Yaşlılarımız

Yaşlı nüfus artış hızına paralel olarak yaşlılık ve yaşlı sağlığı konularında farkındalık yaratmak amacıyla “18–24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası” olarak anılmakta ve bu tarihlerde çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.

Toplumun önemli bir bölümünü yaşlılardan oluşmaktadır. Dünya nüfusunun yaş ortalaması yükselmektedir. Dünya nüfusunun bu gün dünyada yaşam standardının yükselmesi ve doğurganlığın azalması ile Dünyada nüfus yaşı itibariyle %10 u yaşlı nüfustur. Bu oranın 2050 yılında % 16’nın üzerine çıkması beklenmektedir. Türkiye de Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre nüfusumuzun % 7,5’u yaşlı nüfustur. Bu oran 65 yaş üzeridir. Genelde 65 yaşın üzerinde olan bu büyüklerimiz hayatları süresince edindikleri tecrübeleri bizlere ve genç kuşaklara aktarırlar. Kendilerinden sonra gelen kuşakların daha iyi yetişmesi için her zaman bize yardıma hazırdırlar. Birleşmiş Milletler de her yıl 1 Ekim tarihini Yaşlılar Günü olarak kutlanması kararını vermiştir. Amaç yaşlılara gereken saygının gösterilmesi için bir farkındalık yaratmaktır. Tüm yaşantılarında çalışmalarını ve fedakârlıklarını çocukları, çevreleri ve ülkeleri için harcayan bu insanlara belli yaşlarından sonra rahat etmeleri ve bu süreçte kimseye muhtaç olmadan ömürlerinin geri kalanını rahat yaşamaları için yakınları olarak bizler ve Devletimiz üzerine düşen her çalışmayı yapmakta ve yapacaktır.

Aile ve yakınlarından bu dönemde gerekli hizmeti alamayan yaşlılarımıza da Devlet elini uzatmakta ve onlara yaptığı yurt ve huzur evleriyle gerekli hizmeti vermeye çalışmaktadır. .Bu insanlarımıza yapılan hizmetler ücretsiz yapılmaktadır. Onlar arasında hiçbir ayırım yapılmamaktadır. Örneğin sağlık hizmetleri o kadar insanca yapılır hale getirilmiştir ki yatalak olup hareket kabiliyetini kaybeden yaşlılarımıza evde bakım ve tedavi hizmetleri verilmektedir. Sağlık kuruluşlarında diğer devlet dairelerinde onlara işlerinin yapılmasında öncelik verilmektedir. Bireyler olarak da sadece işleri yapılırken değil her karşılaşılmasında onlara sevgi ile yaklaşmalıyız. Sorunlarını çözmede hoş görüyle yaklaşmalıyız. Yaşlılıklarını sıkıntılı bir süreç olmaktan çıkarıp adeta ikinci bir mutlu yaşam süreci haline getirmeye çalışmalıyız. Onlar geleceğimize ışık tutarlar. Dün bugün ve gelecek arasında hiçbir etkinin yıkamadığı çok sağlam bağlardır. Tecrübe ve kültür birikimleriyle bizim özümüzü, kim olduğumuzu bize öğretirler. Gelenek göreneklerimiz onlarla geleceğe taşınır. Elbette onları sadece yaşlılar haftasında hatırlamak yetmez. Onları her fırsatta hatırlamalı ve hatırlarını sormalıyız.

Bu konuda İngiltere'de dil öğrenmek için kursa gönderildiğim zaman güzel bir uygulama görmüştüm. İngiltere'de yaşlılar için değişik mahalle ve semtlerde evler yapılmakta veya kiralanmaktadır. Bu evlerde altı kadın veya erkek yaşlılar kalmaktadır. Yaşlılarımız istedikleri zaman evlerinden çıkmakta, dolaşmaktadırlar Çeşitti etkinliklere katılabilmektedirler. Gezemeyecek durumda olanlar da belediye sosyal servisince gönderilen eleman veya araçlarla gezmektedirler. İbadet etmek isteyenleri cami veya kiliselere götürüp getirmektedirler. Evlerin temizliği yine belediye sosyal servisinden gönderilen elemanlarca yapılmaktadırlar. Aylığı veya geliri olmayanlara Devlet belli bir miktar aylık vermektedir. Yemek yapabilenler kendi yemeklerini yapabilmekte yapamayanlara yemek gönderilmektedir. Sağlık kuruluşundan doktor ve hemşirelerle hasta bakıcılar belli periyotlarla yaşlıların sağlık durmalarını kontrol etmekte ve hasta olduğu zaman tedavilerini sağlamaktadırlar.

İngiltere de dokuz aylık dil kurstan sonra yine çalıştığım Bursa Yenişehir ilçesine döndüm. İlçe özel idare müdürlüğünün iki lojmanı vardı. Müdür ve memurların kendi evleri olduğundan lojmanlar boştu. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yardımıyla lojmanlardan birine altı yaşlı erkek, diğerine altı yaşlı bayan yerleştirdik. Bunu duyan esnafımız da çok ılımlı yaklaştı. Fırıncılar ekmeklerini. zahireciler bakliyatlarını, tüp gaz bayileri tüplerini, kömürcüler kalorifer kömürleri, ücretsiz vermeye gönüllü oldular. Teklif etmeye başladılar.. Sağlıkçılarımızı görevlendirdik. Vakıftan bir erkek ve bir kadın hizmetli görevlendirdik. Yaşlılarımız rahat bir şekilde bizim sağladığımız bu ortamda yaşamaya başladılar. İlçe halkı da onları benimsedi. Ellerinden gelen yardımı yapmaya devam ettiler.

Ben yaşlılarımızın büyük binalarda bakılmasına karşı oldum. Her vesile ile buna karşı çıktım. Büyük binalar o yaşlılarımız için sanki bir hapishane gibi. Yaşlılarımız burada kalmaya başlayınca kendilerini işe yaramayan, bir köşeye atılan esir gibi hissetmektedirler. Onları bu psikolojik baskıdan kurtarmamız lazım.

Bu konuda sivil toplum kuruluşlarımıza da büyük görev düşmektedir. Yurtlarda kalan yaşlı insanlarımızın maddi ihtiyacını Devletimiz karşılamaktadır. Günümüzde huzur evlerinde sayıları azımsanmayacak oranda yaşlılarımız yaşamaktadır. Yakınları ve çocukları olup buralarda yaşamak zorunda olan bu insanlarımız Devletimiz ne kadar bakarsa baksın yine de unutuldukları, dışlandıkları ve terkedildikleri duygusunu üzerlerinden atamamaktadırlar. Sadece yakınlarının ve çocuklarının onları ziyaret etmesini beklememek gerekir. Tüm sivil toplum kuruluşları üyelerinin hatta normal vatandaşların bile ara sıra gelip ziyarette bulunmaları güzel bir davranış olur. Yaşlı insanlarımızı yalnızlık duygusundan uzaklaştırır. Onların beklediği sadece hatırlanmak ve hatırlarının sorulmasıdır. Ayrıca onlara yollarda toplu taşıt araçlarında sağlık kuruluşlarında resmi dairelerde hep öncelik tanımalıyız.

Kutsal kitabımız Kur’an’da da bu konuda yol gösterici emirler vardır. Anne ve babaya bağırmayı ve sert davranma yasaklanmaktadır. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile demeyeceksin diye emredilmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk de bu konuda şunu söyler; ‘’Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır. Geçmişte çok güçlüyken, tüm gücüyle çalışmış olanlara karşı minnet hissi duymayan bir milletin, geleceğe güvenle bakmaya hakkı yoktur.’’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.