Mehmet KIZILASLAN
İşsizliği Önleme Projesi --3
Bir ülkenin işsiz kalmasının sebeplerinin başında kendi üretimini kullanmaması gelir. Eğer Devlet yönetenlerde dahil, Millet kullanacağı eşyasından, Tüketeceği gıda maddelerine kadar yabancı mal hastası olmuşsa bu ülkede hiçbir şekilde işsizliği önleyemezsiniz.
Bu çerçeve içinde hepimizin tükettiği içecek ve yiyeceklerden başlamalıyız yabancı mal tüketimine dur demeye. Hiçbir markayı sıralamayacağım. Yiyecek içecek temizlik maddelerinin, Yahudi imali ve İsrail e kaynak aktaran firmalar da dahil tüm yabancı ürünlerin alımını durdurmalıyız.
Devletimizin de tüm ihtiyaçlarını yerli ürünlerden karşılama mecburiyeti vardır. Yabancı malların alındığı ülkelerin tamamına birer genelge gönderilecek ve alınan ürünlerin bedellerinin sadece %20 sinin bedelini nakit ödeyebileceğimizi, kalan %80 lik kısmının ise bizden alacakları ürünlerle karşılanacağını, aksi halde mal alımlarımızın durdurulacağını bildirmemiz gerekir.
En önemlisi Savunma amaçlı bakım, yenileme, teknoloji geliştirme gibi konularda İsrail e verilen tüm ihalelerin, Türk Sanayicisi ve Firmalarına yaptırılması halinde, memleket gelirlerinin en az yarısının daha Türkiye de kalmasını sağlamış oluruz.
Diğer yandan herhangi bir savaş anında, İsrail in bakımını yaptığı hiçbir uçağımızın yerden kalkmadığını, Hiçbir tankımızın hedefini vuramadığı, Hiçbir helikopterimizin görevini yapmadığını, olası bir savaş tehdidinde göreceğimiz için bu konuda da hemen şimdi tedbir almış olacağız.
Kapalı bir ekonomiyi asla savunmuyorum. Ne var ki, ticaret de, siyaset de, her konuda devletlerarası ilişkilerde, karşılıklılık ilişkisinin uygulanmasının doğru olacağına inanıyorum.
Ülkemizde köylü nüfusunu azaltmamız gerektiğini belirten AB ülkelerinin direktiflerine uyan hükümet üyeleri, bunun doğru olduğunu anlatırken suç işlediklerinin farkında bile değildirler.
“Yiğitliğini överken hırsızlığını açığa çıkaranlar” vardır ya hani onlar gibi anlatıyordu geçenlerde birisi TV kanalının birisinde. Diyordu ki “Köylü nüfusu %37 lerden %27 lere indirilmiş, yada indirilecek miş” Allah aşkınıza bu köyünde, az çok işi olan ve tarıma katkıda bulunan vatandaşımızı, şehirdeki işsizliğe katkıda bulunsunlar diye mi? Şehirli yapıyorsunuz.
Şehirlerimizde iş çok da, oradaki hazır işlere mi gönderiyorsunuz köylümüzü?
Köylümüzü köyünde iş vermek zorundasınız.
Tüm Dünya kurutulmuş gıdalara yönelmeye başladı. Hiçbir katkı maddesi barındırmayan, güneşte ya da gölgede kurutulan gıdalara ihtiyaç duyan yabancılara, Türk köylüsünün ürettiği ve çarşıda pazarda 50 kuruşa satamadığı tüm sebze ve meyvelerini kurutulmuş olarak yabancılara satabilirsiniz.
Nasıl diyorsunuz değil mi? Güneş enerjisi ile çalışan gıda kurutma fırınları dağıtarak köylümüzün köyünde kalmasını sağlayabilirsiniz. Bu fırınlar hem köylümüzün ürünlerinin ucuza satılmasını engeller, hem de köylümüzün şehre göçünü ve şehirdeki işsizliğin artmasını engeller. Aynı fırınlar, köydeki çalı, çırpı ile de gıda kurutabilecek hale getirildiğinde yazın ve kışın üretilen her ürünün, fazlasını kurutularak, dünya pazarına sunabiliriz.
Elinizdeki ürün kurutulmuş gıda ya da dağlarda kırlarda doğal olarak çıkmış kekik papatya gibi diğer ürünlerin kurutulmuşları olsun. Bunları satamayacağınız hiçbir ülke yoktur.
Alın size 2000 – 5000 TL lik gıda kurutma fırınları ile “Köylümüze, Köyünde iş bulma projesi”.
Siz yeter ki işsizliği önlemeyi planlayınız. Biz size daha bir çok proje ile destek olmaya devam edeceğiz. Yeter ki bize kulak veriniz. Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.