Veli Tiryaki
Diyarbakır Anneleri ve Kürt Siyaseti
Son günlerde Diyarbakır’da Cumartesi anneleri gibi yeni bir aktivite çıktı. Diyarbakır Anneleri. Diyarbakır'daki anneler dağa giden evlatlarını Kandil’den geri istiyorlar. Bütün engellemelere rağmen Diyarbakır Belediyesi önündeki direnişlerini sürdürüyorlar. Evlatları için haklı olarak gösteri yapan Cumartesi Anneleri'ne gösterilen ilgi, PKK ya karşı yüreklerini koyan Diyarbakırlı annelerden esirgiyorlar!
Cesaretlerinden dolayı kendilerini kutluyor ellerinden saygıyla öpüyorum. Artık bu annelerimizin sayısı artmalı.Herkes onların feryadına kulak vermeli. Kandil'in 'yaşları tutuyor' ve 'gönüllü katıldılar' açıklamalarına asıl itiraz Kürt aydınlarından ve bölge halkından gelmeli. Sadece yaşları küçük olduğu için değil, artık dağa hiç kimse çıkmamalı demeliler. Hep söyledik bu gidişe dur diyecek ne top ne tüfek, tek güç bölge halkı.
Kandil 'PKK ya gönüllü katıldılar' şeklinde savunma yapıyor. Ama unuttukları küçük bir şey vardı. Anneler sanki çocuklarının yaşlarını bilmezmiş gibi Kandil'dekiler yaş sorununun olmadığını bildiriyor. Sorun yaşta değil, zihniyette asıl. Kandil'dekilerin zihniyeti belli ki değişmemiş. Hala dağı bir cazibe merkezi ve silahı da çözüm için bir araç olarak görmeye devam ediyor. Hala silahı siyasetin yedeğinden ayırmamak gibi veya başka bir deyişle silah marifetiyle siyasal sonuçlar devşirmek gibi bir zihniyete mensuplar. HDP=DP de dağdakilerin de dağda kalması gerektiğini savunmamalı.
BDP=HDP eylemci Anneleri düşmanın oyununa gelmiş hainler gibi görüyor,BDP binasına giden o acılı annelere şiddet uygulamaktan kaçınmayacak kadar da insanlıktan uzaklaşabiliyorlar.
Kendileri için hak olarak gördüklerini başkaları için görmedikleri yetmiyormuş gibi ayrıca haksızlıkta bulunmayı da bir hak olarak görüyorlar kendisinde.
Kürt siyasetçiler Kandil'in siyasetine açıktan karşı çıkamazlar ama HDP çözüm sürecindeki samimiyetini göstermek istiyorsa, dağı bir cazibe merkezi olmaktan çıkartacak söylemlerin sahibi olmalıdır. Bu ülkede dağdan inenler de siyaset yapıyor, cezaevinden çıkanlar da...Bu ülkede dağın siyaseti de yapılıyor özgürce, dağdakilerin siyaseti de. Dağdakilerin talepleri üzerinden bugün özgürce siyaset yapılabiliyor mu?
Sadece Anneler değil siyasetçiler de kandile sorunuz:
Hala evlatlarımızı hangi amaç için dağda tutuyorsunuz?
Ve evlatlarımızı hangi amaç için dağa çağırıyorsunuz?
Dağdakiler henüz yasal bir formül oluşturulmadığı için inemiyorlar diyenlere, o zaman gencecik Kürt evlatlarını hala niye dağa çıkartıyorsunuz diye sorun.?
Meclis'te dağdakilerden 'özgürlük savaşçıları', Öcalan'dan da 'Sayın Öcalan' diye bahsedilebilecek kadar özgürce siyaset yapabilenlerin hala sanki siyaset yapmalarının önünde engel varmış gibi bir algı oluşturmaya kalkışmaları traji-komik bir durumdur.
HDP Kandil'in siyasetinin oluşmasında rolü olan bir parti değil, tam tersine Kandil'in siyasetinin aracısı bir parti.Çünkü 'Kraldan çok kralcılık' yaparak kendilerine iktidar alanı açmak isteyen siyasetçilerin güdümündeki bir parti...
Dağa çıkan gençler, tepkili aileler, ailelere verilen tepkiler, kalekol yapımlarına karşı sivil kesimin de seferber edildiği örgüt direnci, yol kesme ve kimlik kontrolüyle örgütün güç gösterisi, çatışmalar, ölümler, takip eden protestolar. İstanbul'da, Kocaeli'nde olaylar, HDP ve örgütten gelen, tehdit eden sert açıklamalar iyi günleri işaret etmiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.