Mehmet EROĞLU
Hava Nasıl Oralarda
Hani bir şarkı var ya “Hava nasıl oralarda?” diye başlıyor. Önce kendi omzundaki yükü, sırtına binenleri anlatıyor, sonrasında sevdiğine “Hava nasıl oralarda üşüyor musun?” diyor.
**
Senden ayrı geçen günler
Ha bugün ha yarın biter
Omuzum da bunca yük varken
Biri iner biri biner.
**
Hava nasıl oralarda
Üşüyor musun?
Kar yağıyor saçlarıma
Biliyor musun?
*
Mehmet Şükrü Baş Bey de konuyu çok güzel özetlemiş
Şu anda ülkemiz tam felaketin eşiğinde. Güneydoğu Anadolu yıllarca bilerek istismar edilerek ve göz yumularak PKK hendek mafyasına teslim edildi.
Muhalefet ve bazı basın yayın organları soruyor. PKK bu hendekleri kazarken sen ne yapıyordun diye tek bir kelime olsun cevap vermiyorlar veya veremiyorlar. Çok iyi biliyorlar ki bunun tek suçlusu iktidar partisidir.
Bizler bu iktidardan pek olumlu bir şey beklemiyoruz. Bunların tek derdi var varsa da yoksa da başkanlık.
Peki, bizim gelecekteki umutlarımız ne olacak diye sorarsak,
Bizde umutlarımızı yarınlara bıraktık.
Kar yağıyor şakaklarımıza üşüyoruz.
Bütün çilelerimiz için ha bu gün ha yarın biter diyoruz ama bitmiyor.
Sırtımızdan biri inerken biri diğeri biniyor.
Bakınız yeni bir yıla girdik. Allah aşkına çıkın sokağa halkın nabzını tutun. Ama taraf olmaksızın, bitaraf bakın onlara “Mutlu musunuz” diye bir soru sorun. Yüz de onunda “Mutluyum” cevabını alamazsınız.
Çünkü ülkemiz mutsuzlar ülkesine dönüştü.
Toplum olarak burnumuzdan solumaya başladık. Kibrit çaksan alevlenecek hale geldik. Birer birer çatladı sabır taşları…
Birleşmek yerine kutuplaşıyoruz.
Eskiden dağlarda terör vardı vur kaç politikası uyguluyorlardı. Şimdi resmen üç yıldır yönetim boşluğundan şehirlere yerleştiler. Yerleşmekte de kalmadı her tarafı mayınlarla patlayıcılarla doldurdular.
Anaların yüzlerine bakmaya doyamadıkları ana kuzularını şehit ettiler.
Çözüm süreci denen gaflet uykusunda yöneticiler uyurken
Hareket halinde olan PKK’nın sınırlarımız dışına çıkmadığı
Yer değiştirdikleri bazı bölgelerde yığınak yaptığı bazı basın ve yayın organlarınca haber olarak fotoğrafları ile yayınlanıyor.
Bu çekilmeyi PKK tarafından yola girdiği söylenerek buna yol temizliği dedikleri, hükümet tarafından ise demokratikleşme adımları olarak değerlendirilerek hukuki düzenlemelerin bir an önce yapılması istenmektedir.
Buna rağmen PKK sözde asayiş birlikleri kurarak yol kontrolleri yapmaya
Halk mahkemesi, eğitim ve sağlık birimleri de oluşturarak, kurumsallaşmaya ve özerk yönetime hazırlık yapmaya başladılar.
Acaba hükümet bunları bilmiyor mu?
Hepsini biliyordu ama alacağı üç beş oy uğruna ses çıkarmıyorlardı.
Ama sonunda olan oldu PKK adım başı hendek kazarak mahalleleri patlayıcılarla doldurdu.
Değerli okurlar;
Terör tanım olarak insanları, yıldırmak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce ve davranışları benimsetmek için zor kullanma, tehdit ve öldürme eylemidir.
Ancak bu tanım bütün ülkeler tarafından ayrı ayrı tanımı yapılmıştır. Bir tarafın terörist ilan ettiğini, diğer tarafın özgürlük savaşçısı olarak görmeleri teröristin ekmeğine yağ sürmektir.
Ülkemize yönelik terör dış kaynaklı olup, amacı ülkemizi bölüp parçalamaktır. Bunu da aldıkları her türlü maddi ve manevi destekle apaçık ortaya koymaktır. Ne kadar kabul etmeseler de bugün Barzani ve Talabani'nin PKK ya her türlü lojistik desteği verdiğini, koruyup kolladığı bilinen en acı gerçektir. Ayrıca bunların dışında ABD ve AB. Ülkeleri başta olmak üzere daha birçok ülke aleni bir şekilde PKK desteklemekte ve bu nedenle de bölgede güçlü bir Türk Devletinin bulunmasını istememektir.
Dış ve iç bölücü güçlerin PKK ya verdiği destek nedeni ile 1984 yılından bu güne kadar kırk bin yurttaşımız hayatını kaybetmiş Ülke ekonomik bakımdan 300 milyon dolar kaybetmiştir.
30 yıldır süren bu PKK'nın bölücü saldırıları Kürt kökenli vatandaşlarımız tarafından bile itibar edilmemiştir.
Ama şimdi bu Kürt açılımı mı dersin yok demokratik açılımımı dersin, adına ne derseniz deyin
Bu açılım güney doğuda PKK'yı popüler haline getirmiş tarafsız kalan vatandaşlarda PKK sempatizanı olmaya başlamışlardır.
Terörle mücadelede Devletin topyekûn bütün kurum ve kuruluşları ile birlikte vatandaşlarında destekleri ile yürütülmesi gereken bir olgudur.
Şimdi Millet olarak bize düşen en önemli görevde güvenlik güçlerimizi her koşulda desteklemek, birlik ve beraberlik içinde hareket etmek olmalıdır.
Kendilerine solcu diyen ama emperyalizme alet olan etnik ayrımcılık yapan bölücülere destek veren bazı sahtekârlarda ne yazık ki bu günümüzde de var. Bular elbet bu büyük Ulusun dik duruşları sayesinde yenik duruma düşecekler. O zaman bu ülkeden kaçacak yer arayacaklardır.
Bu açılım teranesine çanak tutanlar bunun bir gün çok büyük bir hata olduğunu göreceklerdir. O zamana kadar bu ülke çok zarar görecektir.
Bu PKK Demokratik hak veya insanların daha özgürleşmesinden yana değiller. Bunların tek amaçları ayrı toprak ve bayrak istemektedirler.
Bu uğurda ellerinden ne kadar kötülük gelirse yapacaklardır. Ülkemizin her ilinde ve her köşesinde huzur bozmak için büyük gayret göstereceklerdir.
Onun için diyoruz ki sakın yurttaşlar tahriklere kapılmayalım. Bunların istediği de budur. Ülkeyi karıştırıp bir Etnik huzursuzluk çıkararak amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar.
Bizler bu oyuna gelmemeliyiz asırlarca birlikte yaşadığımız Kürt komşularımızla daha sıkı dostluğumuzu devam ettirmeliyiz.
AÇIK TEŞEKKÜR
Değerli okurlar ülkemde girip salgını oldukça fazla ben ve değerli eşimde yılbaşından beri gribe yakalandık. 76 yaşına gelmiş aynı zamanda KAOH hastası olmam nedeniyle böyle bir salgından en çok etkilenen birisiyim. Normal biri bir haftada atlatıyorsa bendeki astım nedeniyle en az on beş veya yirmi gün sürüyor.
Gerçekten çok sıkıntı çektim neredeyse hastanenin acil bölümünden çıkmadık. Ama gittikçe daha çok hasta olduk. Sonunda Aydın Devlet Hastanesi göğüs bölümünde değerli doktor aynı zamanda hemşerim olan Bilal Şahin Beyin çok iyi muayene ve etkili ilaç vermesi sadece gözümüzü açmaya yardımcı oldu.
Sayın Bilal Beyin verdiği on beş iğneyi kim vuracak diye düşünürken bir dostum AYBA’ya telefon et oradaki hemşeriler gelip iğne yapıyor dedi. Telefon ettim. Gerçekten görevli hemşeriler sabah akşam gelip iğnemi yaptılar.
Ayrıca Erzurum kültür Turizm müdürü olarak görev yaparken kurum olarak bağlı olduğum vali yardımcım İbrahim Yurdakul (Şimdi Aydın vali yardımcımız) ve değerli eşini de bu hastalığımız esnasında büyük yardım ve desteklerini gördük.
Bizim için çok değerli olan bu hizmetlerinden dolayı değerli dostlarıma minnet ve şükranlarımızı sunuyorum.
Bütün halkımıza sağlıklı mutlu günler diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.