Malum, her zaman yaşananları objektif gözle ve akılla yorumladık. Aydın’ın yararına olan her şeyi destekledik, zararına olanları da karşı çıktık, kendimizi siper ettik. Dün bu sütunda övgüyle söz ettiklerimizi bile mevzu bahis Aydın olunca eleştirmekten çekinmedik.

Ne zaman ucu birine dokunacak iddiada bulunsak, tespitlerimizin doğruluğunu tartışma yerine, hep saldırıya uğradık.

İddialarımız konusunda karşı bir belge koyamadılar, önümüze…

Çünkü haklıydık…

Haklılığımızı bile bile saldırdılar.

Maddi ve manevi kayıplarımız oldu, yine de yılmadık…

“Varsın, olsun. Alışkınız buna. Önemli olan tarihe düşülen notlardır…” deyip doğru bildiğimiz yolda mücadeleye devam ettik.

***

Bilirsiniz Aydın’da siyasete ilgisiz olan yoktur.

Siyaset denilince istisnasız her birimizin söyleyecek sözü vardır. Evde, işte, okulda, sokakta, kahvede, otobüste, dolmuşta nerede olursak olalım sohbet bir noktada gelir, siyasete dayanır. Memleket meseleleri açılır…

Aydın’ın acı karanlığını içinde duyanlar için mesele memleket meselesi olunca akan sular durur. İşte biz böyle bir mücadelenin içinden gelen memleket sevdalısıyız, Aydın sevdalısıyız. Doğru bildiklerini cesurca yazmanın artık marifet sayıldığı Aydın’da, yazdıklarımızla tarihe not düşüyoruz.

Her türlü haksızlığın yaşandığı memleketimizde, Aydın’ın kaynaklarının ne idüğü belirsizlere peşkeş çekilmesi söz konusu…

Bu konuda tarih elbet bizi haklı çıkaracak, buna en küçük şüphemiz yok! Bizler dün olduğu gibi bugün de başımız dik, Allah ömür verdiği sürece de başımız dik yaşayacağız.

Bugün her türlü entrikayı çevirerek hayat süren leşlerin akıbetlerini tahmin ediyorum… Ama haksızlıklar karşısında susanlara ne demeli?

Hz. Peygamber (s.a.v.) öyle buyurdu;

"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." 

***

Aydın soyulurken görüyor, duyuyorsanız…

Ve buna rağmen üç maymunu oynuyorsanız…

Bence zaten yoksunuz…

Yaşamıyorsunuz…

Yaşıyor gibi yapıyorsunuz…

Yoksunuz…

Ve yok olacaksınız…

Öyleyse Cemal Safi’den bir dörtlük size armağan olsun:

“Seçilen bu kadar dönek olmazdı, 

Seçen de bu kadar binek olmazdı, 

Bu kadar süt veren inek olmazdı, 

Sağsalar bin kova daha çıkardı! ...”