
Ramazan TÜLÜ
Milli iradenin sıhhati
Erken Seçim olur mu, olmaz mı?
Seçimler zamanında olacak mı, Olmayacak mı?
Hiç bir şey değişmeyecekse, her şey bilindiği gibi, istedikleri gibi devam edecekse seçim erken olsa ne olur, zamanında yapılsa ne olur. Olsa da olur, olmasa da olur.
Bir seçimin sağlıklı olması ve tarafları (seçen ve seçileni) tatmin etmesi ancak ve ancak koşullarının adil ve taraflara eşit imkanlar tanınmasına bağlıdır.
Siz hiç son model lüks bir Mercedes ile demode olmuş, eski ve hurda bir "hacı murat" ın yarışabileceğini tasavvur edebiliyor musunuz?
Velev ki yarıştılar hangisi yarışın birincisi olur?
Önceden öngörmeye, tahmin etmeye gerek var mı?
Ülkemizde yapılan ve bu anlayış ile yapılacak seçimlerin koşuları adil midir?
Kendi bünyesinde parti içi demokrasinin kırıntılarını dahi barındırmayan sistemin müesses nizamının devam etmesini isteyen siyasal sistem partilerinden adil seçim beklemek mümkün müdür?
Umumiyetle sağ cenahta bulunan iktidar ve destekçileri siyasal oluşumlardaki hakim olan anlayışın, demokrasinin faziletlerinden yararlanıp devlet imkanlarını hovardaca şahsi ikballeri, bireysel ve yandaş çıkarlarına tahvil edileceğini öngörmesi ve bunu normalmiş gibi kabul edilmesi, bu anlayışın sür git devam ettiği bir süreçte böyle bir beklenti nafiledir.
Yapılan ve yapılacak seçimlerde oyların tasnifi ve kesin sonuçların açıklanması aşamasında "hakim güvencesi" ilkesine güvenimiz ne kadardır?
Bir zarftan çıkan oyların birinin iptal edilmesi ve diğerlerinin geçerli sayıldığı bir kararı da görmedik mi?
Yine bu ülkede bilmem kaç milyon mühürsüz oy yüksek hakimlerin verdiği mevzuata aykırı bir karar ile geçerli kılınmadı mı?
Seçim ve Siyasi Partiler mevzuatında sürekli yeni düzenlemeler niye yapılır.
Eskiden seçimlerden üç ay öncesi Adalet, İçişleri ve Milli Savunma bakanı istifa eder yerine yerine bağımsız birileri getirilirdi. Şimdi öylemi, istifa etmesi şöyle dursun tüm bakanlar elinde bulundurduğu devlet imkanlarını iktidar lehine oy devşirmek için kullanmakta bir sakınca görmemektedir.
Yine Seçim Kurulu Başkanları o seçim çevresindeki en kıdemli hakimlerden oluşurken şimdi kura ile atanmamdadır. En kıdemli hakim sabit ve değişmez biri iken, kura çekilişi ile atanan Seçim Kurulu Başkanın değişip değişmediği, kuranın nasıl yapıldığı kuşkuya mahal vermez mi?
Seçmen çevresindeki seçmenlerinin oylarıyla seçilen, mazbatası verilen bir milletvekilin ceza evinde tutulması, en yüksek yargı mercinin 'ihlal kararı' ile serbest bırakılması ve meclise gelip yasama etkinliklerine katılması gerekirken AYM kararının ilgili Yargıtay Dairesince ve Yerel Ağır Ceza Mahkemesince tanınmaması. Meclisin de üst mahkeme yerine alt mahkemenin kararını tanıması ve meclisin bu kararını AYM'nin 'yok hükmünde' saymasına karşın karar mecliste parmak sayısı çokluğu ile kabul görmeyip vekilin hala içerde tutulması, yargıya olan güven ve yargının itibarını zedelemedi mi?
Yine erken ya da zamanında yapılacak seçimlerde, sistemin en büyük ve devletin tüm imkanlarını elinde bulunduran iktidar ve destekçisi partilerin kullanacağı alenidir.
Yerel iktidarların büyük kısmını elinde bulunduran sistemin Ana muhalefet Partisi de dahil olmak üzere, belediyelere sahip olan gücün elinde bulundurduğu belediye imkanlarını bir şekilde kullanacağı aşikardır. Çünkü 'bal tutan parmak yalar' mantığı geçerli.
Uygulama böyle iken bir önceki seçimlerde aldığı oy miktarı en büyük olan partinin en çok, diğerlerinin sırayla kademeli olarak daha az aldığı, eşitlik ilkesine temelden aykırı bir şekilde uygulanan barajın altında kalan diğer küçük partilerin hiç alamadığı bir "Hazine Yardımı" var ki, sistem böyle devam ettiği sürece küçük partilerin oylarını artırması ve başarılı olma ihtimalleri peşinen yok edilmektedir. Başarıları adeta seçmen kitlelerinin bilinçli olması ve hakkını aramasını bilmesine bağlıdır.
Hal böyle iken Sistemin Partilerinin ağzından düşürmediği bir de "Milli İrade" kavramı var ki; Neye göre kime göre millidir ve ne kadar millidir çok tartışma götürecek cinsten.
Yaşadığımız siyasal iklim, halkın cehalet düzeyine ve sefalet oranına endekslidir.
Başka bir anlatıma göre demokrasimiz ve oluşacak "milli irade" cehaletin ve sefaletin üzerine bina edilmiştir.
Sistemin bu şekilde sürüp gitmesini özellikle sistemden beslenen siyasal partiler istemektedir.
"Ben cahilin ferasetine daha çok güvenirim" diyen bir rektörün ya da "Okuma yazma oranı yükselince bizim oylarda düşüş görülüyor" diyen bir vekilin bulunduğu bir ülkede cehaletin önemi fevkalade artmaktadır. Çünkü cahil insan olup bitenleri göremez, kendi aleyhine olan bir düzenlemenin lehineymiş gibi kendisine "siyaseten" söylenen yalanlara çok kolay inanır. Cahilin, uyanık ve çıkarına düşkün polimacıların yalanlarıyla, kandırılıp aldatılarak verdiği oyla vücut bulan Milli İrade ne kadar sıhhatlidir?
Yine gelişmemiş, hatta inatla ve ısrarla geri bırakılmış toplumlarda, milli gelirin orantısız dağılımı neticesi hiç bir zaman ve hiç bir şekilde önüne geçilemeyen sefalet olduğu müddetçe oluşacak milli iradenin sağlığından söz edilemez.
Sefiller ve yoksul kitleler ihtiyaçlarında öncelik sırası söz konusudur. Yaşaması için aş, iş gereklidir. Barınması için konut gereklidir. Siyasiler vasıtasıyla kızına iş bulması, oğlunun atamasının yapılması onun için hayati ve elzemdir. Bu durum sistemin çıkarcı ve uyanık politikalarınca tam da bir istismar konusu ve vasıtasıdır.
Demokrasinin kurum ve kuralları ile uygulanmadığı, uygulanmasına gerek duyulmadığı ülkelerde gerek seçilenleri gerekse seçenlerin demokrasiden anladığı budur. Demokrasi, sadece, 4-5 yılda bir milletin önüne konan sandıktan ibaret olduğu zannedilmektedir ki en büyük yanılgı budur.
Tekrar başa dönecek olursak; Sıhhatsiz bir Milli İradenin teşekkülünde erken seçim falan olmaz. Şayet erken seçim olacaksa ya da normal zamanında yapılacaksa, bunu da siyasete yön verip istikamet tayin eden, Türk Siyasetinin duayeni, bilge kişilik, Türkmen Beyi, Sayın Devlet Bahçeli açıklayacaktır, günü ve zamanı geldiğinde...
Tıpkı 2002 yılı 3 Kasım Seçimlerinin gününü önceden tayin edip dillendirerek, ortağı olduğu koalisyonu memleketin bekası için bozup yıktığı gibi...

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.