Provokasyon diyen diller inşallah konuşamaz olursunuz. “Hepimiz birer Bilal’iz” diye ne yapabileceğinizin sınırı çizmişsiniz. Aferin, yalakalıkta sınır tanımayan ürünler, dünyanın en büyük çukuru marian çukuru sizin yanınızda Maldiv sahilleri gibi kalır.

Eline yazılıp verilen geçen günkü konuşmasından bir cümleyi sorun bakalım bugün size ne cevap verecek O kendini feylesof zanneden zat… Bilemez. Suyun üstüne yazılan yazı gibi kalıcılığı olmayan tırlar dolusu laflarla ancak kendine benzeyen ölçüsüz cahillerin alkışını alacaktır. Ahlak sahibi hiçbir akıllı insan bu şeytana bırak oy vermeyi selam bile veremez. Çünkü imanı zedelenir.”Oğlum kızım damadım bu pisliğe bulaşmamıştır bunu söyleyen iğrenç müfterilerdir..”diye devam eden cümlelerin hukuki hiçbir değeri yoktur. Çünkü babanın oğlu lehine, oğlun babası lehine yaptığı tanıklık geçerli değildir. Yani geçersiz ve hiçbir değeri olmayan şahitlikle ve hiçbir ciddi delil sunmadan yapılan savunma da savunma değildir.

Avrupa parlamentosuna gider kendi memleketinden dert yanarsın. Dış güçlerin provokasyonu dediğin 17 aralık rüşvet depreminde gösterdiğin adres Avrupa birliği idi. Aradan bir ay geçti sana provokasyon düzenlediğini iddia ettiğin Brüksel’in “şefkatli kollarına” niçin sarılmaya gittin ve onlara çocuklar gibi ağlaştın. Bundan 10 sene evvel bu tavra tavır bile denmez, kaypaklığın en adisi denirdi. Fakat senin seçmenin sana hala destek vermeyi düşünen seçmenin kör olup görmüyor, sağır olup duymuyor ve yüzsüzcesine ve hiç bir şey olmamış gibi “ne olmuş yani..” makamından mırıldanmaya devam ediyor.

İstanbul Esenyurt da saldırıya uğrayan MHP seçim bürosu kan gölüne döndü. Sen muhakkak bundan AKPKK zarar görmesin telaşıyla kurulacak en nezaketsiz cümleyi kurdun; “bu provokasyon da zarar gören….” diye başlayan abuk subuk laflarla topu taca atmaya kalkıştın. Sen vicdan sahibi bir sorumlu kişi değilsin. Sen ancak sana zararı dokunabilecek yer ve yönlere karşı çaput tıkamaya odaklanmışsın. Söz konusu sen ve ailen olunca en yakınında duran bakanları bile satacak kadar korkunun sahibisin. Sen korkak bir adamsın. 17 Aralıkta dokundurduğun Brüksel’den gelecek şimşekleri önlemek için her zaman yaptığın gibi onlara şirinlik göstermeye ve Türkiye’yi şikayet etmeye gittin. Senin olmayan vatan batsın varsın diye düşünmesen güneydoğu üzerine PKK ile pazarlık yapmaya kalkmazdın.

“Vatan sevgisi imandandır” bu güzel söz Hadis olsa da değerlidir, olmasa da değerlidir. Çünkü Kuran’da “eğer memleketiniz bir tehdit altına girerse veya saldırıya uğrarsa düşmana bütün gücünüzle direnin. Sana yardım edecek olan benim” diyen Cenabı hakkı doğrulamak zorundasın… Vatanın bir kısmını PKK adıyla bu memlekette on binlerce insan öldürmüş, beşikteki bebekleri bile kurşunlamış insanlıktan bihaber ermeni artıklarına terk etmeyi düşünecek ve taraftarına da bunu makul bir yol diye kabul ettirecek bir insanın hak edeceği tek bir vasıf vardır. O da apaçık hainliktir. Geleceğinden endişe duymak bir yalancıya kefil olmaktan daha güvenli bir yoldur. PKK çok rahat bir hazırlanma fırsatı yakaladı. Eğer Erdoğan bunlara Güneydoğu’da özerklik, bağımsızlık vermezse “ülkeyi kana bulayacağız” diyor İmralı Canisi….

Ey okuduğunu dinlediğini anlamaktan aciz numarasına yatan kibir yükü eşekler yolunuz destek verdiğiniz hainler yüzünden kan deryasına doğru gidiyor.. Haberin olsun…Bir insan gerçekten toplumda dışlanmış olduğundan şikayet ediyor da bizi de insandan sayın diyerek bir talep te bulunuyorsa bunun laflarının arasında kesinlikle tehdit içeren koku bulunamaz.

Demek ki bu alçaklar fazlasını istiyor bu bir, ikincisi bu alçak taife parasal desteği dışarıdan olan gavurun kiralık katilleridir ..Üçüncüsü bunların taleplerini makul ölçüde talep kabul edip bunlarla pazarlık yapmaya kalkışmak aynen kiralık katillerle aynı hamurdan olmayı gerektirir ve bunlarda esas dış güçlerin adamlarıdır. Din düşmanıdır. Vatan düşmanıdır. İnsanlık düşmanıdır. Sende aynı kalıba girmek istemiyorsan tavrını al, gardını al…