Orhan ERDEM
Aydın Efeler’de ‘Hükümet Bulvarı’ dünü ve bugünü
Kent merkezinde ‘hükümet ve adliye meydanını Atatürk Kent Meydanı’na bağlayan caddeye “Hükümet Bulvarı” denir. Bu cadde kentin en görkemli caddesidir. Ben bu caddenin 70 yıl evvelki halini bilirim.
Eskiden bu cadde üzerinde önemli mağazalar, bankalar, otel ve lokantalar kente önemli bir kimlik katardı.
1950’li yıllarda bugünkü Akbank’ın ve kapalı çarşının bulunduğu bina rahmetli başbakan Adnan Menderes tarafından büyük bir törenle temeli atılmıştı. Ben o temel atma merasimini çocukluğumda yaşadım. Eskiden burada belediye binası ve itfaiye vardı. Bu tarihi yapı yerine bugünkü ucube bina yapıldı.
Hükümet’e doğru çıktıkça bugünkü ‘Koton’ mağazasının bulunduğu mekan eskiden sarraf Hikmet’in havuzlu kahvesiydi. Bahçeli, ortasında havuzu olan asmalı kahve yaz günlerinde halkın ilgisini çekerdi. Bu mekanın bitişiğinde bahçeden ayrılmış küçük bir dükkanda buzcu Özer buz satardı. Buzcu Özer sempatik bir insandı. Yaptığı işten fazla sosyal hayatın içindeydi, Aydın sosyetesinde sık sık kendinden bahsedilirdi.
Eskiden buzdolabı ancak bazı gıda ticarethanelerinde ve zenginlerin evlerinde vardı. Halk sabahtan buzcu Özer’den buz almayı ihmal etmezdi. Aydın’da sıcaklar başlayınca insan serin bir gölge ve soğuk bir bardak suya hasret çekerdi.
Buzcu Özer’in dükkanının bitişiğinde kentin en lüks oteli ‘Aydın Palas’ vardı. Bu otel kendine has mimarisiyle önemli bir mekandı. Kente misafir olarak gelen siyasi ve ticari şahsiyetler burada ağırlanırdı. 1930’lu yıllarda kurulan serbest fırka lideri Fethi Okyar bu otelde misafir edilmiş, otelin balkonundan dışardaki ateşli kalabalığa hitap etmiştir. Bu olay Aydın’da unutulmayan çok partili hayata bir adım olması dolayısı ile uzun yıllar konuşulmuş, toplum hafızasından çıkmamıştır. 1946’da çok partili hayata geçiş Aydın’da başlamış, Fethi Bey’in geçmişteki girişimi bir kıvılcım olmuştur.
Birçok tarihi olaya şahitlik etmiş bu güzel, kimlikli tarihi bina bugün yok. Yerine kimliksiz bir bina yapılmış, burada bir banka faaliyet gösteriyor. Bu tarihi mekan tarihi hatıraları ile beraber korunmalıydı. Her zamanki ihmal ve duyarsızlığımız…
Ramazan Paşa Camii’ne varmadan bugün ‘Kabaçam Oteli’nin’ olduğu yerde Hacı Bilal’in kahvehanesi vardı. Burası şehrin eşrafının ve memurlarının buluştuğu bir mekandı. Hacı Bilal Yemen’de askerlik yapmış, Kanal harekatına katılıp İngilizlerle savaşmış, tarihi olayları yaşamış bir kişiydi. Bu kahvehanenin müdavimlerinden merhum Çerkez Fuat ve eski milletvekili merhum Muharrem Sökeli burada yapılan siyasi sohbetlerin mimarlarındandır. Bunu Fuat Ersoy’un oğlunun hatıralarından öğreniyoruz.
Bilal’in kahvehanesinin karşısında Vardar Palas ve İpek Palas otelleri vardı. Bu binalar hala mevcut ama otel olarak çalışmıyor. Bu binalara bitişik ‘Hacı Hamdi Saray’ın’ toptan bakkaliye ve yağ ticareti mağazası vardı. Hamdi Saray İzmir Atatürk Lisesi mezunu, İsmet Sezgin’in sınıf arkadaşıdır. O yıllarda Aydın’da lise yoktur. Varlıklı aileler çocuklarını İzmir’de okuturmuş. Aydın Lisesi 1948’de kurulunca bu çile sona ermiş.
Hacı Hamdi Saray dindar bir kişiydi. Sevecen ve mütevazı kimliğiyle hayır işlerinde en öndeydi, hayırlar derneğinin kurucusu ve başkanıydı. Fakir fukara çocuklarının eğitim ve öğretimine yardımcı olurdu. Her türlü sosyal faaliyetin içindeydi. 1964 yılında Aydın’da Necip Fazıl Kısakürek’in ‘Yolumuz Halimiz Çaremiz’ konulu konferansını o organize etmiştir. Ben o yıllarda bir genç olarak Necip Fazıl’ı tanıma fırsatını bu konferans vesilesiyle bulmuştum.
Rahmetli Hamdi Saray marifetli bir kişiydi. Yeme ve içmede seçiciydi, Aydın’da herkesin yapamadığı ve bilmediği ‘iğlek tatlısı’nı senede 1 yapardı. Yapılışı çok zor olan bu tatlıdan bana 2 tane getirirdi. Ben 3,4 olmasını istediğimde ‘şımarma, sevildiğini bil’ diye çıkışırdı. Ruhu şad olsun.
Ramazan Paşa Camii kentin en önemli tarihi yapılarındandır. 1898 Aydın depreminde büyük hasar görmüş, minaresi yıkılmış, uzun yıllar bu cami minaresiz kalmıştır. 1960’lı yıllarda bugünkü minare şehrimizin tanınmış hayırsever iş adamlarından Ali Manavoğlu tarafından yaptırılmıştır. Ali Manavoğlu Ömür Manavoğlu’nun dedesidir.
Devam edecek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.