Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

Korkularımız

Daha önce bir yazımda “insanları birleştirmenin iki yolu vardır” diye bahis etmiştim.

                  

Birincisi örneğin, “öcü geliyor, kominizim geliyor” diye, çocukları ve büyükleri korkutursunuz ve korkan insanlardan bir gurup, bir topluluk ve güç oluşturursunuz.

                 

İkincisi, “Gelin beraber bir şeyler yapalım. Bir güç oluşturalım” dersiniz. Bunun bir bedeli vardır. İnsanlara bir şeyler vat edeceksiniz, ikram edeceksiniz ve kendinizin temiz olduğunuzu anlatmaya çalışacaksınız. Bir güç oluşturmaya çalışacaksınız.

               

Birincisi dürüst olmayan insanların ve liderlerin tuttukları, basit ve kolay yoldur. İkincisi dürüst olanların tuttuğu zor yoldur.

               

Hayatımıza şimdi bir bakalım isterseniz. Hangi evresinde korkularımız olmadı?

             

Gelişmemiş ülkelerin sorunu dur bu korkular. İnsana saygısız, korkak ve hatta faşist yönetimlerin yöntemleridir. Geçmişte batıda insanlar hak aramaya girişse; durun ne yapıyorsunuz? Doğu parçalanıyor, şimdi sırası mı hak aramanın? Diye bastırmadılar mı hak arama arzularımızı?

             

İşçiler ne zaman meydanları doldurmaya başlasalar haklarının güzelleşmesini isteseler; “Bunların arkasında komünistler var. Ülkeyi bölecekler” diyerek “onlarla birlik olmayın” demediler mi diğer kesimine işçilerimizin?

             

Hangi dede, torununu sevmek istediğinde, kendisine gelmeyen torununu, arkanda öcü var diye korkutmadı? Hangi nene, torunu uyusun diye öcü geliyor uyu artık demedi?

             

İşte bu korkutarak istediğimizi yaptırma kolaycılığı bu ülkenin insanını edilgen ve korkak yaptı.

            

Birileriniz, biz korkmayız, biz üstün bir ırkız, biz yedi düvele meydan okumuş bir Milletiz diyorsunuz. Değil mi? Bende sizin gibi düşünüyorum.  Bende kendimi kahraman sanıyorum. Ama beni de sizleri de korkutarak amacına ulaşanların bizden daha akıllı olduklarına da inanmıyor değilim.

             

Demem odur ki efendiler, ne zaman biz çare aramaya, ne zaman hak aramaya ne zaman bir çıkış yolu olduğunu anlatmaya çalıştığımızda; yolumuzu bu şekilde kesenlerin dürüst olmadıklarına inanıyorum artık.

               

Geç mi kaldım anlamakta? Ben geç kaldığımı zannetmiyorum demiştim ya daha önceleri de buna benzer yazılarım vardı diye.

                

Şimdilerde biraz durum değişik, biliyor musunuz artık. Dışarıda savaş olmuş, kan gövdeyi götürmüş, içeride bizi fazla ilgilendirmiyor. Ekonomi sallanmıyor.

             

Aslında bizi şimdikilerde korkutmadılar mı geçmişte? Korkuttular. Ama onlarda baktılar artık korkmuyoruz. Metot değiştirdiler. Vaatler le birlikte olmanın pahalı yolunu seçmek zorunda kaldılar. Bu çok iyi bir gelişme. Geçmişten gelen korkularımızı tamamen silemeseler de, yol düzelmeye başladı. 

             

Yerine talip olanlardan çıt yok.  Vatan elden gidiyor korkutmaları da artık Milleti etkilemiyor, korkutmuyor.

               

Yeni bir şeyler söylemek lazım. Korkutmadan, yaşam standardımızı, yükseltecek. Onlarla birlikte olmamızı gerektirecek, daha güzel bir şeyler,  vat etmeleri lazım. İşsizliği önleyecek. Aşımızı daha leziz yapacak. Kesemizi daha çok rahatlatacak. Bankalardan bu Milleti kurtaracak. Tapularımızı ipotekten kurtaracak.

                  

Hâsılı efendiler, İktidarın öcüleri, dış güçler ve onların piyonları ise, onlardan daha güçlü olduğunu gösterdi ise. Muhalefetin öcüleri, değişmemeli. Öcüler tamamen ortadan kalkmalı. Birlik beraberliğin pahalı ve zor yolunu yeni projeleri ile bu Millete sunmalılar. Kendi çevresinde toplamayı bilmeliler.

               

Bu millet artık korkularla susturulmayı ve oyalanmayı yemiyor. Saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.