Ramazan TÜLÜ
Bebek katili
Yazının başlığına bakınca aklınıza ilk olarak İmralı’da yatan cani gelecektir.
Bunun farkındayım elbet.
Ülkede 40 yıldır PKK ile bir savaş olduğunu, bu nedenle ulusal gelirin belli bir yüzdesi savaş ekonomisine harcanması, bu harcamanın da diğer harcama kalemlerinden kısıtlamalarla yapıldığını, biliyoruz ve yadsımıyoruz.
Hâlbuki bu ayrılan kaynağın diğer elzem ve yaşamsal alanlarına aktarılması gerekmez miydi?
Bu durumun, her kesimin refah seviyesinde belli oranda artış sağlayacağından elbette tereddüdümüz yok. Tabi ki bunun olması içinden ülkenin terör tehlikesinde arınması gerekir.
Kırk yıllık PKK ile olan mücadelede inişli çıkışlı zikzaklı süreçler yaşandığı da ortadayken kimse bu işlerde kırk yıldır ülkede söz sahibi olanların yani siyasi iradenin dahli olmadığını iddia edemez.
Terörden beslenen, terörün olmasından, devam etmesinden yarar uman ve bunu istismar eden siyasi çevrelerin mevcudiyeti de herkesin malumu…
Bebek Katili diye attığım başlık, güncel olan bir konuya değinmek içindi aslında…
Son günlerde ülkede aslında uzun zamandır olan ama bizlerin yeni duyduğu bir skandal…
Düşünebiliyor musunuz; Uzun yıllar bebek bekleyen bir çift nihayetinde çocuk sahibi olarak ana baba oluyor. O heyecan ve tarifi mümkün olmayan duyguları yaşarken üzerinde tirtir titredikleri canlarında kopan bir parçayı sözde sağlık personeli (hekim vs.) ellerinden alıyor ve belli bir miktar parayı SGK’dan alabilmek ve durumu uygunsa belli bir bahşişte ebeveynlerinden koparabilmek adına yoğun bakım ünitelerine naklediyor…
Bebek sahibi olmanın haklı gururunu yaşayan anne ve babayı belli bir süre yine telaşla ve umutla beklettikten sonra ellerine “Bebeğinizi kaybettik maalesef!” diyerek minicik bir bedenin cenazesini vermeleri ne kadar da acı….!!!
Bu kişilere hekim demek mümkün mü?
Vicdansız ve merhametsiz, aç gözlü caniler demek sanırım daha uygun olur.
Bu skandal, hukukun üstün kılındığı ve sorumluların gerektiği gibi yargılandığı ve tüm insanların hukuksal güvence içinde olduğu medeni bir ülkede yaşansaydı yer yerinden oynardı. Yargılanmadan önce sorumluğu olan tüm kişiler istifa ederdi.
Sonucu birlikte göreceğiz, bırak istifa etmeyi yeterince ve gerektiği gibi yargılanacaklarına, bedelini ödeyeceklerine benim kuşkum devam ediyor.
Ülke de yaşayan insanlar yani bizler niçin vergi ödüyoruz.
Devlet bize uygun ve kaliteli sağlık hizmeti versin diye değil mi?
Devlet çocuklarımıza eşit koşullarda daha kaliteli bir eğitim temin etsin diye değil mi?
Devlet adalete erişimi kolaylaştırsın ve herkes yargı hizmetlerinden ihtiyacı kadar faydalansın diye değil mi?
Devletin sağlayacağı asayiş ile mal ve can güvenliğimize halel gelmesin diye değil mi?
Sağlığın, eğitimin, adaletin ve asayişin rant kapısı olması, öyle görülmesi ve uygulamalara yansıması ne kadar insani ve hakkaniyetlidir?
Yazacak çok şey var bu hususlarda ama iyisi mi ben burada kesip bitireyim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.