Geçtiğimiz hafta Manisa’ya gittik. Manisa Valiliği’ne yeni atanan Sayın Vali Hakan Güvençer Bey’i ziyaret ettik. Sayın Valimizin bulunduğu makamın ilde devleti ve hükümeti temsil eden en yüksek ve yüce makam olması hasebiyle vatandaşımızın ilde hizmet veren diğer resmi kurumların birim amirlerinin daire müdürlerinin, şehrin dinamikleri meslek odaları ve sivil toplum örgütü yönetici ve üyelerinin devletle olan kamu hizmetleri ve benzeri sebeplerle Sayın Vali Bey’i ve Valiliği ziyaret etmeleri vali bey ile görüşmelerinden daha tabi ne olabilir diye düşünebilirsiniz… Bu yaklaşıma ben de katılıyorum ve doğru buluyorum. Devam eden hayatın toplumsal gerçeğinin sorunları, ihtiyaçların karşılanması bağlamında devlet hizmetlerinin günlük rutini olan işlerden biri bu tür ziyaret veya talep ve benzeri müracaatlardır.

Aydın’dan kalkıp Manisa’ya giden heyetin Manisa Valiliğine ziyareti alışa geldiğimiz klasik rutin ziyaretin dışına çıktı. Adeta birbirine hasret gönül dostlarının bir taraftan özlem giderme sevinci yaşarken bir taraftan Aydın konusu açılınca Aydın ile ilgili meseleler, büyükşehir yasası ve ilçe belediyeleri hizmetlerindeki çekişmeler, sürtüşmeler…  Konusu insan olan konularındaki çekişmeler ilçe belediyelerinin bütçe imkânları kısıtlığı ve benzeri sorunlar hatta aynı partiden olduğu halde hiç de hoş olmayan sürtüşmeler vb. sorunlar. Tamamda vatandaşın suçu ne? Aydın’la ilgili neden böylece üzüntü ve kaygılarını dertleşmenin sohbeti de oldu? Konu Manisa’dan bahsedilince, bizler merakımızı yenmek üzere soma kömür madeni ocağı faciasındaki rahmetli olan üç yüz bir vatandaşımızın, yakınımızın yaralarının sarılıp sarılmadığının ve yasal haklar olabilecek yardımlar ve benzeri hizmetlerin gerçekleşip gerçekleşmediğini sorduk. Rahmetli olan vatandaşlarımızın yakınlarına yüz doksanar bin tazminat ödendiği, şehit maaşı bağlandığı, konut ihtiyaçlarının karşılandığı (iki şer konut verildiği) ve ölen vatandaşların eş ve yakınlarının işe yerleştirdiği bilgisi ile çok mutlu olduk.

Gediz nehrinin ve havzasının kirliğini konuştuk. Bu alanda devletin bir eylem planı var mı? Şuan yapılan çalışmalar somut bir takvime bağlanarak 3 yıl 5 yıl içerisinde bu sorun çözülür mü dedik. Gerçekten Gediz Havzası kirliliği masaya yatırılmış. Arıtma tesisleri ile evsel atıkların temizlenmesiyle iki bin on dokuz gibi iki yıllık süre ile yapılmakta olan çalışmaların sonuçlanabileceği bilgisini aldık. Sayın Valim çevresel etkilerinin en az 8,10 yıl sürebileceğini söyledi. Düşündük ki Manisa’daki sanayi ve fabrikalar Aydın’dan çok fazla, sanayi yönünden bizden çok gelişmiş bir şehir olmasına rağmen Gediz nehri havzası kirliliğini çözümü çalışmalar konusunda bizden daha çok duyarlı olduklarını gördük. Sayın valimin ifadelerinde ne yazık ki aynen bizim büyük menderes nehrini kirlettiği gibi Gediz nehrini de daha çok uşak Kütahya illerindeki deri sanayisinin kimyasal atıkları kirletiyormuş. Demek bu güzel havzanın, doğanın güzelliğini ve bereketini tehdit eden unsurlarla aynı ortak kaderi paylaşıyorlar. Bu ziyaretimiz vesilesiyle Sn. Vali’me kırk yıl öncesi Manisa valiliği hatıralarından bahsettim.

30 Kasım 1977 yılı ilk öğretmenlik tayinim Manisa Gördes İmam Hatip Lisesi il merkezine Şehitler Ortaokuluna depo tayini verildim. Aradan kırk yıl geçmiş, vilayete  ikinci gelişim ziyaretim Sayın Vali’me oldu. Yıllar zaman su gibi akıyor. Sanki daha dün gibi mesele o akan zamanda gök kubbede hoş seda bırakabildik mi diye düşünüyorum. Manisa ziyareti, Manisa sofrası, Manisa sohbeti çok keyifli ve bereketli oldu. Ben bütün kalbimle inanıyorum ki, kitap kurdu gönül dostu Sn. Vali’min yüreğinin güzelliği, o dervişvari, mütevazı ali-cenap kişiliği ve misafirperverliği sofrayı, sohbeti bereketlendiren o güzel adamdı. Bizleri çok memnun ve mutlu ettin. Aydın heyetindeki dostlarımızın kalbini fethettin. Tarihe kayıt düşeceğimiz çok anlamlı dolu bir gün yaşadık, Manisa’da. Ecdadımız boşuna dememiş .’’insanı yaşat ki devlet yaşasın’’

Devleti yaşatacak ‘’devleti ebed müddet ‘’ felsefesine inanmış, milletine ve devletine hizmetle fenafillah olmuş gönüllere selam olsun.

Şehzadeler şehri Manisa!

Bahtın açık olsun!

Aydınoğlu Beyliği, Saruhanoğlu beyliğini ve şehzadeler şehrimiz Manisa’yı daha çok sevdi. Tarihe kayıt düşen ilim adamı, gönül adamı, devlet adamı olabilenler; hem gönüllerde hem zihinlerde, aynı zamanda tarihin altın sayfalarında yaşarlar. Ne mutlu böyle güzel insanlara… Bu muhabbet ve güzellikleri hiç unutmayacağız…

Kalın sağlıcakla…