Türkiye'nin en büyük e-devlet projelerinden biri SEÇSİS Projesidir. Temel amacı; yasalara uygun olarak seçmen vatandaşın eksiksiz belirlenmesi, mükerrer yazımın önlenmesi, listelerin hazırlanması, seçmenin kolay, hızlı oy vermesi, seçimin çabuk sonuçlanması, itirazların en aza, vatandaşlarımızın görev ve sorumluluk bilinci ile siyasal haklarını yüksek oranda kullanmasını sağlayacak düzenlemeler için gerekli bilginin; toplanması, bilgisayar ortamında doğru, güncel ve tutarlı bir bütün olarak saklanması, seçimlerde bu bilgilerin ve indirilmesi teknolojik olanakların kullanılarak seçim sonuçlarının ilçelerden güvenli ve hızlı bir şekilde merkeze aktaracak, Internet üzerinden kolayca izlenebilecek yapının gerçekleştirilmesi olarak belirlenmiştir.

SEÇSİS sisteminin güvenliği çok tartışmalı olan bir işletim sistemi olduğu, bu sistemin Avrupa’da devlet kurumlarında yasaklandığı” basında çıkmıştır.

 2002 seçimlerinde seçmen sayısı 41milyon, 2004 de 43 milyon, 2007 de, 42 milyon,2009 da seçmen sayısı 48 milyon,  2010 referandumunda 49 milyon beş yüz bin, 2011 de 52 milyon 800 bin.

Türkiye’nin nüfus artışı 1 milyon iken sandığa gidecek seçmen 3 milyon artmış. Bunu kimse açıklayamıyor. Dese ne diyecek sahte seçmen mi? Mükerrer seçmen mi? Ölü seçmen mi?

Seçsis sisteminde kaydı girenler ve yollayanlar, görevlerini tam olarak yapacağına inancımız ve şüphemiz yok. Ancak işin içine teknoloji girince işler karışıyor. ABD de bu projenin yazılımcısı ABD seçim mahkemelerine sonuçlara müdahalenin yapılabileceğini söylemiştir.

Ben vatandaş olarak görevimi yapıyorum. Henüz seçime 7 ay kadar bir zaman var. Dolayısıyla muhalefetin konuya ciddiyetle el koyması için zaman ve imkân bulunmaktadır. Ülkemizde son dönemde yapılan 3 seçimde çok farklı seçmen sayısı ve sonrasında kamuoyunda yapılan tartışmalar sonucu kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapılmaması seçim sistemi “seçsis” in güvenirliliğini tartışılır hale getirmiştir.

Seçmen sayısı ve seçmenler ne kadar gerçek. Akıllarda binlerce soru ile seçimler yapılıyor. Ki 2002 seçimlerinde YSK 3,3 milyon sahte oy (mükerrer) bulunduğunu itiraf etmek zorunda kalmıştı.

Seçmen belirlemeyi Ankara’da TUİK yapıyor. Soyadına göre hazırlanan listelerle millet kendi apartmanında, hanesinde korsan seçmen var mı göremiyor. Artık seçmen mahallesinde muhtarları ile yüz yüze gelmiyor. Seçimlerde çöplüklerden çıkan kullanılmış oylar güven duygusunu yok ediyor. Muhtarların görme şansı yok. Parmak Boyama da olmadığından seçim güvenliği konusunda da tereddütler var.

Başta Sun Microsystems'in SEÇSİS yazılımının ilk çıktığı ABD başta olmak üzer Oy sayımına İnternette dışarıdan müdahale imkânı olduğu iddiaları yazılıp çizilmektedir.

Adaletli seçim demokrasinin temelidir. İnsanlar seçiminde adaletli yapıldığına inanmak istiyorlar.

Avrupa’da seçimler muhalefetinde içinde olduğu kadrolarla yapılıyor. Seçimlerin her safhasında tüm partilerin kontrolü var. Böyle bir seçim sistem ile yapılan seçimde milli irade sandığa tam yansımakta tartışmada olmamaktadır.

Vatandaştan alacakları ya da almayı umdukları oyların gerçek oranlarının seçim sonuçlarına doğru bir şekilde yansıyacağının hiç bir garantisi olmayan bu seçim sistemine rağmen, halen iktidar ya da iktidar ortağı olma hayalleri kurmasınlar.
Ama her ne olursa olsun, biz gene de bir vatandaş olarak bu konuda diyeceğimizi diyelim.

Şüphelerden arınmış “seçim”  söz konusu şaibe ve iddiaları ortadan kaldırabilmekle mümkündür. Uzmanlardan kurulu siyasi parti temsilcilerinin de katılacağı bağımsız bir bilişim heyetine projenin inceletilerek güvenlik testlerinin yapılması ve kamuoyuna açıklanması gerekmektedir.

"...Yarım saatte 41,5 milyon oyu sayıldı. Tasnif edildi. Ve saat 18.00'de sonuçları ilan ettiler. Benim gibi milyonlarca seçmen de soru işaretleri oluştu.  Sandık bazında seçim sonuçları açıklanmadı. Bu tereddütler birazda bu olumsuzlukların üst üste gelmesinden kaynaklanıyor.