Mürşit Canbeldek

Mürşit Canbeldek

Ezik İnsan Tehlikelidir

Etkili hitabet şu anda altın çağını yaşıyor. Hatip şeytan olunca bilginin, hikmetin değerini önemsemeyen cahiller de jüri heyetinde yani seçici kurulda yer alınca elbette dünya kana boyanacaktır.

Akan kan kimin kanıdır? Yalancı hatipleri alkışlayan ve her yalanına sevinç içinde sahip çıkan ahmak kalabalıkların kanıdır. Kanı akıtan da kanı akıtılan da aynı mahallenin aynı bakkalından alış veriş edenlerdir. Sıranın kendisine gelmeyeceğini zanneden bu ahmakların her dökülen kana Müslüman gibi tepki gösterdiğini sakın ha zannetmeyin. Bunların tepkileri ancak eziklerin gürültüsüdür.

2011 senesinin sonlarına doğru Amerikan ajanlarının kışkırttığı yön verdiği Libya’da da bir katliam yaşandı. Bugün Mısır’da akan kanı cinayet gibi görenler bundan iki sene önce Libya’ya yüzlerce milyon dolar para gönderip bu paralarla birbirinizi öldürün dememiş gibi mi oluyorlar? Mübarek devrilirken de Mısır’da kan aktı. Kışkırtanlar şeytan imparatorluğunun ajanlarıydı. Sen de o zaman orda akan kanı görmedin. Yani dün kan dökenler bugün rövanşı oynuyor ve kanı dökülme sırası kendilerine gelmiş görünüyor.

Bakalım; Kuzey Afrika’dan ta sınırlarımıza kadar bütün İslam dünyası perişan haldedir. Demokrasi gelecek, insan haklarına saygı gelecek martavallarıyla ve hatta “Arap Baharı” gibi kuyruklu yalanla Müslümanları birbirini boğazlayan ahmak yığınlar haline getirmenin bir yolu yordamı var ve üzerinde de kabak gibi “şeytanın imzası” duruyor. Şeytan eziklerin ruhunda barınmaktadır. Bu ezikleri şeytan evvela bilimden gerçekten uzaklaştırır. Efsanelerle beynini kullanılmaz hale getirir. Ve o efsaneyle doldurulmuş beyinleri yönlendirecek ezik hatiplerini gönderir. Bu yüzden ezik haleti ruhiye sini iyi tahlil etmekte yarar görüyorum. Bu coğrafyada yani Büyük Ortadoğu coğrafyasında bu kadar kanın aktığını ve akmaya devam edeceğini gördükten sonra hatip ve alkışlayıcı kalabalıklar manzarasını yeniden gözden geçirmek lazımdır deriz. Hele ki; Televizyon kanallarından “Biz büyük Ortadoğu projesinin eş başkanlarından birisiyiz. Bizim bir görevimiz var..” beyanıyla kendini çok iyi tarif etmiş birisi varken acilen her şeyi akıl ve ölçü çerçevesinde yeniden gözden geçirmek şarttır.

Günümüz haçlı dünyasının amiral gemisi beyaz saray ve pentagonda ağırlanmak ve bundan çok önemseniyormuş hissini çıkarabilmek ancak ezik bir karakter için çok büyük maharettir.

Ronald Reagen ve Gorbaçov’un dünyayı yeniden şekillendirmek üzere anlaştıkları 1989 yılında başımızda bulunan Başbakan; TV de M. Ali Birand ile konuşurken ABD’nin Asya açılımında Türkiye’nin jandarma rolü oynayacağını açıkça itiraf etmişti.

ABD temas kuracağı ülkelerin özellikle İslam ülkelerinin liderlerinde artık “Ezik karakter” istiyordu. İşte o TV mülakatı ABD’nin aradığına cevap verir nitelikteydi. Kendine, Allah’ına, milletine ve ordusuna güvenmeyen Özal ilk ve en büyük yanlışını yaptı. Özal’a rey verenler O nu “alnı secdeli” diye ayıra dursunlar fakat Amerikan blöfünü ilk yiyen Türk siyasetçisi Özal olmuştur.” Doğuda konuşlandırılan “Çekiç Güç” onun hediyesidir. PKK onun zamanında yok edilmedi ve Çekiç güç tarafından beslenmesine göz yumuldu. Belki bir koyup üç alma sevdasından. Belki korkusundan…

Hep milli davalar güden ve ABD ile mesafeli ittifaklar kuran iktidarlar çıkarmış “Türk Sağı” ilk defa Özal’la birlikte istikametini değiştirdi. Ezik tabiat tepeden tabana doğru yayılma istidadını o zaman kazandı. Ondan sonra da olayların kronolojik sırasını bile birbirine karıştırdı.

Yahya Kemal, şöhretinin zirvesindeyken gelen misafirlerini kaldığı otel odasında ağırlarmış. Seçkin misafirlerinin yanında bazen lafını bilmeyen “hayranlar” da gelirmiş. Bu hayranların tek derdi; yazdığı üç beş manzumeye aferin almakmış. Aferin alıverse ezik ruh feraha kavuşacakmış. Her hafta hatta haftanın her günü gelen bu hayranlardan sıkılan şair ;… "Üstat ben dün de geldim hatırladınız mı?” diyen bir hayranına şu muhteşem fakat kırıcı cevabı vermek zorunda kalmış; “Mirim her gün bana geleceğinize ara sıra da kendinize gelseniz mümkün müdür..

Evet, ezik tabiat kendini örselettirinceye kadar uğraşır. Ama, siyasette ezikler için örselenmenin hiçbir önemi yoktur. Onlar yıllarca kapısından ayrılmadıkları büyüklerinin dikkatlerini çekebilmek için günde beş vakit el yalamaktan yorulmazlar. Ne için? Acaba bir icazet koparabilir miyim…

Bu icazeti kopardığı andan itibaren artık, eziğin tek bir hedefi vardır o da kendini örseleyen ve hatta fırsat bulsaydı o da örselerdi diye düşündüğü herkesten intikam alacağı güne kavuşmaktır. Çünkü Ezik tabiatlı kimseler asil değildir. Kin intikam nefret yüklüdür. Fakat kendileri takiyye uzmanı olduklarından bu özelliklerini gizlerler.

Namık Kemal mürüvvet sahiplerinin yani değer bilir insanların düşmüşe tekme atmayacaklarını söyler. Mehmet Akif rahmetli de gözden düşmüş devlet ricaline salya sümük saldıranları esfeles Safilindendir diye tarif eder. İşte bu ezik taifesi bekledikleri gün geldiğinde sefillerin en sefili olurlar demiş ve onlarla selamlaşmayı dahi kesmiştir. Çok büyük ahlak adamıdır Akif rahmetli…

Ezik tip; el yalamak hüneriyle yükselmeyi kafaya koyan tip dünyanın en korkunç zalim adayıdır.

5. Emevi halifesi Abdülmelik şehzadeliği sırasında rahlenin başından hiç ayrılmamış, kuran sayfalarını öpe öpe hatimler indirmiştir. Bir gün yine Kur’an okurken haberci müjdeyi vermiş; ”Babanız Mervan vefat etti..."  Abdülmelik, okuduğu Mushaf’ı şerifi iki tarafından tutarak kapatmış ve “seninle artık işim bitti” demiştir. Devlet işlerine hiç bulaştırılmamış olmanın ezikliğini hatimler indirerek perdelemeye çalışan Abdülmelik için yeni bir devir başlamaktadır.

Kendisine medrese hocalığı yapmakta olan ve içinde volkanların kaynadığını hissettiği Yusuf haccac’ı vezir tayin eden Abdülmelik artık güç sahibi olduğunu ispat davasına girişir. Haccac eliyle gücünü göstermediği hiçbir hane bırakmayacaktır. Her haneden birer ikişer kurban almıştır. Döktüğü kan yüzünden Haccaca Zalim ünvanı verilmiştir.

Yani; ibadetine çok düşkün, hafızı kuran Abdülmelik gücünü tasdik etmeyen hiçbir Müslüman’ın omzunun üstünde baş bırakmamıştır. Belki de İslam tarihinin babasının gölgesinde ezik tabiat geliştiren ilk kan dökücü hükümdarı olmuştur.

Sonuncusu ise mutlaka deccal olacaktır. Deccal’ın tarifini eski kaynaklar (özellikle Kara Davut) şöyle yapıyor; ”Deccal o kimsedir ki hitabeti çok etkileyicidir. İslam dininin inceliklerine vakıftır. Gören herkes onu bir İslam alimi gibi, halife gibi, dini ve siyasi önder gibi zannedecektir. Fakat her söylediği yalan çıkacak, her vaadi asılsız çıkacak ve emanete ondan daha büyük ihanet eden kişi olmayacaktır."

Deccal yani Müslümanların arasından çıkacak, onları azdıracak ve yoldan çıkaracaktır. Ve onun askerleri de ezik karakterli Müslümanlar olacaktır. Kıyamet hacıdan hocadan kopacak diye nenelerden gelen söylentileri ciddiye almaya başladım…

"Müslim deme, mümin de" diye uyaran yüce kitabımızın son asrın karmaşasına dikkat çektiğini de bu arada hatırlayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.