Türk Irkı Yok (muş)

03.12.2013 Salı akşamı CNM Türk’e Cüneyt Özdemir’in konuğu olan Prof.Dr. Yasin Aktay’ın bir üniversitede verdiği konferansta dinleyicilerden bir öğrencinin sorusu üzerine Türk diye bir ırkın olmadığını söylüyor.

Türkiye Cumhuriyetinde yaşa Türk halkının verdiği vergilerden nemalan sonrada çık “Türk ırkı yok” de.

Cüneyt Özdemir’le konuşmasında “Türklüğü korumak diye bir kanun var ama Çingenelere ve diğer azınlıklar korunsunlar diye bir yasa yok.” Düşünce yapısını görüyor musun? Bu ülke de hangi etnik gurup dışlandı. Her etnik gurubu bu Türk ulusu bağrına basmıştır.

Ülkemde kin, nefret ve öfke fırtınası yaşanıyor. Buda bilinçli bir şekilde yapılıyor. Ne yazık ki vurdumduymazlığın, yüzsüzlüğün ve rezilliğin dibe vuranlar toplumun tümünü rencide edici, kırıcı ve yaralayıcı ifadeler kullanıyorlar. Bunlar ne yazık ki kendilerine akademisyen diyen sözde aydınlardır.

Bilinçli ya da değil (Ama ben bilinçli ve kasıtlı olduğuna inanıyorum) Bu yapılanlar kimlerin eseri. Ülkem bu hale nasıl geldi diye sorgulamak gerekli.

Öyle ki Ülke de herkes etnik köken, din, mezhep araştırmasına yönelmiş olup, güvensizlik ve ayrışma hızlı bir şekilde artıyor. Birlik ve beraberlik samimi bir söylem olmadığından ciddiye bile alınmıyor. Kamplaşma artıyor. Toplumda küllenmeye yüz tutmuş ne varsa tartışma konusu ediliyor.

Bana gelen bir mailde AKP Milletvekili Mine Lök Beyaz “Ne mutlu Türküm sözü anlamsız” diyor. Peki, anlamsız duyduğun ve rahatsız olduğunu söylüyor. Bu sözden mutsuz oluyorsun da her ay Türkiye Büyük Millet Meclisinden maaş alırken mutlu musun?

Sayın Emine Erdoğan’ın konuşmasına tepki gösteren Sayın Kamer Genç’i hepimiz kınadık.

Fakat Kamer Genç’i protesto etmek için yürüyüş düzenleyen hanımlar.

10 yaşındaki kızlar dedeleri yaşında adamlarla evlendirilirken neredeydiniz? Onlar içinde yürüdünüz mü?

13 yaşındaki kızlara tecavüz edilirken bunları yapanları neden kınamadınız?

Her yıl töre cinayetine kurban verilen kadınlar için neden eylem yapmadınız?

Bu gösterdiğiniz hassasiyeti, diğerleri için neden göstermediniz?

Ülkemde Türk Ulusuna karşı sistematik bir karalama kampanyalarına hızlı bir şekilde devam ediliyor.

Sözde Prof. Yasin Aktay “Türk denen bir ırk yok” diyor.

      Sen Türkleri:

Bugün Dünyanın sekizinci harikası sayılan Çin Seddi’ni yaptıran Mete Hanı

Çinlilerden sor.

Avrupa’yı Fetheden büyük Atilla’nın kim olduğunu Avrupalılardan sor.

İki bin kişi ile 500 bin haçlı ordusunu Hatay’a kadar kovalayan Kılıçaslan’ı haçlılara sor.

Gemileri karadan yürütüp Bizans’ı alan ve bir çağı kapatıp bir çağ açan Fatih’i öğren

50 Bin kişilik ordusu ile 300 bin kişilik Bizans ordusunu dağıtan Alpaslan’ı unutma

Ülkem müttefikler tarafından işgal edilip her şey bitti gözü ile bakıldığı bir zamanda

Yaşadığın bu toprakları sana vatan yapan büyük önder Atatürk değil miydi?

Bunlar Türk değil miydi Yasin Aktay.

Antik dönemlerde yapılan kazılarda M.Ö. devirler den beri Anadolu’da Türk uygarlıklarının izlerini bulup yayınlanırken sen bunları hiç okumayıp halen “Türk ırkı denen bir ırk yok” diyorsun.

Uzun yıllar Babil Tabletleri üzerinde çalışan ve bu hususta kitaplar yazan Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ Sümerlerin kökenlerinin Türk olduğunu söyler.

Sana söyleyecek söz çok var ama sen şartlanmış birisisin.

ATATÜRK'ÜN DÖRT ATLISI...

En Büyük Türk Askeri Atatürk; At’a çok iyi binen ve çok çevik bir Türk Süvarisidir..
At'lara olan özel ilgisi ve sevgisi çok yoğun olduğu için en büyük ideali Türk Süvarilerinin, Avrupa'da düzenlenen Binicilik Yarışmalarında dereceler alarak Genç Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Ordusu'nun tanıtılmasıydı.1925 Yılında Orhaniye Kışlası içende Binicilik Okulu açıldı. Yetenekli Genç Türk Subaylarının yetiştirilmesine başlandı.1927 Yılında Harbiye'nin Bünyesinde bulunan Sipahi Ocağı Kulübü'nün yetenekli Binicilerinden seçkinleri Avrupa'ya Binicilik yarışmaları hakkında bilgi edinmeleri için gönderildi.
Yıl 1938 Yılının İlk yarısında Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Şubat 1938 de Zatürree olduğu halde dinlenmeden Balkan Paktı ve Hatay için gece gündüz çalışıyor, bir yandan da İtalya'da Mussolini'nin kendi adına düzenlediği Avrupa Binicilik Yarışmalarına katılacak olan Türk Süvari Binicilik Takımı'nın derece alması için Genç Subaylarla özel olarak ilgileniyordu. Cumhurbaşkanı gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; özellikle Türkiye Cumhuriyeti'ne her fırsatta sataşan Mussoli'nin burnunun sürtmesini ve TÜRK Subaylarının yeteneğini görmesini istiyordu.
Ve nihayet O Gün;2 Mayıs 1938 Günü Mussolininde Şeref Tribününden seyrettiği Yarışma başladı..Roma'da Siena Stadyumu mahşeri kalabalık.
Atatürk’ün dört atlısı olarak Roma'ya gelen Türk Süvarileri 2 Mayıs 1938 Günü Birinci olarak Roma'yı ayağa kaldırdılar. Şanlı albayrağımızı, yoğun alkışlarla Birincilik Gönderine çektirdiler.
Yarışmayı sunan Spiker büyük heyecanla; Atatürk’ün dört atlısı, Roma’yı fethetti diye haykırıyordu.

Yüzbaşı Cevat Kula,
Yüzbaşı Cevat Gürkan
Yüzbaşı Eyüp Öncü
Üsteğmen Saim Polatkan.
Ebedi başkomutanları cumhurbaşkanı mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk için kazandıkları birincilik kupasını atlarının üstünde vakur ve dimdik olarak roma stadında dörtnala dolaştırdılar...
Büyük hırsa kapılan Mussolini daha sonra kendini toparlayarak Türk zabitlerine kupayı verirken;
"Büyük Atatürk'ün kahraman atlı süvarileri, Avrupa'yı titreten Attila'nın torunları olarak yeniden fethettiniz" diye konuşma yapmıştır.
Gök gözlü ebedi başbuğ Atatürk’ün dört atlısı ecdatlarımızın kahraman aziz ruhları önünde onurla, gururla, saygıyla anıyoruz.

Ne mutlu türküm diyene-inadına dünya durdukca.
Biz türkler deli'kanlıyız...

Düzenli Türk halkına ve Türklüğe hakaret eden sözde bu gibi aydınlar her zaman bölücü ağzı ile konuşmaktadır.

Bunlara aydın denemez anca zavallı denir.

Aydın, halkının okumuş evladıdır. Fikir, inanç ve karakter sahibi olanıdır. Aydın düşünen insandır. Aydın kişi her koşulda ve her zor şartlarda içinden geldiği topluma yararlı olan. Onların iyiliğini ve gelişip güzelleşmesi için fikir üreten dürüst fedakâr insanlardır. Ayrıca inandığı gibi yaşayan insandır. Ya bu kaşalotlara bir bakınız içinden çıktığı ülkeye ve topluma ihanet eden ve kendini aydın sananlara ne dersin.

Aydın milli-ulusalcı olması gerekir. Dünyayı ve insanları iyi niyetle kucaklaması gerekir.

Ayrıca ‘ne mutlu Türk’üm diyene’ sözünü gururla söyleyebilecek gerçek yürekli aydınlara bu günlerde çok ama çok ihtiyacımız var.

Toplumda ahlak erozyonu aldı başını gidiyor. Ülkemizi yönetenlerin öncelikle ahlaki ve sosyal bozulmayı önlemeleri gerekmektedir. Bunun yolu da çağdaş bir eğitimden geçiyor.

Sokrates, “Devleti ya bilgeler yönetmeli. Ya da devleti yönetenler bilgili olmalı” der. Yani her şart altında ahlaki, ilmi ve insani değerlerle donatılmış insanlara ülke yönetimi bırakılması gerektiğini söyler.

Bilge olduğu sanılarak devletin başına getirilenler kötü çıkarsa onların kötülüğünden devlet ve toplum nasıl korunur.

Değerlerine sahip çıkmayan bir toplumda çözülme kaçınılmazdır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum