Geçen yılki tecrübelerimize göre çocuklar koronavirüsü tedavi verilmemesine rağmen çok az belirti ile veya belirtisiz geçirdi. Çocukların yoğun bakıma yatış oranları da erişkinlere nazaran çok düşük oldu.

Geçtiğimiz kış korona için alınan önlemler sayesinde grip vakasına da rastlamamıştık, fakat bu yıl okulların açılıp, yüz yüze eğitimin başlaması ile çocuklarda giderek artan miktarda grip vakası ile karşı karşıyayız. Çocuklar da olan düşmeyen yüksek ateş, halsizlik nedeni ile aileler tedirgin. Üstelik hastalık çocuklardan ebeveynlere de geçiyor. İşin kötü kısmı yaşlılar da gribi çok ağır geçiriyor. Bu nedenle bu hastalığı tekrar gözden geçirelim.

İnfluenza virüs mevsimsel grip hastalığının etkenidir. A ve B olmak üzere iki tipi vardır. İnfluenza B yalnızca insanlarda hastalık yapmasına karşın, influenza A hem hayvanda, hem de insanda hastalık yapabilir. Zaman zamanda hayvanlardaki grip insanlara geçebilir. Bunu kuş gribinde ve domuz gribinde yaşadık. Domuz gribi şimdiki koronavirüsde olduğu gibi, 2009 yılında tüm dünyayı saran bir salgın( pandemi) yaptı. Bu salgında 340 bin kişi hastalandı. 4 bin 100 kişi hayatını kaybetti. Bu salgının başında aşı gibi bir avantajımız olduğu için rakamlar korona virüs vakalarının yanında çok düşük kaldı.   Bundan sonrada 2-3 yılda bir,  özellikle kış aylarında bölgesel salgınlar yapmaya devam etti. Bu yıl da böyle bir salgınla karşı karşıyayız. 

İnfluenza A enfeksiyonunun bulguları:

Genelde

•Yüksek, zor düşen ateş

•             Aşırı halsizlik

•             Boğaz ağrısı

•             Öksürük

•             Vücut ağrıları

•             Baş ağrısı

•             Üşüme

•             Titreme

•             Burun tıkanıklığı

•             İştah kaybıdır. Bunlara karın ağrısı ve ishalde eklenebilir. Zatürre yaparak veya kalbi etkileyerek hayatı tehdit eden ağır tablolara neden olabilir.

Bulaşma hasta kişinin hapşırma, öksürmesi ile çevreye saçtığı solunum yolu salgılarının alınması veya bu salgıların bulaştığı yüzeylere temas edilmesi ile bulaşır. Belirtiler bulaşmadan 1-4 gün sonra ortaya çıkar. Hastalık belirtileri ortaya çıkmadan 1 gün önce ve belirtilerden 5 gün sonraya kadar bulaştırıcıdır. Ama çocuklar veya bağışıklık sistemi düşük insanlar 14 güne kadar da bulaştırıcı olabilir.

Tanı boğaz ve burundan alınan PCR testi ile konulur. Ama bu yöntem hem pahalıdır hem de birçok merkezde yapılamamaktadır. Bunun yerine, yine boğaz ve burundan alınan sürüntü ile yapılan hasta başı hızlı testle tanı konulabilir. Bu yöntemi kullanmanın faydası hızlı ve doğru tanı konmasıdır. Çünkü gripte verilen antibiyotiğin bir faydası olmadığı gibi, ishal yapmak gibi yan etkileri nedeni ile zararı bile olabilir. Gribin tedavisi antiviral ilaçlardır. Eğer bu ilaç belirtilerin başlamasından sonraki 2 gün içinde başlanırsa hastalık süresi ve belirtileri çok azalır.

Korunmada en etkili yöntem aşı yapılmasıdır. Bu kış grip aşılarının yeteri kadar bulunamaması ve çocuklara yapılamaması da vaka sayılarının bu kadar artmasına neden olmuş olabilir. Bu tablo aslında “grip aşısı gerekli midir?” sorusuna da cevap oluşturmaktadır. Seneye eğer yeteri kadar grip aşısı ithal edebilirsek çocuklarınıza, özellikle yaşlılarınıza ve kendinize grip aşısı yaptırmanızı tavsiye ederim. Bu sene korunmada elimizde kalan yöntemler korona virüste olduğu gibi maske, mesafe, temizlik ve ortamı havalandırmak tır. Kış sonuna kadar kapalı, kalabalık alana girmekten sakının. Çocuklarınızı başkalarının öpmesine izin vermeyin.

Domuz gribinin akıbetinden yola çıkarak korona virüs için belki bundan sonra şiddetini azaltarak küçük salgınlar yapan mevsimsel bir grip etkeni olacağı varsayımını yapabiliriz

Hepimiz için sağlıklı ve mutlu günler dilerim.