Sözde sol(!)un ünlü-ödüllü(!) şairlerinden birinin taciz ettiği on yaşındaki üvey kızına ve annesine arka çıktım, gücüm oranında yanlarında durdum, taciz eden ve halihazırda tutuklu bulunan üvey babayı ve ne şekilde olursa olsun yanında/aynı karede olanları da sosyal medya hesabımda ve köşe yazarı olduğum www.aydin24haber.com'daki köşemde yerdim diye 2019 yılından beri bıkmadan usanmadan hakkımda açtıkları tüm davalarda, Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı'nın BERAAT kararı verdiğini dostlarımla paylaşmak istedim.

Gazetedeki köşemde "Her Çocuk Başlı Başna Bir Şiirdir" (Dileyen internetten okunyabilir) başlıklı yazımdan dolayı davanın avukatı, Mütecavizin ağabeyi, davanın avukatının avukatı tarafından aleyhime art arda hakaret davaları açıldı.

Doğruda/olmam gereken tarafta olduğum ve bu doğru duruşun varsa bedelinin tümünü göze aldığım için tüm öneri ve uyarılara rağmen avukat tutmadım. Zira hiç kimse bir annenin, çocuğunun tacize ki - hem de eşi tarafından- uğraması noktasındaki duygularını, bir anne kadar hissedemez ve ifade edemezdi.
Bu süreçte İzmir gibi adını medeniyetin beşiği noktasında dillemiş bir şehirde, bu üvey babası tarafından tacize uğrayan gül çiçeğin ve annesinin mağdur sıfatıyla bulunduğu mahkemede şair Zeki Kırhan'ın dışında tek bir şair- kadın- insan- anne-adam bulunmadığı gibi verdiğim gönül desteğimden dolayı sözde şair kimlikli bir çok kişi tarafından dışlandım, kınandım ve yargılandım. Kaldı ki bunların arasında dürüstlük, sosyal adalet, bilgelik adına burnundan kıl aldırmayan kallavi şairler de var. Dost arkadaş dediğim/sandığım ufaklıklar da cabası.

Her çıktığım mahkemede zerre geri adım atmadım on yaşındaki bir çocuğu taciz etmenin, edenin, yandaşlığının, yandaşının hakkında hissettiğim, insanlık-kadınlık-annelik-şairlik adına hissettiğim utancı dile getirmede.

Dava günüm gelmeden yolda otobüsten mi indirilmedim mahkemeye gitmedim diye, tehdit mi edilmedim, gazeteme şikayet mi edilmedim...

Bu aşamada adaletten hiçbir zaman umudumu kesmediğim gibi sonuçları konusunda da zerre korku endişe çekince hissetmedim.

BERAAT kararı olması gerekendi sonuçta. Ancak koskoca bir şuara grubunu karşıma diktiğinde bu dava, gördüğüm şu ki şiir de diğer bir çok şey gibi kimilerinde sadece bir etiket, yaptıklarına kılıf ettikleri.

Saygı öncelikli kıyısız selamlar sevgiler sunuyorum bu süreçte her daim yavrumuzun ve annesinin yanında yer alan Zeki Kırhan'a, gönül desteğinde bulunan kimliği gönlüme kazılmış dostlara ve beni İslamın temel hak hukuk insanlık ölçeğiyle büyüten yetiştiren ana/babama, adıma en ufak bir telaş bile duymadan gururla yanımda duran çocuklarıma.

Ve dağ gibi yavrusuna kanat geren o anneye

Ve yaşına rağmen bilincin en üst çıtasında kendini koruyan gül çiçeğe

Ve adil

Ve dürüst

Ve insan hukuk adamlarına

Ve tüm tehditlere rağmen gönül desteğini esirgemeyen CESUR, DÜRÜST İLKELİ gazeteciliğin güçlü temsilcisi SERVET TÖZ'e

Ne mutlu adam olana.