Mesut Yılmaz Mesut Yılmaz dengeli, hoşgörülü ve çalışkan bir devlet adamımızdı. Ben Trabzon’da Arsin Kaymakamıydım. Arsin’de Fındıklı Köyü vardı. Nüfusu biraz çoktu. İlçeye de 60 kilometre kadardı.

Burada bir belediye kurulması gündeme geldi. İl genel meclisi üyeleri ve muhtarla birlikte faaliyete başladık. Bu arada oranın bazı aileleri bizim belediye kurma çalışmalarımızı engellemeye başladılar. Bunlar muhtarın karşı görüşündelermiş.. Bana telefon ederek belediye kurulmasını istemediklerini açıkça söylüyorlardı. Ben de her telefona karşılık veriyordum. “Size ne. Orada belediyeyi kuracağız” diyordum. Bir ara yine bir telefon geldi, “Kaymakam Bey ben orada belediye kurulmasını istemiyorum” dedi. Ben de telefonda “kardeşim sabahtan beri kaç oldu, iki üç gündür de devamlı telefon ediyorsunuz. Biz burada belediyeyi kuracağız” diye adamın suratına telefonu kapattım. Yarım saat sonra bir telefon daha geldi. O zamanki Anavatan Partisi yetkililerinden Trabzon’da dedi ki “sen bizim il başkanımızın suratına telefonu nasıl kapatırsın” diye serzenişte bulundu. Ben adamın İl Başkanı olduğunu nereden bilecektim.

O gün öğleden sonra Vali Bey telefon etti. Konuyu kendisine anlattım. Hak verdi. Bir hafta sonra Vali Bey yeniden telefon etti, “Başbakan Mesut Yılmaz Rize’ye geçecek dikkatli olun” dedi. Ben hemen ilçeyle ilgili dokümanları gözden geçirdim. Hazırlık yaptım. Nitekim ertesi günü Başbakan Rize’ye giderken bizim Arsinli Anavatan Teşkilatı üyeleri Başbakanı ilçeye davet ettiler.

Başbakan da Vali Bey ve ekibi ile birlikte direkt Kaymakamlığa birlikte direkt kaymakamlığa geldi. Ben Brifing verdim verdikten sonra Mesut Yılmaz Başbakanımız bana baktı, Vali beye baktı. “Anavatan İl Başkanı ile kavga yapan bu Kaymakam mı” dedi. Vali Bey, “Evet ama Kaymakam haklı galiba. Çünkü telefon edince ben şuyum dememiş İl Başkanı Kaymakam da zaten belediye kurulmasının faaliyetlerine çalışırken herkes engellemeye çalışınca kızıp telefonları kapatmaya başlamış. O da öyle telefon edince kuracağız kardeşim sen kim oluyorsun diye telefonu kapatmış” dedi. Mesut Yılmaz Anavatan il başkanına baktı. İl Başkanı da “Efendim bende hata oldu, ben kendimi tanıtmadım Kaymakam bey haklı” dedi. Mesut Yılmaz beni ve parti başkanını dinledikten sonra “O zaman sizi barıştıralım” dedi. Biz de kalktık il başkanıyla sarıldık öpüştük ve barıştık Ben oradan ayrılıncaya kadar da iyi diyaloglar kurduk. İl Başkanı bize tüm faaliyetlerimizde yardımcı oldu. Hatta Maçka’da sel felaketi oldu. Ben Maçka’da da aynı zamanda Kaymakam vekilliğine bakıyordum o sel felaketinde bizim yaralarımızın sarılmasın da, normal hayata dönmemiz de çok yardımcı oldu. Bu olaydan sonra ben şunu öğrendim. Olayları önce objektif gözle incelemeyi, irdelemeyi, anlamayı ve hoşgörü ile soruna çözüm bulmaya çalışılmayı. Ben Mesut Yılmaz’ın bu davranışından bunu gördüm ve bundan sonraki çalışma hayatımda hep bunu örnek aldım. Ruhu şad olsun.