Değerli okuyucular, seçimler yaklaştı, siyasete soyunanlar yavaş yavaş sahaya inmeye başladı. Adaylardan bakalım ne yalan ve dolanları duyacağız hep birlikte göreceğiz.

Köşe yazarlığını yaptığım Aydın 24 Haber’de, İzmir’den milletvekili adayı olan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun bir açıklamasını okudum. Sayın Eroğlu, öyle vaatler sıralıyor ki şaşırmamak elde değil. İzmir’e 466 adet sayısız hizmeti sadece kendi bakanlığının yapacağını diğer yapılacak hizmetleri de Başbakanın açıklayacağını söylüyor ve halktan oy istiyor.

Şimdi seçimler yaklaştı ya bol keseden vaatleri sıralayıp duruyorlar. Bir yerde ufak bir şey mi açılacak Sayın Cumhurbaşkanından Başbakana ve Bakanlara kadar herkes açılışlara katılarak halkın gözünü boyamaya çalışıyorlar.

Bu gün ülkemizde resmi verilere göre on iki milyon vatandaşımız işsiz. Asgari ücretten maaş alan çalışanlar ise eğer evi yoksa aldığı maaşın yarısı ev kirası ödemek zorunda kalıyor. Geriye kalan 400 yüz lira ile de mücüzevi bir şekilde geçinmeye çalışıyor.

Ama koluna yedi yüz bin liralık rüşvet saati takanlar bu ülkede hiçbir sorgulamaya tabi tutulmadan gezebiliyorlar.

Hele Allah’ın ayetleri ile “Bakara makara” diye alay eden sözüm ona Müslüman bakanlara ne demeli. Bunlar her toplumun içinde Allah’ın adını ağızlarından düşürmeyenlere ne dersiniz.

Bunlar kutsal dinimizi de çıkarları için kullandıklarından halk gözünde neredeyse milleti dininden soğuttular.

Geçen hafta Aydınımızın tarihi pazarı olan Salı pazarından evimin ihtiyaçlarını almak için çıktım. Bir baktım yanında iki kameraman ile AKP’den Aydın milletvekili adayı Sadık Atay’ı gördüm. Hayret ettim bu zamana kadar bu Sadık Atay’ı halkın arasında ilk defa görüyordum. Hem de arkasında iki kameraman ve birkaç kişi ile Pazaryerini dolaşıyordu.

Köylü vatandaşların tarla ve meralardan topladığı ısırgan otu sarmaşık gibi otları satıp evine bir ekmek götüremeye çalışan gariban vatandaşların halini acaba merak edip hiç sordu mu?

Bu zamana kadar halkın içine çıkmayan bu günlerde Pazaryerlerini göstermek için gezmeleri seçim yatırımı değil mi?

Acaba Sayın Atay her Salıpazarı çıkıp halkın durumunu soruyor da ben mi bilmiyorum?

Gören veya bilen varsa lütfen bana bildirsin.

Yalnız bir partimi diğerleri de aynı. Hani bir reklâm vardı “Yok birbirimizden farkımız” diye

İstismarcılara yalancılara yolsuzlara vurgunculara sonradan milletin parası ile zengin olanlara iyi dikkat edin.

Gerçi bizlerin soyulacak ve yolunacak bir yerimiz kalmadı.

Soyula soyula kel tavuğa döndük.

***

Geçenlerde berberde traş olurken berber bana sordu. “Amca bu seçimi nasıl görüyorsun görüşün ne” diye..

Ben de berbere “Seçimin atmosferini en iyi berberler terziler gibi esnaf bilir çünkü onlar halkla en fazla teması olan insanlar siz nasıl görüyorsunuz diye aynı soruyu ben ona sordum.

Berber görüşünü söyledi:

Aydın’da MHP sıralamayı iyi yapamadı benim bulunduğum yerde Herkes Fevzi Köse’yi ikinci sırada görmek istiyordu beşinci sıraya konması buradaki MHP pek hoş karşılanmadı. Tanıdığımız MHP bile çekimser davranıyor o nedenle ben şahsen MHP bir CHP üç veya dört eğer HDP barajı aşarsa onlarında burada bir milletvekili çıkarma durumları var. Eğer barajı aşamazsa AKP burada iki çıkarır” dedi. 

Gerçekten Fevzi Köse çok çalıştı sevilen bir isimdi. Kanımca sıralaması yanlış olduğuna inanıyorum.

***

Ey benim, “acıyı bal eyleyen!” halkım!

“Derya içre olup deryayı bilmeyen!” halkım!

Sanal demokrasinin sandık oyuncusu olduğunun farkına varamayan halkım!

Emeğini soyanı, kutsalıyla aldatan baş tacı eden halkım!

Bir sandık daha geliyor önüne! Gör artık!

Kendi yarattığı puta tapmak; celladına aşık olmak kadar kör eder insanı!

At gözlüğünü fırlat at! Bak ne kadar geniş dünya! Bak ne kadar geniş ufuk!

Görmeni istemezler! Görürsen diklenirsin diye! İnadına gör!

Bilmeni istemezler! Bilirsen istersin diye! Verdikleriyle yetinmezsin diye!

Görenlere düşman! Gösterenlere; daha çok düşman!

Bilenlere düşman! Aydınlıktır görmek! Aydınlıktır bilmek! Yarasalar sevmez ışığı! Sen ışığı meydanlarda neden alkış tutasın!

Biadı ibadet, sorgulamayı günah sayarsın.

4+4+4 eğitim yasasının işlevi de tam budur işte. Kullanılmaktasın! Bunu bil!

Yalan, iftira, çıkar… Şeytan üçgeninin üç kirli oyunu.

Ne seçtiklerin senin, ne de seçimin yöntemi senin eserin;

İlkel demokrasicilik oyununda piyon olmak senin yerin! Artık gör! Bil! Anla!

Yuttuğun “ileri demokrasi zokası” işin cabası!

Düşünürsen bulursun! Bulursan görürsün! Görürsen, anlarsın! Bilirsin!

Sana kim yakınsa seni kim veya hangi parti düşünüyorsa oyunu ona ver.

Beş senede senin oyunu almak için önünde takla atıp sonrada kendileri şatafatlı yaşamlarına devam edenlere dikkat et.

Hele gecekondu ve varoşlarda yoksulluk içinde yaşarken saraydakilere oy veriyorsan bu işte bir anormallik var demektir.

Facebook’ta çok güzel bir fıkra okudum. Okuyucularımın da bilgisine sunuyorum.

İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı,

Birinci ihtiyar:

“Şu güvercinlere, ne zaman yem atsam,

Siyasetçileri hatırlıyorum dedi.

Diğer ihtiyar;

—Neden diye sorunca ekledi.

“Yerde dolaşırken elimizden yiyorlar

Havalanınca kafamıza sıçıyorlar…:)

Sakın ola tepeden bakıp da kafanıza s…lara dikkat ediniz.