Orhan ERDEM
Vesayet rejimi
Vesayetin sözlük manası himayedir. Himaye üstlenen kişiye vasi denir. Vasi himayesinde ki kişiyi korur, kollar, hak ve hukukunu denetler ve gözetir. Bu vesayet bireysel vesayettir.
Uluslararası hukukta vesayet bir ülkenin diğer ülke üzerinde ki siyasi, askeri ve ekonomik kontrol ve denetimini ifade eder. Buna vesayet rejimi denir.
Devletlerarasındaki ilişkilerde asıl olan güç ve çıkar ilişkisidir. Güçlü devletler zayıf devletleri koruma ve kollama adına ekonomik, siyasi, askeri bakımdan kontrol altına alır. Bunu çoğu zaman uluslararası ittifak ve antlaşmalarla hukuksal bir nitelik kazandırır. Bu anlaşmaların gizli maddeleri olur ve güçlü ülkeyi müdahale hakkı tanır.
Uluslararası ilişkilerde çoğu zaman güçlü ülkelerin dediği olur. Güçlü olan haklıdır. Hak güçlünündür, uluslararası hukuk güçlüden yana çalışır.
Tarih boyunca güçlü devletler ile zayıf devlet arasında vesayet rejimi bir şekilde hukuksal anlaşmalarla görünüşte, eşitler arasında gibi gösterilmiştir. Bazen bu kaba güç gösterileriyle belirlenmiş ve pekiştirilmiştir.
18. ve 19. Yüzyılda dünyada İngiliz Birleşik Krallığı’nın dünya siyasetine askeri, ekonomik gücüne dayalı vesayet rejimi hüküm sürmüştür. İngiltere’nin, Hindistan, İran, Osmanlı devleti üzerinde kurduğu vesayet rejimi tarihin en acı, dramatik ve ibretlik siyasi egemenlik ihlali olaylarındandır.
İngiltere Birleşik Krallığı’nın dünya siyasetindeki egemenliği 2. Dünya Savaşı’na kadar sürmüştür.
Nazi Almanya’sının Avrupa’yı hâkimiyet altına alma girişimi ABD’nin Normandia çıkarmasıyla sona ermiş bu olay 2. Dünya Savaşı’nın kaderini belirlemiştir.
ABD’nin Nazilerden kurtardığı Avrupa’da ABD vesayeti başlamıştır. Bugün örtülü olarak Avrupa üzerinde ABD’nin askeri, siyasi, ekonomi vesayeti sürmektedir denilebilir.
2. dünya savaşında ‘İnfirat Dokdirini’ni (1828 den beri davam eden dünya olaylarına karışmama) terk ederek dünya siyasetine müdahale eden ABD uluslararası ilişkilerde hak, hukuk tanımazlığın, zulüm ve işkencenin sınırsız örneklerini vermiştir. Ülkelerin açıkça bağımsızlığı çiğnenmiş, askeri müdahaleyi meşrulaştırılmıştır.
Türkiye’yi 2. Dünya savaşından sonra SSCB’nin tehdit ve baskılarına karşı batı ittifakına kabul eden ABD 1960 ihtilalinde 1980 darbesinde 2016 FETÖ kalkınmasında darbeci ve teröristlere açık desteğiyle iç işlerimize müdahale etmiştir.
Bugün dahi yerli işbirlikçiler bu egemenlik ihlalini sulandırıp ABD ye şirin görünmeye çalışmaktadırlar.
Günümüzde Suriye’de, Irak’ta, Doğu Akdeniz’de, Ortadoğu’da oynanan oyun ABD’nin vesayeti altındaki ülkelerin iştirakiyle oynanmaktadır.
Son 10 yıldır Türkiye’nin ABD ile çatışan siyasi, askeri, ekonomik çıkar çatışması ciddi boyutlardadır. ABD Türkiye’nin bölünmesine PKK desteğiyle açıkça arka çıkarak uluslararası hukuku hiçe saymaktadır.
ABD’nin çeşitli vesilelerle Türkiye’nin iç işlerine tahammüllere uymayan müdahale girişimleri başta cumhurbaşkanımız olmak üzere iktidar partisi ve milliyetçi çevrelerce milli egemenliğimizi ve güvenliğimizi tehdit kabul edilmekte gerekli önlemler için işbirliği çağrısı yapılmaktadır.
Suriye, ırak ve doğu Akdeniz ve egede milli çıkarlarımıza karşı blok oluşturan ABD mevcut başkanlık sistemini hedef almakta boş tartışma ortamı yaratarak sorumluluğun dağıtıldığı, karar mekanizmasını ağır çalıştığı parlamenter sistemi geri getirme önerilerini bazı siyasi kuruluşlar ve basın organlarınca empoze etmektedir.
Zaman tartışma zamanı değil, birlik, beraberlik ve etkili karar verip sorumluluk alan yaptırım gücü yüksek siyasi iradeyi destekleme zamanıdır. Türkiye’nin bu kritik ortamda sistem tartışmalarına ayıracak zamanı yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.