
Şerif KUTLUDAĞ
Kadir gecesi geldi hoş geldi!..
Bu gün 26 Mart 2025…
Bu akşam, Mübarek gecelerden Kadir Gecesi…
Öncelikle değerli okurlarımın, Türk milletinin ve İslâm âleminin Kadir gecesini kutluyorum. İnşallah bu gece yapılacak dualar insanlık barışına da vesile olur dilekleriyle başlayayım sözlerime…
Kadir geceleri ile ilgili ilk intibalarımız ve anılarımız hep çocukluk dönemine aittir.
Büyüklerin bu günler ile ilgili sergiledikleri tavırlar ve hazırlıklardan bu gecelerde önemli bir şeyler olduğunu sezinlemişizdir anlamasak da!.. Küçük yaşta gece evden çıkma özgürlüğünü –büyüklerle de olsa- verdiği için olsa gerektir, gelmesi dört gözle beklenen gecelerdi.
Bir de o gecelerde ikram edilen iki bisküvi arası lokumların ağız tadını unutmamak gerekiyor tabii ki…
“Kadir beklemek!” ya da “Kadir bekleyeceğiz!” sözleri de Kadir Gecesinin diğer gecelerden daha fazla rağbet gördüğünün bir başka ifadesidir.
Denizli’nin Güney ilçesinde yedi, sekiz yaşlarımda (1962-1963 olabilir) ailemizin davetli olduğu bir Kadir Gecesi beklemeyi hatırlarım… İlçenin eski Belediye Başkanlarından Ömer ÇALLI ailesinin evinde namazlar, ibadetler, sohbetler derken sahur vaktinde yenen yemeklerden sonra oruca niyetlenip dağılmıştık evlerimize.
Denizli’den İzmir’e göçü sardığımız Eylül 2018 öncesinde 40 yıl görev yaptığım Denizli’de yaşanan Kadir Gecesi neşesinden söz etmemek olmazdı elbette.Delikliçınar Meydanındaki Yeni Camiyi içiyle dışıyla bahçesiyle dolduran cemaat namaz kılanı kılmayanıyla, ikram edilen çayları, limonataları içeni içmeyeniyle, gofret, bisküvi vb yiyeni yemeyeniyle, kadını erkeği, genci yaşlısı, çoluğu çocuğuyla tam bir uhrevî coşku yaşardı her kadir gecesinde. Adını burada açıkça vermemden hoşlanmayacaklarını bildiğim için adını yazmadığım Denizli’nin köklü ailelerinden birisi de sahurda hazır pişirilip getirilen 2500 kişilik çok leziz yemekler ikramıyla taçlandırırdı geceyi. Sabah namazıyla birlikte günü selamladıktan sonra evlerine dönerdi kalabalıklar…
Halk arasında sıkça duyduğumuz içinde kadir geçen sözler de vardır elbette: “Anası, Kadir gecesi doğurmuş!” , ““Adın Kadir olacağına, kaderin Kadir olsun!” vb.
Öncelikle bir erkek ismi olarak kullanılan Kadir ve Kadri ile kız ismi olarak kullanılan Kadriye ve Mukadder isimleri Arapçada aynı kökten gelen kelimelerdir.
“EL-KÂDİR” de ALLAH’ınEsmâül-Hüsnâtâbir edilen 99 sıfat isimlerinden birisidir. Anlamı da:
“Gücü yetmek; ölçü ile yapmak, planlamak; kıymetini bilmek; rızkını daraltmak” anlamlarına gelen kadr (kudret) kökünden sıfat olup “her şeye gücü yeten” ve her şeyi takdir eden, azamet ve şeref sahibi demektir. Hiçbir şey Onu aciz bırakamaz. Tüm âlem mutlak kudrete ve iradeye sahip olan kendisi tarafından yaratılmış durumdadır. Her şey onun kontrolü altındadır ve istediğini istediği zaman yaratır ve elde eder.
Hz. Muhammed 40 yaşını doldurduğu 610 yılında bir Ramazan gecesi (Kadir gecesi) hırkasına bürünüp Hira Mağarasında tefekküre daldığı bir sırada Cebrail isimli melek aracılığıyla ilk vahyi almıştır. Vahiy, Cebrail’in Hz. Muhammed’e sözlü olarak ilettiği ayetlerdir.
Kur’an’ın indirildiği Kadir Gecesi’nden bahseden surenin adı Kadir Suresidir. Bu beş ayet de şöyledir:
1.Şüphesiz ki biz Kur’ân’ı kadir gecesinde indirdik.
2. Kadir gecesi nedir, nereden bileceksin?
3. Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.
4. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için inerler de inerler.
5. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar
Evet!.. Gül; Aydın, gül!..
Gül; Türkiye’m, gül!..
Gül; İslâm dünyası, gül!..
Bugün Kadir Gecesi.Onun için derim ki!
Herkes, nefesinin kıymetini bilsin. Âhirini bilemediği ömür yolculuğunda var olduğu bugünün kıymetini bilsin. İyilik yapacaksa bugün yapsın. Yarın geceye çıkacağımız mechul olduğuna göre herkes bu gecenin değerini bilsin…
Bu duygularla değerli okurlarımın Kadir Gecesini tebrik ediyorum ve ALLAH’tan Ramazan Bayramına ve nice bayramlara kavuşturması duasıyla selamlarımı sunuyorum…
Yazımı Yahya Kemal BEYATLI’nın bir şiiriyle noktalamak istiyorum.
ATİK-VALDE'DEN İNEN SOKAKTA
Nihad Sami Banarlı'ya
İftardan önce gittim Atik-Valde semtine,
Kaç def'a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
Sessizdiler. Fakat Ramazan mâneviyyeti
Bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti;
Semtin oruçlu halkı, süzülmüş benizliler,
Sessizce çarşıdan dönüyorlar birer birer;
Bakkalda bekleşen fıkarâ kızcağızları
Az çok yakından sezdiriyor top ve iftarı.
Meydanda kimse kalmadı artık bütün bütün;
Bir top gürültüsüyle bu sâhilde bitti gün.
Top gürleyip oruç bozulan lâhzadan beri,
Bir nurlu neş'e kapladı kerpiçten evleri.
Yârab nasıl ferahlı bu âlem, nasıl temiz!
Tenhâ sokakta kaldım oruçsuz ve neş'esiz.
Yurdun bu iftarından uzak kalmanın gamı
Hadsiz yaşattı rûhuma bir gurbet akşamı.
Bir tek düşünce oldu tesellî bu derdime;
Az çok ferahladım ve dedim kendi kendime:
"Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür;
Madem ki böyle duygularım kaldı, çok şükür."
Yahya Kemal BEYATLI

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.