Kul Sıkışmayınca Hızır Yetişmez

Bir çoğumuz bu sözü duymuşuzdur. Bu söz binlerce yıldır atalarımızdan dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiştir.

Bu söz sadece insanların korunma ihtiyaçlarından ve bir ilahi güce sığınma isteklerinden mi ortaya çıkmıştır? Yoksa bu söz çok büyük bir gerçeği mi ifade etmektedir.

Hızır adıyla Anadolu’muzda yaşamakta olan bu inanç dünya üzerindeki birçok toplumda da farklı isimlerle varlığını sürdürmektedir.

Türkler için kökeni Orta Asya ya kadar uzanır. Önce Gök Tanrı Kültünde, daha sonra Şamanizm’de, en son olarak da İslamiyet’in Türkler tarafından kabulüyle farklı isimlerle günümüze kadar gelmiştir. Ortaasya da Türklerde “Boz Atlı Yol İyesi”, “Gök Sakallı Koca” isimleriyle ortaya çıkan bu inanç, artık günümüzde İslam inancıyla HIZIR adıyla yaşamaktadır.

Alevi Bektaşi inancı içinde Hızır önemli bir yer işgal eder. Hızır dara düşenlerin, hastaların, fakirlerin kurtarıcısı, her derde derman olan abı hayatı içmiş bir ölümsüzdür.  Hızır Aleyhisselam, Hızır Nebi veya Boz Atlı Hızır olarak çağrılır ve çağrıldığında geleceğine gönülden inanılır.

Hızır Aleyhisselamı sadece halk efsanelerinde ve halk inançlarında değil, Kur’anı Kerim ve Tevrat gibi kutsal kitaplarda da görülmektedir.

Hızır Arapçada yeşil anlamına gelmektedir. Ayasofya’da yeşil sütunlardan üçüncüsünün kaidesinde bronz çember üzerinde bulunan “on sekizinde yevmi Pazar, 1038” ibaresinin Hızır Aleyhisselam tarafından çöple yazıldığına inanılır.

Yine bir kaynakta anlatılanlara göre Hızır parmağını Ayasofya’nın sütunun üzerindeki deliğe sokmuş ve Camiyi Mekke’ye yönelterek Kıbleye çevirmiştir.

Anadolu’da Hızır’ın savaşlarda yardım ettiği, yol yordam gösterdiği nesillerden beri anlatılır. İngiliz kayıtlarında geçen Çanakkale savaşlarındaki yeşil sarıklı askerler, Kore ve Kurtuluş savaşında ansızın ortaya çıkan yeşil kıyafetli birilerin yardım ettiği nesilden nesile anlata gelir.

İnancımıza yerleşen bir diğer konuda Ayasofya’nın kubbesinin ortasında bir zincir ile asılı duran topun altındaki yerin Hızır’ın makamı olduğu ve zaman zaman burada sabah namazı kıldığı söylenir. Kırk gün sabah namazını burada kılanlara kırkıncı günkü sabah namazından sonra Hızır’ın göründüğü ve dileğini gerçekleştirdiğine inanılır.

Hızır’ın özellikleri hakkında çok çeşitli görüşler vardır. Bunların başında ölümsüz oluşu gelir. Hamis Tarihi’ne göre Hızır’ın başlıca özellikleri şunlardır: Veli olarak üç defa adı çağrılınca insanları, hırsızlığa, boğulmaya, yangına, yılana ve akrebe karşı korur. Her cuma zemzem kuyusundan su içer. Cuma namazlarını Mekke’de Medine’de, Kuba’da, Cebel-i Zeytun’da kılar.

Hızır Aleyhisselam  inançlarını, hikayelerini sadece geçmişte kalmış, rivayete dönüşmüş, doğruluğu şüpheli olaylar olarak görmemeliyiz. Aslında çoğu zaman çok olağan üstü görünümlü birini beklediğimiz için karşılaştığımız Hızırları unutmayın….

Pozitif kalın, dileyin ve onlara güvenin… Yetiş ya Hızır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.