Gökhan SEVİNGÜL

Gökhan SEVİNGÜL

Akdeniz’de iki Donkişot: Miçotakis ve Netanyahu

Akdeniz’de Rusya’nın varlığının bir nebze azalması ile birlikte bölgesel hesaplar yeniden yapılmaya başladı. Güven ve istikrardan haz almayan, hukuk tanımayan Netanyahu rejiminin yeni hedefi ve hayali Güney Kıbrıs’ın uluslararası alanda daha popüler bir ülke haline gelmesi. Kaos ve şiddet konusunda uzmanlaşmış Netanyahu rejiminin düşman devlet olarak gördüğü ve haz almadığı Türkiye’yi Akdeniz’de zora sokma planın en önemli en basit aktörü: Güney Kıbrıs. Gazze işgali konusunda yeterince medya ve kamuoyunda destek almakta zorlanan İsrail’in hem AB hem de Türkiye üzerinden Akdeniz ve Ege’de yeni uluslararası karmaşa çıkarma dikkat dağınıklığı hesabının arifesindeyiz. Doğrudan ve dolaylı yoldan Filistin, Suriye ve Lübnan ile karadan yürütülen kara savaşının bölgesel istikrarsızlığa yeterince zarar vermediğini düşünen Netanyahu rejiminin, kaosu Akdeniz’in sıcak sularına taşımaya yönelik politikalar üretmek üzerine olduğunu görüyoruz.

Türkiye’yi kara politikası ile sıkıştırmaya yönelik hamleler yapan Netanyahu rejimin hesabı değişti. Türkiye’nin Suriye’de gerek bölgenin gerekse Suriye halkının güvenliğini aktif olarak sağlayacak olan yeni hava ve ya kara üs savunma gözlem noktalarının varlığı Netanyahu rejimi tarafından kabul edilemez bir hamle olarak görülmektedir. Suriye’de ki Şara yönetimini istikrasız yönetime çevirmek için hesaplar yapan Netanyahu rejimin en önemli hedefi Türkiye’nin dikkatini Suriye’nin üzerinden çekerek Kuzey Kıbrıs meselesi üzerine yoğunlaştırmaktır. Netanyahu rejiminin hedefi, Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Miçotakis arasında verilen uzlaşmacı mesajların yerine taraflar arasında sert gerilim dilinin kullanılıyor olmasıdır. Netanyahu rejimi ile siyasi çıkarları doğrultusunda samimi olma çabasına giren Yunan Başbakan Miçotakis’in denizlerde ki durumu kaos haline getirme çabası günden güne artacaktır. Başta Akdeniz, Ege kıta sahası şımarıklığı yeniden alevlenmeye başlayacaktır. Avrupa Birliği’nin ileride başına büyük sıkıntı olacağı keşke aramıza dahil etmeseydik diyeceği hoppa Güney Kıbrıs yönetiminin, şımarıklığının günden güne artacağını göreceğiz. Kuzey Kıbrıs’ta bazı kendini bilmez Rum tohumlarının Kuzey Kıbrıs’ın milli, ulusal hak ve değerlerini ifade özgürlüğü adı altında çiğneme çabasına girişmesinin yanı sıra sosyal yapısını bozmaya çalışan, Güney Kıbrıs’ın emellerine hizmet eden kimselere Türkiye’nin net cevap vermesi gerekmektedir. Kuzey Kıbrıs’ın milli birlik ve selameti için Türkiye’nin atacağı adımlar büyük önem taşımaktadır. Kuzey Kıbrıs’ın içinde ki çürük elmalar arındırılmalıdır. Türkiye’nin balyozunu hissetmelilerdir. Netanyahu rejiminin diğer hedefi ise sinsi şekilde Turan Birliğini zayıflatma stratejisidir. Macaristan ve Azerbaycan ile doğrudan diğer Türk devletleri ile Güney Kıbrıs üzerinden dolaylı diplomatik ilişkiler kurulması yönünde hedef belirlediğini görmekteyiz. Bu dönemde k İsrail’in diplomasi dili samimi değildir. Güney Kıbrıs’ın uluslararası hakkı neyse Kuzey Kıbrıs’ın da odur. Kuzey Kıbrıs’ı Akdeniz yok sayamazsınız. Orta Asya - Türk Devletlerinin, özellikle Güney Kıbrıs üzerinden Yunanistan ve İsrail’in diplomasi şeklini alan Bizans entrikalarını iyi sezmelerinde fayda vardır.

2025 Mayıs sonrasında diplomasi adı altında Akdeniz’de iki Donkişot Miçotakis ve Netanyahu’nun epey gölge ve ayak oyunlarını göreceğiz. Ülkemize devletimize milli birlik ve beraberliğimizi güvencimiz sonsuz. Türkiye’nin gerekli stratejileri sahada en etkili şekilde ortaya koyacağını inanıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum