Ömer ERU
Terörle mücadelede samimiyet
Küresel ekonomik sorunların çözümünde en önemli platformlardan biri sayılan, dünyanın en büyük 19 ekonomisi ve AB'yi buluşturan Group of 20 (G-20) liderlerinin 10’uncu toplantısı, Türkiye’nin ev sahipliğinde 15-16 Kasım tarihlerinde Antalya'da yapıldı. Zirvede ev sahibi ve katılımcı olarak yer alan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, toplantıda terörle mücadelede küresel iş birliği vurgusu yaptı.
Şunları söyledi: “Bu mücadelede samimi bir uluslararası iş birliği ve dayanışma şarttır. Terörizmle mücadele konusunda G-20 liderleri olarak kabul ettiğimiz bildiri, bu konudaki kararlı duruşumuzu ortaya koyması bakımından önemlidir. Terörün inancı, kökeni, bölgesi yoktur. Terörizmi herhangi bir dinle ilişkilendirmek son derece yanlış olduğu gibi, böyle bir tavır, o dinin mensuplarına yapılacak en büyük hakarettir. Zira bütün dinler için hayat hakkı kutsaldır. Biz bu anlayışı, tarihimizden ilham alarak, ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ şeklinde ifade ediyoruz. Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın bu tehditle kararlı şekilde mücadele edilmelidir. Bu örgütler arasında ayrım yapan herkes, her ülke, bizim gözümüzde, terörizmle mücadele konusunda büyük bir hata içindedir. Biz, DAEŞ terörüne karşı da, El Kaide, Boko Haram, PKK, PYD, YPG, DHKP-C gibi terör örgütlerine karşı da aynı kararlılıkla mücadeleye devam edeceğiz. Uluslararası alanda da, terör örgütleriyle mücadelede etkin bir iş birliği sağlamak için, kararlı ve somut adımlar atılması gerekiyor.”
Terörle mücadele, samimiyet meselesi dir ancak bazı çevreler ve ülkeler hiç de bu samimiyete uygun davranmamaktadırlar.
Terörle mücadele konusunda ise o zaman her ülkeden aynı şeyi beklemek mümkün demektir.
bir devlet bir örgüte maddi destek vermediğini, siyaseten alan açmadığını, silah-teçhizat sağlamadığını, para aklamasına imkan vermediğini, propagandalarına olanak sağlamadığını, ajanlarının bilgilerini saklamadığını uyguladığı politikası ve uygulamalarıyla gösterir.Bu konuda samimiyet ülkelerin ikili davranmamaları ve iki yüzlü olmamalarını göstermekten geçmektedir. ABD bizim müttefikimizdir. Ancak gözümüze baka baka terör örgütlerine binlerce tır silah ve mühimmat göndermektedir Bu nedenle bu ülkeden samimiyet aramak boşunadır. ABD ve diğer emperyal ülkeler ekonomik gelişmişliklerine bakarak emperyal amaçlarını her zaman insanların can ve kanları pahasına uygulamaktan çekinmemektedirler. Irak ve Suriye’de yapılanlar sözde terörle mücadele içindi ancak milyonlarca insan öldürüldü. Bir o kadar insan göç ettirildi. Mülteci durumuna düşürüldü. Sonuç o emperyal saldırdıkları bu ülkelerde petrol kaynaklarının başına çöktüler. Bu nedenle Dünya genelinde her ülke başka ülkelerin samimiyetine pek fazla güvenmemeli ve her an tedbirli olmalıdırlar. ABD ile Türkiye arasında DEAŞ ve Suriye’deki silahlı Kürt gruplar konusundaki gerilimi de bu çerçeveden görmek mümkündür..
Ülke içinde terörle mücadelede vatandaşların bu mücadelenin haklılığına inanmalarına bağlıdır. Her vatandaş, kurumlar sivil toplum kuruluşları ortaklaşa olarak ve ortak hedefte birleşerek terörle mücadele eden silahlı kuvvetlerimize her türlü yardımı göstermelidirler. Terörün dininin, vatanının, ırkının olmadığını, her an her yerde eylem yapabileceğini bilmeleri gerekir. Terör ve onların kurşunları adres sormaz. Onlar için her yer ve her canlı hedeftir.
Uludere ilçesinde 1985-1987 arasında kaymakam olarak çalıştım. Orada beşikteki bebelerin, yaşlı genç demeden insanlarımızın PKK teröristleri tarafından nasıl kurşunla parça parça yapıldıklarını, evlerinin yakıldığını, öğretmenlerimizin öldürüldüğünü gördüm bölgede görev yapan silahlı kuvvet mensuplarımızın asker olsun polis olsun ne kadar büyük fedakârlıklarla vatanı ve insanlarımızı korumak için çabaladıklarını gördüm. Onlarla bire bir yaşadım. Bu nedenle terör kesinlikle yok edilmelidir.
Aileler çocuklarının terör örgütlerinin eline düşmesini önlemelidirler. Çocuklarımız için uyarıcı bilgiler verilmelidir. Devamlı şekilde spotlarla insanlarımız devamlı uyarılmalıdır. Örneğin Yumurtalık kaymakamlığı yaparken otel sahipleriyle, lokantacılarla, ilçe esnafıyla, öğrenci velileriyle yaptığımız toplantılarda hep terör konusunda açıklayıcı uyarılarda bulunduk. Böylece ilçede yaşayan her insan işin ciddiyetine inandılar. İlçede en ufak şüpheli durumdan zabıtalarımızı haberdar etmeye başladılar.
Uludere'de kaymakamlığın alt katında proje yaparak market açtık. Buranın geliriyle bağlı köylerdeki okul öğrencilerinin her türlü masrafını karşıladık. Köylerde okuma imkanı olmayan çocuklarımızı o zaman Beytüşşebap’ta bulunan bölge yatılı okuluna kaymakam beyin yardımıyla da yerleştirdik. .Kızılay’dan giyecek yardımı istedim. Bir tır dolusu gümrüklere bırakılan giyecek geldi. İlçedeki öğrencilere ve yoksul vatandaşlara dağıttık.
Ortasu köyünde bulunan kömür madeninden kömür getirdik ve vatandaşlara ücretsiz dağıttık.
Köylerdeki bölüklerde ilaç dolapları yaptırdık Asteğmen doktorlarımız köylüleri muayene ederek bu ilaçlardan hastalara verdiler.
İstanbul’dan bir firmadan yansıtıcı cihazları getirttik. Merkezde ve sınır köylerinde yüksek tepelere kurdurduk. İlçe vatandaşlarımız Suriye, Irak ve Arap televizyonları yerine Türk televizyonlarını seyretmeye başladılar. Arap televizyonların seyretmeyi bıraktılar. Rüzgârdan yansıtıcı bozulunca hemen kaymakamlığa telefon ediyorlar ve tamir edilmesini istiyorlardı.
Hakkâri Valimiz il merkezinde iplik fabrikası kurdu. Uludere’ye kilim tezgâhları gönderdi. Merkez ve altı köyde kurduğumuz tezgâhlarda kız ve kadınlarımızı eğittik. Kilimler dokunmaya başladı. Dokunan kilimler özel idare araçlarıyla Hakkari'ye götürülüp ihraç ediliyordu. Çalışanlar da düğüm başına ücret alıyorlardı Ailelerine kazanç giren evin erkekleri de kaçakçılığa gitmiyorlardı.
İlçede görevliler ve vatandaşlar çok iyi kaynaşmışlardı. İlçeye uzaktan yapılan taciz ateşlerinde bile hemen telefon edip yardıma gelelim mi diye soruyor silahlı kuvvetlerimize yardım etmek istiyorlardı.
Bunları yazmaktaki amacım vatandaşların Devletimize olan güvenini sağlamaktır. Bir zaman sonra bunu sağladık ve teröristler Uludere’ye girememeye başladılar. Vatandaşlar Silahlı kuvvetlerimize daha fazla yardımcı olmaya başladılar.
Bu uğraşılar biz kamu görevlilerinin teröre karşı mücadele de samimi bir inanmışlığın göstergesiydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.