Onur Yasin Tunç
Okullar Tatil Oldu Şimdi İşbaşı Zamanı!
Geçtiğimiz Cuma günü bir eğitim öğretim yılı daha tamamlandı. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklarımız karne sevinci yaşadı. Kimileri sevinçle eline aldı karnelerini, kimileri ise biraz hüzünlüydü. Anne ve Babalar çocuklarının karnelerine bakarak geleceğe yönelik tahminlerde bulundu. Kimi veliler çocuklarına sitem etti, kimileri çocuklarına nasihatte bulundu. Kimileri ise çocuklarını hediyelere boğdu. Netice itibari ile iyisiyle kötüsüyle, hüznüyle mutluluğuyla bir eğitim öğretim yılı daha bitti.
Yaz tatilinde kimi çocuklar ya gerçekten ihtiyaçları olduğu için ya da anne ve babalarının hayatı biraz daha yakından öğrenmeleri için sıklıkla sokaklarda, pazarlarda, esnaf dükkânlarında çalıştıklarına şahit olacağız.
Çalışan çocukların durumu tüm dünyada yakından izlenen ekonomik olduğu kadar toplumsal da bir durum oluşturuyor. Ülkemizde ki duruma bir göz attığımızda; 4857 sayılı iş kanununa göre 15 yaşından küçük çocukların çalıştırılmaları yasaktır. Kanun buna da bir istisna getirmiştir. 14 yaşını doldurmuş ve ilköğretimini tamamlamış çocuklar hafif işlerde çalıştırılabilir şeklinde bir istisna ile çocuğun bedensel veya zihinsel gelişimine engel olunmadan ve eğitimini aksatmadan çalıştırılabilmesine bir anlamda izin verilmiştir. Mevzuatımızda 14 yaşını bitirmiş ve 15 yaşını doldurmamış işçiler çocuk işçi olarak adlandırılmaktadır. 15 yaşını doldurup 18 yaşını doldurmamış işçiler de genç işçiler olarak değerlendirilmektedir. Yine yasal mevzuatımızda çocuk işçileri çalışma saatleri düzenlenmiş olup sigortalı olarak kanunlara uygun bir şekilde çalıştırılmak zorundadır. Kanun çocuk işçi ve genç işçilerin durumunu özellikli bir durum olarak görmektedir. TUİK tarafından geçtiğimiz yıllarda yayınlanan istatistiklere göre 2006’da tarlada çalışan çocuk sayısı 152 bin civarında iken 2012’de 200 bin civarında olmuştur. Buna karşılık sanayi ve diğer hizmetlerde çalışan çocuk sayısı 113 binden 92 bine gerilemiştir.
Bizim ülkemizde çocuklar ne yazık ki ucuz bir iş gücü olarak görülmektedir. Çoğu işverenlerin yaz tatilinde çalışan çocuklara ücret vermediğini duydum. Hatta yakın bir dostumuz çocuğunu yaz tatilinde bir esnafın yanına vermek yanında hayatı ve zorluklarını öğrenmesini isteyince çocuğun babasından ücret bile talep etmiştir!! Sebep olarak da işveren kardeşimiz “çocuğunun yeri yurdu belli olacak abi!” şeklinde bir cevapta sunabilmiştir.(güzel yurdumdan insan manzaralarıJ)
Evet, çocuklarımızın geleceğe daha doğrusu hayata daha iyi hazırlanabilmeleri için, para kazanabilmenin zorluklarını görüp eğitimine daha çok emek sarf edebilmeleri için çalışmaları yararına olabilir. Hatta ilkokula giderken her ne kadar babam istemese de zorla ikna edip çalışmak istediğimi söyleyerek çalışmıştım. Pazarda poşet de sattım, limon da sattım ama çok kısa sürdü. Günlerden bir gün dedem bizim eve geldi benim pazarda çalıştığımı duyunca babama “bir çocuğa bakamıyorsan, bırak ben okutayım” dedi. Bu cümle de biraz gurur kırıcı oldu. Sonra çalışmayı bıraktım. Aslında dedem imdadıma yetişmişti. Para kazanmanın kolay olmadığını öğrenmiştim bir de üstüne rekabet ortamını da görüp, aynı işi yapan benden yaşça büyüklerin Pazar içinde bana emir ve talimat vererek “sen git şurada satış yap buralarda görmeyeyim seni” gibi sözlerle ve de eylemlerle mücadeleyi öğrenmiştim. Baktım ki okumak daha kolay dört elle sarılmıştım derslerime dedeme minnettar kalarak. Eminim bu yaz birçok çocuk benim yaşadıklarımı yaşayacak. Neyse o zaman da mücadele etmeyi ve gerçekten çalışmak zorunda olmadıkları için hayatlarına şükretmeyi öğrenecekler. Ne diyelim o zaman bütün çocuklarımıza mutlu, güzel ve de iyi tatiller..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.