuştur. Bu kültür de insan sevgisi ile var olmuştur. Ülkemizin içinde bulunduğu bugünkü durum üzerine yazılacak, tartışılacak çok derin konular var ama an itibariyle konu etmek yanlış olacaktır.

Konumuz sevgi ve hoşgörü olduğuna göre…

Bu toprakların ruhunu yansıtan ve anlatan sayısız hikâyeler bulunduğunu hepimiz biliriz. Birbirimizi incitmeden, kırıp dökmeden, bir hata yapılmış ise; onu anlamaya çalışmak ve de hoşgörülü olmak esas olmalıdır.

Ülkemiz bu zor dönemi, Mevlâna aşkı ve Hacı Bektaş-i Veli kültürü ile çok rahat bir şekilde atlatabilir.

Siyaset yapanların da bu anlayışta olmaları yeterlidir.

Kim, hangi değerimizin misyonunu taşımak istiyorsa kabulümüzdür.

Hoşgörü ve diyalog her şeyin üstesinden gelecektir.

Galiba doksanlı yılların ortaları veya sonlarıydı.…

Mübarek Ramazan ayının ilk günü ve TRT 1 ekranlarında iftara doğru programı vardı.

İnsan, toplum ve İslam ile ilgili düşüncelerine büyük saygı duyduğum Prof. Dr. Sayın Bayraktar Bayraklı hocam konuşmacıydı.

Konuşmasının bir bölümünde iki şeyi unutmayın diye telkinde bulunuyordu.

Ölümü…

Bir de Allah’ı…

Arkasından da iki şeyi mutlaka unutun diyerek devam etti.

Biri, sana kötülük yaptıysa eğer onu unutun. Onun kini, nefreti ve intikam hırsıyla yaşamayın.

Sen birisine iyilik yaptıysan, dokunduysan, yardım ettiysen eğer onu da unut gitsin.

Ben sana iyilik yapmıştım diyerek adamın kafasına çakıp durma mealinde bir şeyler söylemişti.

Bunun yanlış olan bir yeri var mı?

Karşılıksız ve beklenti içinde olunmadan yapılan yardımlar ve katkılar değerlidir.

Kamu kaynaklarını elinde tutan gerçek ve tüzel kişilerin, deprem mağdurlarına yapmış olduğu her türden yardım ve imkânın sunulma gerekçesinin oy ile ölçülme anlayışı, insanlığın iflasını gösteriyordu.

Pişmanlık ifadeleri ise incitici ve yüz kızartıcıydı.

Keşke yapmasaydınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum
  • Ömer Gül/Malatya / 24 Mayıs 2023 19:19

    Yüreğinize kaleminize nefesinize ve Emeginize sağlık üstadım..

    Yanıtla (0) (0)
  • Hüseyin Turgut / 22 Mayıs 2023 11:46

    Depremden daha acısıda şu;depremi unuttuk… O Yüzden Bu günkü siyasi kampanyaların ahlaki akli adli ve dini temeli yok..Parti Siyaseti Toplumu Böler böldü… Milli Birliğe Muhtacız..Birbirimizi kırmanın maharetine değil de gönül almanın zarafetine ihtiyacımız var...dı..Seçim yapmak yerine milli mutabakat hükümeti Meclis hükümeti kurulmalı en az iki yıl boyunca hem depremin enkazı kaldırılıp yaralar sarılmalıydı....Ama Geç değil seçimden sonra parti siyasetini bir kenara bırakan geniş bir kapsayıcılıkla kabineyi kuran Devletimiz ve milletimiz için bunu yapan kabineyi bu niyet ve samimiyetle kuran kazanır .. Türkiye kazanır..Toplum Sosyolojik olarak ikiye bölündü..İkiyi bir etmezsek Kaybederiz..
    Düşmanlar bile birbirine saygı göstermeyi bilir..!ki burada aynı memleketin çocukları arasında siyasi rekabet var.! Siyasetçi Ehem ile Mühim Arasındaki Farkı Bilen İnsandır.. Toplumun taleplerini siyasallaştırmalıdır bunu öncelemelidir..Biz Aslında Gerçeği Görmüyoruz Hepimiz Başımızı Kuma Gömdük .. Çok yanlış Politik Sosyolojik ve Psikolojik Bir Seçim Süreci yaşandı Yaşanıyor Ülkemizde..
    6 Şubat Depreminde Onbinlerce insanımız ÖLDÜ..
    En basit hesapla 120 milyar $ Servet kaybımız var .. Yüzbinlerle insanımız evsiz milyonlarca insanımız göç etti.. Zaruret ve İhtiyaç Ekonomisi içinde standarttan çok uzak 2 öğün Yemekle Yaşam mücadelesi içindeler..Ve Dünya bizimle değil.!!
    AB/ABD den Gelen Yardım Toplam 120 milyon $ …bu parayla İskenderun’da Limanı yapamazsınız..Kendimizi kandırmayalım Biz Bizeyiz..!

    İçeride 13 milyon küsur mülteci var..Bir yandan paramızın alım gücü düşüyor diğer yandan kuraklık riski vs..
    Seçimler ve Demokrasi yalanını
    Dedikoduyu bırakalım ..Ülkemizin 1/5’i Yerle Yeksan Oldu.. Afet bölgesinde yaşanan dramları eşitsizlikleri gördükçe duydukça geceleri uyuyamıyoruz..

    Rusya İle savaşan Ukrayna bile bu kadar büyük bir kayıp vermedi..Bu durumda yapılması gereken şey vardı..Yapılmadı !!
    Parti siyasetine ara verip milli mutabakat hükümeti kurmaktı..Milli Birliğe Muhtaç olduğumuz böyle bir dönemde bunu yapamadık!! Ülkesinin 1/5i daha 100 gün önce Depremle yerle bir olmuş Çok ciddi can ve Servet kaybı yaşamış bir ülkenin Seçime 15 gün kala politik gündemi patates soğan seccade vs..olmamalıdır. Gündemi bu olan bir ülke hele bu ülke Türkiye gibi jeoppolitik Jeostratejik önemde bir ülke ise korkarım bağımsızlığını koruyamaz..Adamı KÖLE yaparlar..!şu anda bunu idrak edemeyen tuzu kurular Süngü mabada değdi mi ne demek istediğimizi anlayacaklar..Sokağa attığımız AKIL ve AHLAK ı Cumhuriyetin 100.yılında yeniden geri almazsak işimiz zor..100 yıl önceki Kadar CESUR insanlar yok artlk içimizde..Seçimlerden sonra kabine mutlaka yerli milli kadrolardan oluşan geniş katılımlı liyakat ve ehliyet sahibi (Sadece siyasal alandan değil akademik alandan sivil alandan doğal alandan ve hatta gerekirse yurt dışındaki başarılı insanlarımızdan)bir mutabakat hükümeti şeklinde kurgulanmalı.. çözüm budur..yoksa jeolojik deprem İktisadi ve siyasi depreme o da toplumsal depreme evrilecek..Devlet Aklı buna izin vermemeli..
    Hürmet Selam Ediyorum

    Yanıtla (5) (0)
  • Kenan özcan / 24 Mayıs 2023 16:42

    Hüseyin bey içerde 13 milyon küsür mülteci var diyorsunuz. Ama iki gündür İçişleri bakanı ısrarla 3 milyon üçyüzseksen bin küsür mülteci var diyor. Biriniz yanlış söylüyor ama kim

    Yanıtla (0) (0)
  • Mustafa Baki Civan / 24 Mayıs 2023 11:26

    Teşekkür ederim Kıymetli Yazar Metin Akoğlu. 'Biraz daha sevgi, biraz daha hoşgörü ve izan. Selam ve saygılar sunarım.

    Yanıtla (0) (0)
  • Ali AKSUT / 23 Mayıs 2023 17:13

    İmtihan dünyasıdır bu dünya....
    Ey elinde imkân... güç bulunduranlar...
    Ey... Seksenbeşmilyonun Türkiye' nin yüreğimi yakan....
    Onuçmilyonu vatandaşı evsiz, barksiz...acılar... ölümler... yaralılar dan oluşan bu acı felaketi unutanlar....!
    Acaba yarın İstanbul...İzmir... Aydın...vb...iller biz ne olacağımızı biliyor muyuz....?
    Ne verirsen elinle o gelir seninle....demiş atalarımız.
    Vücudumuzun Bir bölümü yaralı kan kaybediyor....
    Komşunun evi barki yıkılmış....enkaz altında...
    Daha bir sürü gece eksi onyedi derecelerde sokakta kalmış....binlerce insan...
    Çadır derdinde...barınma ..ısınma derdinde...
    İş...aş derdinde....sıcak bir yuva derdinde...
    Bütün dünya bu deprem felaketine koşarken...
    İnsanlık adına...riyasiz... gösterişsiz insanlık görevini yapmaya çalişirken....
    Ey Türkiye'deki arkadaşlar....
    Evin içinde kurulu düzen lerini sürdürenler....
    Komşunun evinden cenaze kalkarken, matem içinde iken, sana yakışır mı düğün yapmak....miting yapmak....
    Sonuna kadar müzik açarak seçim otobüsleriyle caka satmak....
    Aynı apartmanda.... aynı sokakta ve mahallede acılarla...ölümlerle kıvranan onuçmilyonu kişiyi, mağdur depremzede vatandaşi nasil kaale almazsın...
    Hiçbirsey olmamış gibi hoyratlik ve saygısızlık devam eder...?
    Ahhh ahhh bu evin içindekiler....
    Bütün dünyaya....ele güne rezil ediyorlar insanı....
    Ne olur biraz sabır....
    Biraz hoşgörü....
    Ve bu insanlar bizim insanımız...
    Bizim halkımız....
    Uydudan uzaydan gelmedi....
    Gerçekten halkçi istek, bunların dertlerini istismar etmeden bağrimiza basabilmeliydik.....
    Yazarımız Sn.Metin Akoğlu bey de insani ve milli bir yarayı parmak basıyor.
    Eline kalemine yüreğine sağlık

    Yanıtla (0) (0)
  • N. Arslan / 22 Mayıs 2023 10:26

    Bu coğrafyada içten ve dıştan bir kapışma gırla gidiyor. Burada asıl olan belirttiğiniz gibi hoşgörü, sevgi ve saygı. Halkın oyları kararı verecektir. Kaleminize sağlık abi...

    Yanıtla (1) (0)