Mehmet EROĞLU
Ermenekli Recep Amca ve Bir Çocuğun Milli Duyguları
Değerli okurlar 23 Nisan 1920 Ulusal Egemenlik bayramımızın 95 yılını bütün yurtta kutladık. Çocuklarımız rengârenk giysilerle bayramımızı renklendirdiler.
Ulusal Kurtuluş Savaşımıza kadar uzanan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 95. yılını ulusumuza kutlu olsun 23 Nisan 1920 tarihi çok önemli bir tarihtir. Çünkü hem ülkemizin kurtuluşuna, hem de yeni bir devletin kuruluşuna öncülük eden büyük bir olaydır. Dünyanın en önemli Emperyalist güçlerini yenerek, çürümüş ve yozlaşmış bir imparatorluğun küllerinden yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, demokratik, laik ve sosyal bir yönetim biçiminin gerçekleşmesi, çağdaş ve aydınlık bir yaşam biçiminin belirlenmesi ve bunun için yapılan tüm yeni devrimler, 23 Nisan 1920 tarihinde Mustafa Kemal’in liderlik ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin aldığı kararla gerçekleşmiştir.
Ulusun kendi kendini yönetmesi olan ulusal egemenlik kavramından artık günümüzde söz edilmez hale gelinmiştir. Ülkemizin her yerine yabancıların el attığı bir ortam, artık ulusal egemenlik olarak neredeyse tanınmaz hale gelmiştir.
Ülkemizi yöneten kadrolar tarafından, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız, tüm ulusal değerlerimiz emperyalistlere peşkeş çekilmektedir. Bugün vatan hainleri bölücüler anılmakta, kahraman yerine konulmakta ve isimleri çeşitli kuruluşlara verilmektedir. Bunlardan başka Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milleti’nin değerlerine saldırılarak, ülke bütünlüğünü dağıtmaya, parçalamaya yönelik tüm bu eylemler ulusal egemenlik kavramıyla çelişmektedir.
Ülkemizin bugün getirildiği durum karşısında yurtseverlikten yana tavır almak zorunluluğu bulunmaktadır. Türkiye’yi Atatürk ilke ve devrimlerinden, ulusal egemenlikten ve tam bağımsızlıktan yana olanların yeni bir ulusal kurtuluş savaşını başlatmaları gerekmektedir. Bunun için güçlerimizi birleştirmek ve örgütlü mücadele yapmaktan başka bir seçeneğimiz yoktur.
Ülkemde ekonomi hızlı bir şekilde emek ve emekçiden yana bozulurken başkaları çok kısa zamanda dolar milyarderi oluyor.
Ermenekli yırtık ayakkabılı Recep amca ve hanımı Ayşe teyze oğlunun borçlarını düşünüyor.
Acaba bu ulusal bayramı kutlayabildiler mi? Bu bayramdan haberleri var mı dersiniz.
Cebinde kuruşun yokken oğlunun borçlarını yüklenmeyi ahlakın gereği biliyorsun..
Recep amca biliyor musun katrilyonluk saraylar senin ezilmişliğin üzerine dikilmiş birer “onur(!)” anıtıdır...
Daha önce görmüşlüğüm yok seni. Lanet olsun ki o güne; o kokuşmuş kahrolası soygun düzeninin kara haberiyle tanıdık sizleri ve sizler gibi olanları.
Deryayı bilmeyen balıklar kadar kör; körelmiş vicdanlar kadar duyarsızlığa kayıtsız kalacak kadar arsız bir toplumun bir ferdi olmaktan utandık… kahrolduk!.. Sizlerin ve sizler gibi olanların.
Dünya tanıdı seni ve “Yüzme de bilmezdi Tezcan’ım” diye dert yanan Ayşe Teyze’yi.
O yırtık kara lastiklerin içinden bir çift ayak olup çıkıverdin önümüze…
Kokuşmuşluğun son aşamasıydı izlediklerimiz. Görünen o ki; sonuncusu da olmayacak. Bugünden belli. Vicdansızların aldırmazlığı kara habere dönüşerek sürecek karartma. Soma’nın hangi derdine çare olundu ki; Ermenek için umut var olsun…
Verilere göre Türkiye; Dünya’nın en büyük ekonomisinden biriymiş.
Kan ve canı korumaktan aciz 17. büyük ekonomisi olsa ne yazar. Senin payına yoksulluktan gayri ne verdi veya ne düştü Ermenekli Recep Amca!...
Somalı Ramazan’a sor bakalım… Ne vermişler eline koca bir hiç.
Feleğin Recep’lere farklı muamelesi ilahi adalet emrinin gizliden tecellisi mi acep?
Sadece, göz kulak, ağız, burun, ciğer çürümezmiş meğer vicdanlar da çürürmüş. Kömür kazalar fıtratın gereğiymiş… Yani; bilesin ki Ermenekli Recep amca; madenin ekmeği, ölümmüş. Bu vicdan çürümüşlüğü altında hangi hukuk korur ki seni!
Yağma Hasan’ın böreğinden yağlı kuyruk kapma yarışında adın yok senin! Kara bahtın, kem talihin; kömür karasıyla buluşurken, bir çift kara lastik senin payına düşmüş!...
Eskiyenin yerine, utancından kendi elleriyle devletin giydirdiği yeni bir çift kara lastiği de; milli hâsıladaki sanal hesabından payına düşen.
Mademki kul hakkıyla huzuruma gelmeyin demiş Yüce Tanrı; Memetler; Aliler, Recepler de bu dünyada hesaplaşmalı... Yani ki; insanlar bu buyruk karşısında hakkını bu dünyada almalı
Biliyorum Recep Amca… Bu ulusal bayramda da Sözlerim sana ulaşmayacak. Ulaşsa da senin için çok bir anlam taşımayacak!.. Bunu bilerek yazıyorum. Keşke; bir tek şunu bilebilseydin: Senin adına verilen savaşın zaferiyle “insanlık” kurtulacak!..
Sen ve senin gibiler bu kutsal bayramın amacını bilmesen de sizin için uğraşanlar olacaktır.
Bu kutsal bayramınızı kutlar Senin ve Ayşe Teyze’nin ellerinizden öperim. Tezcan’ınız da ışıklar içinde yatsın
Millet adına devleti yönetmeye talip olanların din, iman, cemaat, tarikat, etnik köken ana dil, ırk ve mezhep ayrımcılığı yapması; Ülkeye büyük felâket, getirir. Art niyet, tuzak, kumpas ve nitelikli sahtekârlık alâmetidir. Bu gibi eylem ve söylemler ülkeye zarardan başka bir şey getirmez Dolayısıyla namuslu, dürüst, demokrat ve mütevazı olmayan; Aşırı iddialı, vurucu-kırıcı, hırslı ve ihtiraslı Guruplar kesinlikle iyi niyetli olma yönünden samimi değiller.
Bu nedenle: Önümüzdeki seçimler çok önemlidir. Tarihi fırsattır. Çünkü insanlar seçimde, partileri değil, kendi geleceklerine oy verirler. Kişi sevdiği/seçtiği ile beraberdir. Herkesin geleceği ve özgürlüğü buna bağlıdır, mutluluk, Daha açık bir anlatımla: geleceğimiz, kendi elimiz ve kararımızla şekillenecektir. Kullanacağımız Oy’la sadece kendimiz ve yakın çevremizin değil, 80 milyonu, hatta bütün İslâm âlemi, Türk dünyası senin verdiğin oya göre şekillenecektir. Üzülen ve sömürülen milyarlarca masumun kaderini etkileyebilecek bir tasarrufta bulunduğumuzun, farkında olmalıyız. İyi niyetli ve “hizmet üretenle birlikte olmalıyız.
BİR ÇOCUĞUN MİLLİ DUYGULARI
Gazeteler ve sosyal medya bir haberi gündeme oturmuştu; Eskişehir’in Mahmudiye Mahallesi caddesinde sabahın erken saatlerinde yürüyen iki çocukla ilgili bir haberdir bu.
23 Nisan günü, işyerlerine asılan bayraklardan bir tanesi yolun zeminine doğru uzanmışken, muhtemelen bayram yerine yürüyen bir kız çocuğu rüzgârla salınan bayrağı elleri ile sever ve yüzünü okşar bayrakla. Yanındaki oğlan çocuğu ise bayrağın ucundan tutar, beş altı kez öperek alnına koyar.
Civar esnaf, herhalde bu güzelliği çoktandır yaşamamış ve özlemiş olsalar gerek, duygulanarak telefonları ile videoya çekerler ve medyaya servis ederler.
Ancak ülke bayrakları o ülkenin bağımsızlığını ve kendi vatan toprakları üzerindeki egemenliğini temsil eder.
Türk milleti olarak bizler de o yavrumuzun güzel gözlerinden öpüyoruz.
Bu vesile ile 23 Nisan Ulusal ve egemenlik bayramımız ulusumuza kutlu olsun
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.