Şerif KUTLUDAĞ
Âşık Ali İzzet Özkan’ı bilir miyiz?
Yaşı 60 üzerinde olan okurlarımın cevabı “Evet!” olurken yazı başlığındaki soruya, 60 altındaki yaş grubundaki okurlarımızdan yaş küçüldükçe sanırım “Hayır!” diyenlerin sayısı artacaktır büyük ihtimalle…
Oysa;
“Mühür gözlüm, seni elden
Mühür gözlüm, seni elden
Sakınırım, kıskanırım
Yağan kardan, esen yelden
Sakınırım, kıskanırım, eyy…
……”
“Dinlemeyen var mı?” deseydim, dinlemeyenlerin sayısı azalırken, dinleyenlerin sayısı daha da artacaktır.
Aynı şekilde bu sefer aynı soruları:
“Şu sazıma bir düzen ver
Teller de muradın alsın
Gel beni bir tenhada gör
Diller de muradın alsın (ooy, oyy, oyy)
……….”
Sözleriyle başlayan türkü için sorsaydık cevaplar yine “Mühür gözlüm!” deki soruya verilen cevaplardan farklı olmayacaktır…
Daha:
“Mecnun'um Leyla'mı gördüm
Bir kerecik baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
Kaşlarını yıktı geçti…
………”
Diye başlayan türkü için sormadım!..
Oysa, verdiğim sözlerin bestelenmiş şarkı haliyle düzenlenmiş türkü hallerini ne çok sanatçıdan dinlemişizdir de bunları ortaya koyan/üreten türkü yakan kaynak kişi olarak tabir edilen Âşık Ali İzzet ÖZKAN”ı merak etmemişizdir ya da kaynak kişisi söylenmediği için sanki seslendiren kimse(Zeki Müren, Sibel Can, Bülent Ersoy, Mustafa Keser vb) onun zannetmişizdir…
Bu algılamada elbette 1902 doğumlu Âşık Ali İzzet ÖZKAN’ın hayatını kaybettiği 1981’den bu yana 42 yıl geçmiş olması da ayrı bir etkendir elbette…
Değerli okurlarım işte bu uzunca ve sorularla bezeli girişi, 10 Ekim 2023 Salı günü akşamında “Karşıyaka SANCAR MARUFLU YERLEŞKESİ”nde Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil TUGAY’ın himayelerinde “Ege Bölgesi Âşık Veysel Derneği” Başkanı Adalet Özkan tarafından düzenlenen “Ali İzzet ÖZKAN’ı Anma Etkinliği” sırasında düşündüm…
Şimdi de etkinlik sırasındaki tespitlerimi paylaşmak isterim sizlerle:
“Ege Bölgesi Âşık Veysel Derneği Başkanı” Adalet ÖZKAN’ın Âşık Ali İzzet ÖZKAN’ın yeğeni olduğunu bu etkinlikte öğreniyoruz. ÖZKAN şu bilgileri paylaşıyor:
1941’de Sivas Maarif Müdürü/Millî Eğitim Müdürü olan şâir Ahmet Kutsi TECER’in düzenlediği âşıklar şölenine Âşık Ali İzzet ÖZKAN da katılır ve “Mecnun'um Leyla'mı gördüm // Bir kerecik baktı geçti!..” türküsüyle 1. Olur.
Âşık Ali İzzet ÖZKAN bayrağına, vatanına, devletine, milletine düşkün bir âşıktır.
Aynı şölende/şenlikte Âşık Veysel de vardır. Fakat Veysel’in katıldığı ilk etkinliktir ve henüz kamuoyunda daha sonra oluşacak olan şöhretinden eser yoktur. Âşık Ali İzzet ÖZKAN da Âşık VEYSEL gibi Sivas’ın Şarkışla ilçesindendirler; fakat sadece köyleri farklıdır: Özkan Emlek Hüyük Köyünden ikan Âşık VEYSEL, Sivrialan köyündendir.
Program konuklarından Dokuz Eylül Ünv. Eski Rektörlerinden Prof. Dr. Halil KÖSE konuşmasında Şarkışla’nın âşıklar yatağı olduğunu ve Şarkışla’dan yetişmiş olan, Aşık Veysel, Âşık Ali İzzet Özkan, Sefil Selimî, Agahî vb 200 civarında âşık olduğunu dile getirdi.
Bu program için açılan Âşık Ali İzzet ÖZKAN fotoğraf sergisinde âşığın İsmet İnönü ve Bülent Ecevit’le, cumhurbaşkanları Fahri Korutürk ve Cevdet Sunay ile birlikte gösteren fotoğrafları yanında yurt dışından aldığı ziyaret önerileri, yazışmaları, takdir belgeleri vb ile aile yakınlarını gösteren fotoğraflar yer almıştır.
Program akışı içerisinde konuşmaların yanında TRT İzmir Radyosu emekli Koro Şeflerinden ve THM sanatçısı Nuri ESENTÜRK’ün yönettiği saz ekibi eşliğinde dernek mensuplarının seslendirdiği türküler ile bizim de Gurbet şiirini seslendirerek katıldığımız farklı şiirlerinin seslendirilmesi dinleyenler tarafından dikkatle ve beğeniyle karşılanmıştır.
Bu programla Ozanlık // âşıklık geleneğinin Cumhuriyet Döneminin çok önemli ve özel bir değeri anılırken vefanın sadece İstanbul’da bir semt adı olmadığı ortaya konmuş oluyordu.
Bu bağlamda biz e hem adına program düzenlenen âşığımızı hem de bu alanda âşıklık geleneğini yaşatıp gelmiş olan bütün âşıklarımızı rahmetle, minnetle, saygıyla ve duayla anarken yazımızı Âşık Ali İzzet ÖZKAN’dan bir şiirle noktalamak istiyorum:
MECNUN’UM LEYLÂ’MI GÖRDÜM
Mecnun'um Leyla'mı gördüm
Bir kerecik baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
Kaşlarını yıktı geçti
Soramadım bir çift sözü
Ay mıydı, gün müydü yüzü
Sandım ki Zühre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti
Ateşinden duramadım
Ben bu sırra eremedim
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti
Bilmem hangi burç yıldızı
Bu dertler yaralar bizi
Gamze okun bazı bazı
Yâr sineme çaktı geçti
İZZETÎ der ne hikmet iş
Uyur iken gördüm bir düş
Zülüflerin kement etmiş
Yar boynuma taktı geçti
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.