Bir çok yazımda bas bas söyledim, hala söylüyorum: Bu milletin ihyasına hiçbir güç engel olamayacak.  Bu millet hedef alınarak çok planlar yapılacak ama hepsi boşa çıkacak. 50’li yıllarda beli kırılan şer güçlerin, şimdilerde ölüm döşeğinde olduğunu hatırlatırım.

Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz derseniz, itikadi bir mesele, der ve teferruatına girmem. Ama şu kadarını söyleyeyim, tüm Müslüman ülkelerinde kazan kaynamasına rağmen, ülkemizin nice fitne karşısında bile selamette olması ufak bir alamet ve keramet değil midir? Dış güçlere göre esip savuranlar, savrulmaya müstahaktırlar. Zira kulun planının karşısında Allah’ın planı vardır ki; o planın üzerine plan yapılamaz.

Dibimizde zuhur eden Musul meselesi de hayrımıza olacak. Teferruata girmek benim işim değil. Ama vatanın bir parçası olarak gördüğümüz Musul ve Kerkük’ün esaretinin bitmesi yakındır. İdari makamda ki kişilerin planında bu mesele vardır veya yoktur, bilemem. Planlarında olsa da, olmasa da buraların esaretten kurtulmaları yakındır.

Dış güçlerin bölünmesini bu zamanlara sakladıkları son Osmanlı toprağının bölünemeyeceği, aksine birleşeceği görünmüştür. Plan tutmamıştır. Zira onların üstünde büyük plan devreye girmiştir.

Şer güçlerin ve onun mavi yıldızlı efendilerinin  yeni oluşturacağı dengenin karşısında açık yüreklilikle söylüyorum ki donanımlı ve bilinçli bir millet geliyor. O millet bu millettir. Korkunun ecele faydası yok ama, ümidin hem ecele hem yaşamaya faydası çoktur. İnanmanın ise ecele ve yaşamaya faydası kesindir.

Çekilen bu çileler son bulsun. Milletimizin geleceği aydın olsun. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.