Milet (Miletos)

Sayın okuyucular sıkıcı olan siyasi atmosferden kurtularak birde Milet şehrini ve orada yetişen bilim adamlarını sizlere sunalım dedik. Bu nedenle mesleğimizden bir bölüm açarak Milet Antik kentini anlatmaya çalışalım.

1-(1)-015.jpgMilet antik kenti, çok değerli bilginler ve filozoflar yetiştirmiştir. Bunlardan

Thales, Anaximandros, Anaximenes, felsefe tarihinin ilk büyük materyalist doğa filozoflarındandır. Bu bilim adamalarını ve Milet’te kurdukları Milet Okulu dünyanın aydınlanmasında ve insanlığın yücelmesinde önemli ilk adamdır. Bunların araştırmaya düşünmeye, matematiğe dayalı olarak geliştirdikleri mantıklı ve objektif düşünce sistemi insanları yücelterek bu günlere ulaştırmıştır. Bugün arkeoloji uzmanları bu varsayımdan hareket ederek ilkelere ulaşmaya çalışıyor.

ANTİK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE MİLET

1-(2)-014.jpgMilet Antik dönemde Anadolu’nun en büyük ve en önemli kentlerinden biriydi. Felsefe Tarihine ışık tutan bu kent yetiştirdiği TALES, ANAXNANROS, ANAXİMENOS gibi ünlü filozof ve doğa bilimcilerle tarihe damgasını vurdu. M.Ö. 7 ve 6. yy.da özellikle Karadeniz ve Marmara bölgesinde kurduğu 85’den fazla

Koloniyle ayrı bir önem ve güç kazandı. Ayrıca liman kenti olması nedeniyle büyük bir ticaret merkezi haline geldi. Kentte değişik dönemlerde kurulan atölyeler ürettikleri eserleri bütün dünyaya sundu.

Bu bilginlerden Thales, M.Ö. 28Mayıs 585 yılında güneş tutulmasını tahmin ederek ilk güneş tutulmasının tarihini ve gününü doğru olarak bilmiştir.

Ayrıca Mısırda bulunduğu sırada Mısır Piramitlerinin boylarını değneğinin gölgesi değneğinin boyu ile eşit olunca Piramitlerinin gölgesini piramitlerin boyu kadar olacağını doğru olarak bulmuştur. Ayrıca geometride birçok teoremlerin babası olarak gösterilir.

1-(3)-011.jpgSöke Ovası başlangıçta Ege Denizi’nin Anadolu’ya uzanan bir körfezi konumundaydı. Milet kazıları bünyesinde yürütülen jeolojik çalışmalarla şimdiki Söke Ovası’nın altında derin bir çukurun varlığı tespit edildi. Bu çukur antik dönemde Ege Denizi’nden Aydın’a ulaşan bir körfezdi. Bu önemli körfez Menderes’in alüvyonlarıyla yavaş yavaş dolarak bugünkü Söke Ovası’nı oluşturdu. Körfezin varlığı başlangıçta Milet açısından büyük bir avantajdı fakat zaman içinde dolmaya başlamasıyla Millet’in limanları da dolmuş böylece Milet ticari bir merkez olma niteliğini yitirmeye başlamıştı.

Yapılan kazılarda Milet’teki ilk yerleşimin M.Ö. 4. binin sonunda, yani geç tunç çağında gerçekleştirildiği saptandı. Buna göre Miletin günümüzden yaklaşık altı bin yıl önce kurulmuş olduğu söylenebilir. Jeoarkeolojik çalışmalar kapsamında yapılan diril sondajlarda o dönemdeki yerleşimin Milet’i oluşturan ana karanın henüz birleşmeden önce ada durumundayken kurulduğu ortaya çıktı. Bu bölümde yapılan kazılardan ele geçirilen seramiklere göre bu yerleşimindeki kültürün Anadolu kökenli olduğu daha sonraki zamanlarda ise, Girit’te yaşayan Minos halkının koloni kurmak üzere aynı yere gelmiş olduğu sonucuna ulaşıldı. Kazılarda hem önceki kültüre hem de Minos kültürüne ait seramiklerin bir arada bulunmasından yeni kültürün eski kültür ile birlikte devam ettiği anlaşılmakta. Buna göre; Miletin kurucusu olana halkın Anadolulu olduğu ve daha sonra göçler yolu ile gelen halkın yerli halkla kaynaşığı görülmektedir.

Milet şehri İonyanın en önemli şehriydi. Hatta 12 iyon şehri birleşerek Pers işgaline karşı gelmeye çalışmışlar.

1-(4)-002.jpgMiletos Agora Kapısı, Bergama Müzesi, Berlin (Alman kazı heyetince Berlin’e kaçırılan güney agora kapısı)

12 iyon şehrinin donanması birleşerek Milet şehrinin çok yakınında bulunan LADE adasında bir deniz savaşı yaparlar. Hatta Milet halkı Antik tiyatronun tepesine çıkarak yapılan deniz savaşını seyrederler. M.Ö.494 yılında sabahtan akşama kadar yapılan savaşda pers donanması galip gelerek limandan Milet şehrine girerek çok büyük tahribat yaparlar. Milet halkının bir kısmını Mezepotamyaya sürgüne gönderirler.

Milet MÖ 304'te Büyük İskender tarafından Perslerin elinden alınmıştır. Büyük İskender’in ölümünden sonra MÖ 313'te Antigones ve MÖ 301'de Selevkosların eline geçmiştir. M.Ö.188 de Miletos şehri tekrar bağımsızlığını kazanmıştır. Fakat MÖ 133'te Pergamon'un son Kralı ülkesini Romalılara miras olarak verdikten sonra Miletos bağımsız kalmamış Roma'ya bağlanmıştır.

11. yüzyıl sonlarında Selçuklular Anadolu'yu işgal etmeye başlamışlar ve Türkmen göçmenler Ege kıyılarına da yerleşmeye başlamışlardır. Selçuklular zamanında Miletos limanı yine Venediklilerle ticaret için liman olarak kullanılmıştır. Birinci Haçlı Seferi'nden sonra Bizanslılar Ege kıyılarını tekrar ellerine geçirmişlerdir.

Selçukluların Moğollara Köse dağı'nda yapılan savaşta yenilip devletleri dağılmaya başladığında Miletos'un Menteşe Oğullarının eline geçtiği bilinmektedir.

Daha Sonra Osmanlıların eline gecen Miletos limanının kullanılması devamn ettiği bilinmektedir. 1494 de Menteşe Beyleri soyundan olan İlyas Bey Miletos'ta bir camii, medrese ve

Hamamdan oluşan bir kulliye yaptırmıştır. Fakat limanın dolmasıyla Mile şehri terkedilmiştir. Şehir harabeleri buğun deniz kıyısından 10km kadar içerde kalmistir. Antik Milet harabelerinin yanında Balat koyu bulunmaktadır

Bir açık hava müzesi olan ve çok önemli Antik kentleri barındıran Aydın İlimizde yurttaşların bu güzel antik kentleri görmeleri ve tanımaları en büyük dileğimizdir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum