Servet TÖZ
Anıl Yetişkin’e büyük alkış
Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin yapılmayanı yaptı, dosta düşmana ihalenin nasıl yapılması gerektiğini gösterdi ve “ihale dediğin böyle olur” dedirtti.
Başkan Yetişkin kapalı kapılar ardında anlaşıp sonra ihaleye kılıf hazırlayabilirdi, öyle yapmadı. Hukukçu başkan, “İhale süreci, belirli bir ürün veya hizmet için teklif veren tarafların rekabet ettiği bir sistemdir” diyerek, rekabet şartlarını oluşturdu.
Türk dil bilgini Kaşgarlı Mahmut bakın ne demiş:
“İyi adamın kemikleri erir, adı kalır!”
“Anıl Yetişkin” adı kalır demek için daha erken ama gönüllere girdiği kesin. Şeffaf ihale ile kazanan hem kendisi hem de Efeler Belediyesi'nin iştirak şirketleri Efebel A.Ş. ve Zeybek A.Ş. bünyesindeki bin 420 işçi oldu.
Nasıl mı?
Geçtiğimiz Cuma günü Efeler Belediyesi personeline ödenecek olan banka maaş promosyon ihalesi vardı. Çok sayıda banka temsilcisinin katıldığı ihalenin tamamı belediyenin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanarak şeffaf bir şekilde gerçekleştirildi.
Bu noktada Efeler’de yaşayan bir vatandaş olarak, “ihale dediğin böyle olur” dedirttiği için kendisine teşekkür eder, tüm ihaleleri aynı şeffaflıkta yapmasını dileriz.
Başkan Yetişkin’in herkesin gözünün içine soka soka yaptığı bu ihale, her duyarlı vatandaşın olduğu gibi, İbrahim Gürdal’ın da dikkatini çekti.
Çalıştığı dönemde Aydın Büyükşehir Belediyesi’ndeki çok sayıda ihale evrağında imzası bulunan İbrahim Gürdal, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda bürokratın “ihaleye fesat, edimin ifasına fesat, adrese teslim ihale, evrakta sahtecilik ve görevi kötüye kullanmak” suçlarından yargılandığı dava dosyalarını en iyi bilenlerdendir.
Mesela;
Özlem Çerçioğlu’nun danışmanı Erkan Karaarslan’ın şirketine Aydın Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nden usulsüz ödeme yapılmasına karşı çıkan; CHP Aydın eski İl Başkanı Bayram İnci’nin belediye çalışanı kızı biyalog Damla İnci’yi, Özlem Çerçioğlu’nun işten attığını bilir.
Bitmedi…
Damla İnci mahkeme kararıyla işe geri döndükten sonra kadın personelin çalışmasının uygun olmadığı yerlere görevlendirdiğini, süt izni döneminde bile eziyet ettiği yeni bebek dünyaya getiren emzikli anneyi 40 kilometre uzaktaki bir ilçeye sürgüne gönderdiğini ve hala sürgünde olduğunu bilir.
Peki Damla’nın suçu neydi?
Ekmek yediği kurumu koruyup, kollamak. Kamu hakkını yedirmemek.
Velhasıl kamunun hakkını koruyan memuru ödüllendireceğine, cezalandıranın Özlem Çerçioğlu olduğunu bilir.
Dolayısıyla şeffaf ile adrese teslim ihale arasındaki farkı çok iyi bilen İbrahim Gürdal, Aydın Büyükşehir Belediyesi ile Efeler Belediyesi promosyon ihalesini karşılaştırmış ve “Büyükşehir’de alınan maaş promosyonu 33 bin TL, Efeler’de 40 bin TL” dedikten sonra “İhaleleri alan banka aynı banka. Banka adına ihaleye girenler aynı kişiler. Sadece belediyeler adına ihaleye giren kişiler farklı” diyerek iki ihale arasındaki çarpıklığa vurgu yapmış.
“Allah’ın var mı senin” diyerek olup bitene isyan eden İbrahim Gürdal, “Eyyyyy banka! Zehir zıkkım olsun. 7 kuşak çocuklarınızdan çıksın bu haklar…” diyerek beddua etmiş.
Sevgili İbrahim!
Söylediklerin iyi, hoş, güzel ve lakin bu suç banka yetkililerinin değil ki!
Aslında…
Kime-kimlere beddua etmesi gerektiğini, onların hala Büyükşehir Belediyesinde oluğunu ve baş sorumlusunun Özlem Çerçioğlu olduğunu bal gibi biliyorken; o cümleleri “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” kabilinden kurmadıysa, bedduayı şu şekilde düzeltmesi gerekmez mi?
Eyyyyy İhaleye kılıf hazırlayarak kamuyu zarara sokanlar!
Eyyyyy kamunun ve çalışanın hakkını yiyenler!
Eyyyyy yedikleriyle mal-mülk, güç devşirenler!
Sizin Allah’ınız yok mu?
Yediğiniz-içtiğiniz, haksız edindiğiniz mülkleriniz nedeniyle boyunuz devrilsin! “Zehir zıkkım olsun, 7 kuşak çocuklarınızdan çıksın bu haklar…”
Selam ve saygıyla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.