Son günlerde basında Kuzey Suriye’de PKK’nın Suriye uzantısı PYD’nin, Barzani ve PKK’nın desteğiyle geniş bir bölgeyi hakimiyeti altına aldığı haberleri büyük bir yer tutmaktadır. Siyasi İktidar yönetime geldiğinde beri  hep komşularla sıfır sorun söylemlerini dile getirdi. Gelinen noktada komşularla sıfır sorun(suz) ülke kalmadı.

Suriye krizinde gelinen nokta hükümetin özellikle dışişlerinin hatalı politikasının bir sonucudur. Esad’a birkaç ay ömür biçen dışişleri 2.5 yıldır hala ayakta kalan ve yıkılmayan Esad’ın ülkede hakimiyeti ele geçirmeye başlaması karşısında çaresiz kalmaktadır.

Ülkemize sığınan üç yüz bine yakın Suriyelinin ülkemize Milyarlarca Dolar masrafının yanında bölge halkıyla yaşanan sorunlar ayrı bir problem teşkil etmektedir. Suriye’de savaşa girmememize rağmen 80 civarında sivil vatandaşımız sınırdaki bombalama havan veya mermi ile vurularak öldürülmüştür. Savaşlarda bile artık bu kadar kayıp olmamaktadır.

PKK’lılar kuzey Suriye’de PYD önderliğinde Bağımsız Kürt devletinin ilanına hazırlık için özerklik ilan etmeye hazırlanıyorlar. BOP projesi nedeniyle ABD ve AB bu plana destek vermektedir. Bu konuda bizim dışişleri sessizliğini korumaktadır. Sessizlik kabullenmektir.

En sert şekilde onların anlayacağı şekilde gerekli açıklamayı bekliyoruz. Süper güçler bölge ülkeleri ve halkının iyiliğini düşünmezler onlar için önemli olan kendi çıkarlarıdır.  Türkiye en üst düzeyde Kuzey Suriye’de ateşle oynayan maceraperestleri uyarmalıdır. Tarihsel gerçekler hatırlatılmalıdır.

Türkiye kendi değerleri doğrultusunda yeni politikalar üretmek zorundadır. Amerika Birleşik Devletleri gibi süper güçler bile gelişmelere göre dış politikalarında değişikliğe gidebiliyorlar. Avrupa ülkeleri gelişmelere göre hareket etmektedir. Bu akıllı stratejiyi bizim de uygulamamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü yapılan yanlışların yanlışla düzeltilemeyeceğini biliyoruz. Dış politikamız maalesef iyi yönetilememektedir. Yabancı kaynaklarca  Suriye’de Esad güçlerine karşı savaşanların %80 nin dışarıdan gelen milis kuvvetleri olduğu söylenmektedir. Suriye halkı Özgür Suriye Ordusuna gerekli desteği vermemiştir. Halk desteği olmadan ESAD devrilemez. Suriye halkı Irak da Saddam diktatöründen den kurtulmak  isterken 3 milyona halkın sivilin ölmesi milyonlarca tecavüz ve kaos ile karşı karşıya kalan Irak gerçeğini görmüştür. Irak halkına demokrasi getirdiğini iddia edenler her gün ölen onlarca insan için ne diyecekler. Irak halkı Saddam dönemini mumla arar hale gelmiştir.

Biz komşu ülkeler Suriye ve Mısır ile uğraşırken ülkemizin bir bölgesinde kaos yaşanmaktadır. İçişleri bakanımız “Hukuk devletinde suç işleyenler muhakkak karşılığını bulur diyor. Ama görünen o ki bölgede BDP’nin de açıkladığı gibi PKK özgüvenlik güçlerini kurmuştur. Tören ile sertifikalarını almıştır.  Gelinen nokta PKK’nın kervanını yürüttüğü. Çözüm sürecini kullanarak bölgede hakimiyetini genişlettiği gerçeğidir. İktidarın kendi rahatı için seçimlere giderken ülkede gürültü patırtı istememesi terör örgütüne moral vermektedir. Ülkenin bir bölgesini kaybetme pahasına artık ülkede şehit gelmiyor açıklamaları ile kamuoyu uyutulmaktadır.

Hala basında Başbakan bile %10’u çekildi derken PKK’nın iyi niyetinde söz eden gazetecilerimiz çıkmaktadır. İktidar milletvekili Galip Ensaroğlunun da açıkladığı gibi Terör örgütüne katılımlar hızla artmaktadır. Süreç sürecinde Ülkeyi terk ettiği iddia edilenden daha fazlasının  2200 kişinin dağa çıktığını açıklamıştır. Bölücülerin içeriden ve dışarıdan hükümeti tehdit ve baskılarla ablukaya aldıkları ve yönettiği resmi verilmemelidir. Türkiye, sınır güvenliği ve bölge halkının güvenliği için gerekli tedbirleri en kısa sürede almalıdır. Ülkemizde milli birlik tehlikeye düşmüş, bölünmez bütünlük tehdit altındadır görüntüsü Türk milletini rahatsız etmektedir.

Terör örgütü vergi toplamaya başlamış, kimlik kontrolleri yapmakta. Bu alternatif devlet yapısı oluşturma süreci değil de NE?