Mehmet KIZILASLAN
Size de Sorarlar Sayın Başkan!
Ülkenin en başarılı belediye başkanı unvanını almak, yollara taş döşemek, parklar bahçeler yapmak, kasap dükkânları, fırınlar açarak esnafınla rekabet etmek demek mi?
Şirketlerinizde kâğıt üzerinde para kazanıyormuş gibi göstermek mi?
Yoksa o şirketlerin başına getirdiğiniz FETÖ’cü diye gözaltına alınan, tutuklanan ve astronomik rakamlarla maaşa bağladığınız birilerini doyurmak mı?
Size de sorarlar sayın başkan, İşsiziniz, için ne yaptınız, ne yapıyorsunuz diye.
Mahiyetinizdeki belediyelerin olanakları 1 ise, sizin olanaklarınız 1000. Ne yaptınız sayın başkan işsizliğe çara bulmak için ne?
‘Bu bizim işimiz değil, devletin işi’ diyorsunuz biliyorum.
Hayır! Bu yediden yetmişe hepimizin görevi…
Muhakkak bu işsizliğe çare önce devletin işi… Sonra Büyükşehir belediyelerinin, sonra diğer belediyelerin ve hatta muhtarların bile işi.
İşsizliğe çare bulmak, devletini, milletini, düşünen herkesin işi.
Sorarım size, şehrinize kaç sanayici geldi, yatırım yaptı, siz başkan seçildi seçileli? Kaç kişinin iş sahibi olmasına sebep oldunuz, belediyede çalışanlardan başka?
Kasap dükkânlarınız da ve fırınlarınız da işe aldığınız insanları da sakın saymayınız. Çünkü sizinle rekabet edemediği için, işçi çıkaran kasap ve fırıncı esnafının çıkardıkları işçi sayısı kadar muhakkak işçi almışsınızdır.
Değişik bir şeyler düşünmek zorundasınız sayın başkan, hem de çok değişik projeler hazırlamak zorundasınız.
Biliyoruz soruşturmalar ve teftişler geçirmeniz sizlerin zamanınızı alıyor olabilir.
Ama o danışmanlarınızın, o çalışan güya beyin takımınızın aklına, İstanbul ve Ankara’da yapılanların taklidini yapmaktan başka bir şey gelmiyorsa, danışman ücreti ödemeniz yanlış. Çıkarın, atın onları sayın başkan!
Başarılı belediye unvanı ölçülerini anlamakta zorlanıyorum.
Bazı şirketler, gıda konusunda, altın madalyalar alırlar, Avrupa ülkelerinden biliyor musunuz nasıl alınır?
Bazı Avrupa ülkelerinde, dandik ödül şirketleri vardır. Verirler gıda şirketleri onlara 15-20 bin TL para, onlar da, o parasını aldıkları şirketlere bir belge, bir madalya gönderirler iş biter.
Bu şehir, bu güzelim Aydın, “dağlarından bal, ovalarından bal akan şehir” olmasaydı görürdük biz rezaletin daniskasını.
Diğer yandan komşu, komşusunun, domatesinden, soğanından, üzümünden, incirinden, zeytininden, yağından, yararlanmasa da görürdük, anamızın örekesini.
Biz sadece eleştirmeyiz, çözüm yollarını da gösteririz, biliyor musunuz?
Sayın başkanım, şimdi size de çözüm projelerimizden bazılarını söylüyorum.
1999 yılında dillendirdiğim bir projemiz vardı. Bu gün devlet bu projenin benzerini Güneydoğu illerinde uygulamaya çalışıyor. “Anahtar teslimi fabrika” Lütfen sizde Aydın ilimizde bunun daha küçük şeklini uygulayabilirsiniz.
Kocaman AVM’lere gösterdiğiniz önem kadar kendi esnafınız içinde gösterebilir.
Yerli, ürünler satan mağazaların olduğu, sürekli fuarcılık projesi yapabilirsiniz.
Yerli ürünleri işleyen fabrika kuracaklara, bir lira kira ile araziler verebilirsiniz.
Ruhsatlarını izinlerini ayaklarına götürebilirsiniz.
Şimdilik bu kadar sayın başkan! Çok geç kaldınız ama, yinede seçimlere bir yıl gibi bir zaman olduğunu tahmin ediyorum. Farklı bir şeyler yapınız. İşsizliğe çare bulunuz.
Bu sizin asli göreviniz. Zararı yok biz hizmetleri, eti, ekmeği, pahalıya alalım ama her vatandaşımızın evine bir maaş getirecek işi olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.