Orhan ERDEM
Mevlana, aşk, ney ve insan
Dinle bu ney nasıl hikâye ediyor.
Ayrılıklardan nasıl şikâyet ediyor.
Beni kamışlıklardan kestiklerinden beri,
Feryadın erkek, kadın herkes anlayıp inledi.
Ayrılıklardan parça parça olmuş kalp isterim ki,
Derdimi açayım.
Aslından uzak düşen kişi, yine konuşma zamanını arar.
Ben her toplulukta ağlayıp inledim.
Kötü hallilerle de eş oldum, iyi hallilerle de.
Herkes kendi düşüncesine göre
Benim dostum oldu.
Ama kimse içimdeki sırları araştırmadı.
Benim sırrım feryadımdan uzak değildir.
Ancak her gözde kulakta o nur yoktur.
Her candan can tende gizli kapaklı değildir.
Lakin canı görmek için kimseye izin yok.
Bu Ney in sesi, aşk hüznünün ateşidir.
Hava değildir.
Kimde bu ateş yoksa kendisi de yok olsun.
Aşk ateşidir ki, Ney in içine düşmüştür.
Aşk coşkunluğu ki şarabın içine düşmüştür.
Ney, dosttan ayrılan kişinin arkadaşıdır.
Onun perdesi perdelerimizi yırttı.
Ney gibi hem zehir hem de panzehirdir.,
Ney gibi hem bir hemdem
Hem bir müştak, kim gördü.
Ney, kanla dolu olan yoldan bahsetmekte
Mecnun aşkın hikâyelerini söylemektedir.
Bu aklın mahremi akılsızlardan başkası değildir.
Bizim kederimizden günler vakitsiz bir hale geldi.
Günler geçtiyse, varsın geçsin; korkumuz yok.
Ham pişkinin halinden anlamaz.
Öyle ise söz kesilmelidir, Vesselam.
Ey oğul; dünyaya olan bağını çöz, azad ol.
Ne zamana kadar gümüş, altın esiri olacaksın.
Ey bizim sevdası güzel aşkımız, Şad ol.
Ey bizim hastalıklarımızın hekimi !
Ey bizim kibir ve azametimizin ilacı!
Ey bizim Eflatunumuz!
Ey bizim kalinus’umuz!
Ey aşık! Aşk, TUR’un canı oldu.
TUR sarhoş, Musa’da düşüp bayılmış!
Zamanımı beraber geçirdiğim arkadaşımın
Dudağına eş olsaydım,
Sırlarına tahammül edecek bir sohbet
Arkadaşı bulsaydım.
Ney gibi ben de söyleyecek şeyleri söylerdim.
Gönüllerinden ayrı düşen, yüzlü nağmesi olsa bile dilsizdir.
Gül solup mevsim geçince, bülbülden maceralar isteyemezsin.
Her şey maşuktur. Aşık bir perdedir.
Yaşayan maşuktur, aşık bir ölüdür.
Kimin aşka meyli yoksa, o kanatsız bir kuş gibidir
Vah ona.
Sevgilimin nuru önde, artta olmadıkça
Ben nasıl önü, sonu idrak edebilirim.
Aşk bu sözün dışarı çıkıp yazılmasını ister.
Senin güzel aynan Allah’ın güzelliğini niçin haber vermiyor bilir misin?
Yüzünden, tozu pası silmemiş olmandan.
***
Not : Mevlana’dan seçmeler zaman zaman devam edecek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.