Mehmet KIZILASLAN

Mehmet KIZILASLAN

İslam'a Sığınan Hırsız ve Ahlaksızların Hikayesi - 2

Bahsini yapacağım olaylar, Muz Padişahlığının bir sancağında cereyan etmektedir. Bu günkü kurumlarla hiçbir alakası yoktur.

Uygun oluşu, sizin anlayışınızın güzelliğinden ve tesadüflerin sonucudur.

Hatırlayacağınız üzere birincisini yayınladığımız hikaye sadece bir sitede 14 000 okuyucu bulmuştur.

Hikayenin ikincisini yayınlanması için, çeşitli bilgi akışları, mektupları,  haber güvercinleri ile gönderiliyormuş.   

Hikaye yine aynı sancak beyliğinde geçmektedir.

Yine hikaye, bu sancağın sınırları içinde, yol, sokak, kümes, cami, konak ve ev yapılabilmesi için, sancak beyinin yanında sorumlu görevli birisi ile, kurduğu paylaşım çetesinin fertleri ve halk arasında geçmektedir.

 Rüşvetçi mi rüşvetçi birisi diye bahsettiğimiz bu zatı muhterem, yaptığı işleri meğer yalnız yapmıyormuş. Ve o umrede gördüğü ak saçlı dedenin söyledikleri bir kulağından girmiş öteki kulağından çıkmış.

Yalnız iş yapmadığı ve cesaretinin büyüklüğü, pervasızlığının sebebi, çetesinin içinde Sancak beyinin kendisi ve yardımcılarının da olduğu söylentisinden kaynaklanıyormuş.

Çünkü o görevli istense, sancak beyi tarafından aynı günde görevden alınabilirmiş.

Bazı pazarlıkların içinde yardımcılarının da oluşundan dolayı; o görevliyi şikayet için, sancak beyinin yardımcılarına giden ahali, söylenen miktar kadar değil de, biraz daha az rüşvet alınması için görevliye geri gönderiliyormuş.

Bazen de Sancak beyi ve yardımcıları tarafından ya yanlarına çağırılıyor, ya da rüşvetçi görevlinin odasına gidiliyor, orada rüşvetin miktarı, vatandaşın eşraf içindeki yerine göre daha aza indirilmesi isteniyormuş.

Söylediğim sebeplerden dolayı bu görevli ipi azıya almış.

Bu görevlinin çevresindeki diğer paylaşım çetesinin içinde bazı, kroki çizerler, bazı müteahhitler ve bazı sancak beyliğinin yönetim kurulu üyelerinin de olduğu söyleniyormuş.

Hikaye bu ya, bu rüşvetçi memurun yakınları arasında, Padişahlığın çizgisindeki partinin eski yöneticilerinden birisinin olduğu da söyleniyor muş.

Zaten sancak beyi de, Sancağın yerleşim planındaki son değişiklikleri; hem kendi yandaşlarının, hem de diğer büyük muhalefet partilerinin ileri gelenlerinin, kendilerine ve yakınlarına ait arazilerde değişiklikleri anlaşarak sancak yönetim kurulundan geçirdiği söylenmekteymiş.

Bazı duyumlara göre yakınlaşan seçimlerde kullanılmak üzere bu rüşvet den fon ayrıldığı da söylenmekteymiş.

Bir başka duyumlara göre, geçmişte bu menfaat çetesinin paraları ile seçime katıldığı söylenen sancak beyinin, menfaat çetesine gücü yetmediği imiş.

Diğer bir duyuma göre menfaat çetesinin içinde bulunanlarla hala iş birliği yaptığı ve rüşvetleri paylaştıklarıymış.

Padişahlık, Sancak beyliğini kocaman bir mercek altına almış.

 Hikaye bu ya seçimler yapılıncaya kadar kendi partisinde kalacağı ve seçimlerden sonra Padişahın partisine gireceği söylenen Sancak beyi büyük olasılıkla merceğin yakmasından kurtulmayı amaçlamaktaymış.

Hırsızlık ve soysuzluk çetesindeki diğer rant paylaşıcılar ise, Sancak beyi böyle yaparsa, o nu topuğundan değil, anlından vururuz diyorlarmış. 

Sancak beyliğinde yaşayan mağdurlar, “suçluların Allah belasını versin” derken, Sancak beyini ve yardımcılarını bu tür pis olaylara yakıştıramayan ahali ise; onların hidayete ermeleri için dua ederlermiş.

Diğer taraftan kendi çıkarları için, olayları gördükleri halde susan, muhalif parti ve padişahın partisinin yetkilileri de halk tarafından ilgi ile izlenmekteymiş. Onların ve yakınlarının arsaları da rüşvetsiz olarak daha kazançlı hale getirildiği için bu gün susanlar yarın aynı yolsuzlukları yaparlar diye düşünülüyormuş.

Hasılı okuyucularım bu hikaye böylece pehlivan tefrikaları gibi uzayıp gideceğe benzer.

Söylentiler o ki, Padişahın partisi iyi bir aday bulamaz ise, seçimlerden  6- 10 ay sonra sancak, sancak beysiz kalabilirmiş.

Padişahın ortaya koyduğu ve Sancak beyliğindeki yolsuzlukları yapanların altında durduğu, o kocaman mercek bir sene içinde, çook canlar yakacağa benzermiş.

Ak saçlı dede bunların hepsini geceleri uyutmayıp, her gece rüyalarına girmesine rağmen hidayete ermediklerini görünce, İslah olmaları için hikayenin devamını yazmamı söyledi. Devam etmemesi için dualarım devam ediyor ama anlayan kim?

.“Mallarınızı aranızda haksız sebeple yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yoldan yemek için o malları hakimlere

 ( İdareci, yönetici, yetkili ve ya mahkeme hakimlerine) vermeyin.” Bakara 188.

Umudum o ki Allah bu ayeti o kullarının beynine nakşeder. Saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.