Ödleğin ödü kopar

"Suçlu bağırınca suçsuzun ödü koparmış."

Bu tümce, bizim atasözümüz olamayacak kadar kof bir sözcük kümesidir suçluyu kutsayan suçu kollayan.

Suçlu bağırınca suçsuzun ödü kopmaz, ödleğin ödü kopar.

Hepinizin bildiği, sayfamda ve köşe yazılarımdan da takip ettiğiniz gibi kendisini

"Solcu, şair" addeden bir sapığın taciz ettiği on yaşındaki bir kız çocuğuna arka çıktığım, bu çocuğun üvey babasını tahrik ettiğini iddia eden üvey amcası Hüseyin Ferhad'ı dilimin döndüğünce kınadığım ve böylesine iğrenç bir suça çocuğun babasının yanında üst bikinisini çıkartarak onu tahrik etmesi üzerine savunmasını yapan avukatı Veysel Gültaş'a beddua ettiğim için hakkımda hakaret davası açılmıştı. Ünlü şair(!) Hüseyin Ferhad ve Veysel Gültaş tarafından. Köşe yazarlığını yaptığım AYDIN24HABER.COM gazetesi sahibi Servet Töz'e de yazılarımı kaldırması noktasında teklif ve tehditte bulunmuşlardı.Yiğit gazeteci sevgili Servet Töz ise bunlara itibar etmemiş yazılarımı da yayınlamaya devam etmişti.

Buraya kadarı hep sayfamda yer almıştı zaten.

İşin bundan sonrasında olanlar ise yüreğimde insana dair birçok kırılmaya neden oldu maalesef.

Yiğitliğine güvendiğim birçok arkadaşımı bizzat arayarak İzmir'de kimseleri olmayan bu yavru ve annesine yardım etme noktasında desteklerini istediğim şair arkadaşlarımın birçoğu ki bunların içinde canımdan can bildiklerim de vardı ne yazık ki sahip olmanın ötesinde yazılarımdan dolayı bana kızıp selamlarını bile kesmişlerdir.

Gelelim sonuca!

Sonucunu göze alamadığım hiç bir adımı atmam ben ve mazlumun yanında yer almak adına hiç bir güçten de korkmam. Canım malım pahasına bile olsa.

Kim ve kimin olduğuna bakmaksızın arkasında durduğum çocuğumuz şükür hayatına kaldığı yerden devam ediyor.

Çocuğu taciz eden üvey baba Mehmet Hameş tutuklandı ve sekiz yıla hüküm giydi.

Hakkımda açılan hakaret davaları ise kovuşturmaya gerek görülmeden düştü.

Oysa ne çok isterdim davanın açılıp Hüseyin Ferhad'ın, "Kız benim kardeşimi tahrik etti... " sözlerinin telefon kayıtlarından alınıp kamuoyuna dinlettirilmesini ki o zaman hiç değilse şair sıfatı düşerdi omzundan. Zira şair olmak önce adam olmayı gerektirir.

Süreç içinde davaya müdahil olup çocuğa ve annesine kanat açan tüm İzmirli dost ve arkadaşlarıma, yiğit şairlere gönül dolusu teşekkür ediyorum. Duruşumdan dolayı bana tavır alan, gönül koyanları vicdanlarına ve Allah'a havale ediyorum.

On yaşındaki üvey yeğeninin üvey babası Mehmet Hameşi tahrik ettiğini söyleyen Hüseyin Ferhad, Bir çok avukatın suçun sabit olmasından dolayı almadığı bu davayı alıp, çocuğun babasının yanında üst bikinisini çıkardığı için tahrik olduğu bu yüzden taciz etmediğini sadece sarktığını(!) iddia eden Veysel Gültaş, Çocuğu annesinin atamasının AKP iktidarı tarafından yapıldığı için AKP trolü olduğunu iddia eden ve çocuğun "Amca" diye hitap ettiği Mehmet Mahzun Doğan ve olayın gerçekleştiği gün çocuğun annesinin yazlığında Hüseyin Ferhad'la birlikte kalıp olayı haber aldığında olayı kamufle etmeleri için anneye baskı yapan Hülya Deniz Ünal’ı da Allah'a ve "Ben şairim" diyenlerin şairliğine bırakıyorum.

Hakkımda dava açılmış olsaydı da en ufak bir endişe duymayacak olası tüm ceza ve yaptırımları da başım gözüm üstü kabul edecektim onurla gururla insan, kadın, şair ve anne olarak.

Demem o ki mirim,

Suçlu bağırınca suçsuzun değil ödleğin ödü kopuyor. Yanlış bir algı oluşmasın.

f-1-001.jpgf-2-001.jpg

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.