Son 3 yılda yavaş yavaş Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin neredeyse tüm alanlarına sızdılar. Genel sekreterinden yardımcısına, genel müdüründen yardımcısına, daire başkanından belediye şirketlerinin yönetimine kadar her kritik kadroya getirildiler…

Onlar için Aydınlı olmak belli makamlara gelmek için engeldi. Tecrübe ve liyakatin hiç mi hiç önemi yoktu. Erkan Karaarslan ile tanışmak, onun adamı olmak önemliydi…

Aydınlı belediye çalışanları hep horlandı, geri plana atıldı, sürgüne gönderildi. Erkan Karaarslan ve adamları ile iyi geçinmek, onların bir dediklerini iki etmemek, öne konan her belgeyi imzalamak sürgüne gitmek istemeyen memur için farz olmuştu…

Erkan Karaaralan ve adamlarının dümen suyuna giren makam ve sahibi olduğu için işin başında durumdan rahatsız olan birkaç eski memur da meşhur danışmandan ‘üstad’ diye söz ediliyor, onların yanlarında boy gösteriyordu. Sonunda onlar da Erkan Karaarslan’ın adamı oldu.

Bu ekip öyle popülerlerdi ki belediyenin nimetlerini bolca yediler…

Hayatın olağan akışına uymayan şekilde terfi eden ve belediyede özel görevlere getirilen Karaarslan’ın ekibindekilerde tecrübe ve liyakat aranmadı.

Hak etmediği halde göreve getirilenlerin ortak özelliği Erkan Karaarslan’ın adamı olmalarıydı. Onlara ‘himmet’ gibi dağıtılan makamlar onlar için birer lütuftu. Rüyalarında bile göremedikleri makamlar kendilerine sunulmuştu.

Bunlara belediye şirketlerinde yönetin kurulu üyeliği tahsis edilerek, ikinci bir maaş almaları sağlandı.

Araçlar, bütçeler verildi…

Her şey yolunda gidiyor, yolsuzluk, adrese teslim ihaleler, şaibeli işler makyajlanarak üstü örtülüyordu.

Taa ki 15 Temmuz’a kadar…

15 Temmuz sonrasında devlete sızan FETÖ’cülerin temizlenme süreci başladı…

Bu kapsamda Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde, Başkan Özlem Çerçioğlu’nun destek ve onayı ile Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) benzer bir yapılanmanın baş aktörü Erkan Karaarslan, FETÖ/PDY terör örgütüne maddi kaynak sağladığı gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine gönderildi.

Arama kararının ardından 10 gün sonra teslim olan Erkan Karaarslan’ın tutuklanarak cezaevine gönderilmesi, Başkan Çerçioğlu’nun beklemediği bir karardı. Eski Aydın Cumhuriyet Başsavcısı Ekrem Yiğit’in tutuklanması işin tuzu, biberi oldu.

Evdeki hesap çarşıya uymayınca telaş başladı… Kendisini eleştiren gazetecileri ‘pusu’ kurmakla suçlayan Çerçioğlu, bugüne kadar imzamın bulunduğu hiçbir haber ve köşe yazılarıma cevap veremedi. Bütünlük içindeki yazıdan cımbızla bir cümle çekerek ‘hakaret’ dedi. Taşeron işçiler üzerinden suç uydurmaya çalıştı.

Özellikle Erkan Karaarslan’ın FETÖ’den tutuklanmasından sonra bir kısım çevre Özlem Çerçioğlu’ndan bu şaibeli ekiple yollarını ayırmasını bekledi.

Çerçioğlu ise söylemleri sorunlu, tarzı polemik üretmekten öte geçmeyen, kasaba siyasetçisi söylemleriyle ‘yazıyor da ne oluyor’ diyerek işi geçiştirmeye çalıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı’ diyerek itirafta bulunduğu bir dönemde, ‘yanlış yaptım’ diyerek beyaz bir sayfa açabilir,  hak edenin, işi bilenin, ehliyeti olanın göreve gelmesi sağlanabilirdi.

Ama olmadı…

Neden?

Doğrusu yıllardır dikkat çektiğimiz Erkan Karaarslan ve adamlarının temizlemesini, Özlem Çerçioğlu’ndan beklemiyorum. Özlem Çerçioğlu için bu işin kolay olmadığını çok iyi biliyorum.

Çünkü belediyede her şey bu kadroların elinde…

‘Sünnetçi’ lakaplı adamda bol malzeme var…

Bu durumu Çerçioğlu da biliyor.

O nedenle eli kolu bağlı oturuyor.

Böyle giderse, geri dönüşü olmayan travmalar yaşayacak haberi yok!