Ali AKSÜT
Memleket manzaraları
2018’in sonuna doğru, 2019 yılı özlemiyle yanıp tutuşmuştuk. Geleceğimiz adına, hayallerimiz ve umutlarımızın gerçekleşmesi yolunda.
Bu arzularımızın gerçekleşmesini beklerken, göz açıp kapayıncaya kadar 2019 yılı geçti, gitti… Saatler sonra da 2020 yılına gireceğiz.
“Tik tak…” diye ses çıkaran saatimizin akrep ve yelkovanı hiç durmadan dönüyor, her saniye dönüyor, dünya dönüyor, zaman, aylar, yıllar su gibi akıp gidiyor. Ya ömür… “Ömür bir gül gibidir. Belki solmaz ama her gün bir yaprağı dökülüyor.”
Tıpkı öncekiler gibi, koca bir yıl daha geçti. 2019’da yaşadığımız olaylar karşısında kâh üzüldük, kâh sevindik.
Ömrümüzden dökülen yapraklara üzüldük.
Nice kaybettiğimiz insan kaynaklarımız, sevdiğimiz dostlarımız ve akrabalarımızı üzüldük. Şiddet gören kadınlar, cinayetlere üzüldük.
Girdiği ekonomik çıkmaz nedeniyle canına kıyan canlara üzüldük.
Terör örgütünden evlatlarını kurtarmak için nöbet tutan Diyarbakır annelerine üzüldük.
Terör saldırılarına üzüldük.
Türkiye’de yetmiyormuş gibi ekmek parası için gittiği Somali’de terör saldırısına kurban giden iki masum vatandaşımızla birlikte 80 Somalili kardeşimize üzüldük.
Karadeniz’de yanan ormanlarımıza üzüldük.
Üniversite mezunu işsizlerimize üzüldük.
Aydın’da da üzüldüklerimiz oldu.
Bir zamanlar Menderes Nehri tertemiz akar, adeta balık kaynardı. Şimdi zehir akar hale geldi ve balık ölümleri had safhaya ulaştı. Kısaca Menderes’in kirletilmesine, toplu balık ölümlerine üzüldük.
Menderes’in kirletilmesine neden olan sorumluların, hiçbir şey olmamış gibi pişkin pişkin arzı endam etmelerine üzüldük.
Aydın-İzmir arası 120 kilometre. Bunu otoban sayesinde 45 dakikada geçmek mümkün iken hemen hemen aynı mesafede olan Aydın- Denizli arası bölünmüş yol dur kalk yapmaktan bitmemesine, üzüldük.
Hele bir Nazilli ilçesi geçişi var ki belki de geçinceye kadar 15-20 dk. harcamak gerekiyor. Tam 11 adet trafik lambası var ve yeşil dalga diye bir şey yok, her birine yakalanmamıza, zaman kaybına, tüketilen akaryakıta üzüldük.
İşsiz bırakılan gençlerimize üzüldük.
Jeotermal konusunda oynanan tiyatroya üzüldük.
Aydın’da taş taş üstüne koymayan siyasetçilerin, zeytinyağı gibi hep üste çıktıklarına şahit olunca, üzüldük.
Bütün bunlar yaşanırken seyirci olan yetkili yetkisizleri gördükçe, üzüldük.
Listeyi uzatmak mümkün…
Bu nedenle bir hüzün var içimde. Sanki volkan gibi taşan bir yangın var içimde. “Yangın var içimde” adlı şiirimde mısralarda yer bulan şu duygular gibi;
“Yüreğimde yangın var,
Yangın var ateşi içimde, dumanı tüten
Yangın yüreğimde,
Ateşi, külü, karası içinde.”
Bu güzel memlekette sadece ormanlar yanmıyor. Yaşam ve ekmek mücadelesi veren yüzlerce binlerce, milyon kere yürekler yanıyor ve bu yangın her gün artarak etrafına da sıçrayarak büyüyor.
Bir de sevindiklerimiz var.
Dar gelirli, emekli, işçi, memur, küçük esnaf, sanayici ve tarlada ki üretici geçim sıkıntısından dert yanıyor, “ekonomi kötü” diye. Benim de ekonomim iyi sayılmaz ama Allah bazılarına “yürü kulum” demiş, “verdikçe vermiş…”
İşini bilen Aydın Büyükşehir Belediyesi bürokratlarına ekonomik kriz vurmamış. 5 yıllık memurluk geçmişi olan da, tek maaşla geçinen de Aydın’da yeni inşa edilen bir rezidanstan konut sahibi olmak suretiyle “rezidans kardeşi" olmuşlar. Memur maaşıyla, 800 bin lira değerinde ev sahibi olmayı beceren bu arkadaşların başarılarına sevindik.
Bu “Rezidans kardeşlerine” “Nereden buldun?” dememek suretiyle, inşaat sektörünün canlanmasına vesile olan yetkililerin varlığına sevindik.
Bir de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun Halk Ege Et hamlesiyle, bir Aydın markasının İzmir’de şube açmasına sevindik.
Sevindik ama Aydın’ın Karacasu, Kuyucak ve Koçarlı gibi ilçelerinde şube kapatan idarenin, İzmir’de satış yeri açmasına bir anlam veremedik. Satırların başında “kah üzüldük, kah sevindik” demiştik ya! Bu duruma üzülelim mi? Sevinelim mi? Bilemedik.
Bu duygularla; barış, huzur, sağlık ve esenlik içinde insanların birbirlerini daha çok sevdiği ve saydığı, insanca, özgür yaşanan bir Türkiye dileğiyle yeni yılınızı kutluyorum. Yeni yıl yeni umut olsun!
Kalın sağlıcakla…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.