Ahmet KELEŞOĞLU
Yazılı olmayan kurallar
Seçilerek iş başına gelmiş belediye başkanları, dünya normlarının kabul ettiği demokrasi ve bu yöndeki çalışma anlayışına ne zaman hakim olacaklar?
Seçilmişler toplumun çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde ne zaman görecekler?
Millet olarak ileri demokrasi kurallarının işleyişinde olduğu gibi denetim mekanizmasının yaptırımlarını görmek istiyoruz.
Bunu hayata geçirdiğimizde demokratik ülke olma yolunda önemli bir adım atmış olacağız.
Büyükşehir belediye başkanları sahnenin en önünde ve vitrinin görünür yerinde duran tüzel kişiliklerdir.
Yapılanmada başkandan sonra genel sekreter, genel sekreter yardımcıları ve teftiş kurulları hiyerarşik olarak sıralanmaktadır.
İdari olarak başkan ve meclis üyeleri, hukuki olarak ise anlaşmazlıklarda, hukuk bürosu öne çıkmaktadır.
Sırasıyla daire başkanları müdürler ve personel, ayrıca belediye şirketleri ile iştirakleri belediyenin tüzel kişiliğinde kendine yer bulur.
Müteselsilen sorumlulukların öne çıktığı çalışmalar belediyelerde sıklıkla görülmektedir.
Örneğin; Satın almalarda her ne kadar birbirinden ayrı yetkilendirilmiş sorumluluklar olsada, aynı ihtiyaç için piyasa araştırma ve muayene kabul komisyonu kurulmakta, ve yine aynı alım için gerçekleştirme görevlisi ve harcama yetkilisi görevlendirilmektedir.
Burada her ne kadar teftiş kurulu iç denetimi sağlasada, başkanın şehrin emin'i olarak önemli sorumlulukları vardır.
Başkan kendisini, belediye çalışanlarından ayrı tutup sorumluluktan kaçamaz.
Aynı durumu, birkaç değişiklikle birlikte İl ve ilçe belediyeleri içinde söyleyebiliriz.
Dünyada demokratik yapılanma, kamunun yüzyıllara dayanan deneyimi ve yaşamın içindeki gerçeklerden örnekler alınarak hayata geçirilmiştir. Hatta ileri demokrasilerde, üçüncü göz olarak sivil toplum kuruluşları, denetim mekanizmasının resmi olmayan ama yaptırım gücü yüksek parçasını oluştururlar.
Birçok avrupa ülkesinde belediyeler, karar aşamasında sivil toplum kuruluşlarının görüşlerine sıklıkla başvurmaktadır. Başkanlar, bürokratlarının kamuoyunun beğenisini kazanan başarılarını savunarak üstlenebilirler. Ancak, bu başarıyı reklam niteliğinde abartarak kamuoyunun gündemine getirmek hiç doğru değildir. Ayrıca başkanların hukuksuz alımlara onay veren daire başkanı ve personelini de soruşturmaktan geri durmaması gerekir. Aksi olduğunda gözler başkanın üzerinde olacaktır. Böyle durumlarda zaman geçirmeden açıklama yapılmalıdır. Kamuoyunun beklediği açıklamayı yapmamak demokratik hak olarak görülemez. Sessiz kalmak, kabul edip onaylamak anlamına gelmektedir.
İleri demokrasilerde bu ve buna benzer durumların kamuoyu ile paylaşılması ve halkın bilgilendirilmesi gelenek haline gelmiştir.
Belediyelerin tüzel kişiliği yasalardan gücünü almaktadır.
Belediyeler kurumsal olarak bilgilendirme ve bilgi alma hakkını kullanmalıdır.
Kamuoyunun hafızasında belirsizliklere yer yoktur. Sessiz kalma durumu yanlış yönlere çekilebilir.
Başkanların ismi belediye ile bütünleşmiş ve kurumsallık içerisinde özdeşleşmiştir.
Son söz;
Bazı başkanların personeline mobbing uygulaması iş hayatında korkuyu öne çıkaracaktır.
Korku içindeki personelin mağduriyeti olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Korkuya dayalı itaat ise, yapay bir durum oluşturarak çürümeyi başlatacaktır.
Böylece emir ve talimatlar yerine getirilmeyecek yasalar işlemez hale gelecek ve kamu düzeni bozulacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.