Servet TÖZ
Çok Zor Günlerden Geçiyoruz
Bir yanda FETÖ/PDY ve PKK operasyonları, diğer yanda terör olayları ve de Suriye’de sürdürülen operasyonlar..
Hükümet bu defa işi sıkı tutuyor. Belki de ilk defa terör örgütlerine karşı ciddi operasyon gerçekleştiriyor. Bu kapsamda 24’ü PKK, 4’ü FETÖ/PDY olmak üzere 28 belediyeye kayyum atandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şu mesajı çok önemli…
“Sadece Güneydoğu ve Doğu’da değil Türkiye’nin hangi noktasında olursa olsun eğer bu konuda terörle bulaşmış, sadece PKK, KCK, Kandil terörüne değil, FETÖ terörüne de bulaşmış tüm belediyeler için de aynı şey geçerlidir.”
Sayın Bakan’ın önümüzdeki günlerde başka belediyelere de kayyum atanabileceği mesajını verdiği sözlerini çok anlamlı buluyor ve destekliyorum. Seçilmiş de olsa bu milletin kaynaklarını terör örgütlerine peşkeş çeken kim varsa hesabını vermelidir.
Aydın’dan bir örnek verecek olursak;
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun danışmanı Erkan Karaarslan FETÖ’ye finansal destek sağlamaktan tutuklanarak cezaevinde tutuluyor.
Şimdi soru şu:
Erkan Karaarslan’a kim ya da kimler finans sağlıyor?
Belediye başkanları..
O zaman FETÖ’ye benzer kadrolaşma yaparak belediyeyi teslim alan Erkan Karaarslan’a para musluklarını teslim eden belediye başkanları masum mu?
Tabii ki hayır!
Peki, halkın kaynaklarını Erkan Karaarslan’a peşkeş çekenler bunun hesabını vermeyecek mi?
Er-geç verecekler!
Bir de şu durum var:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan partisini Efeler ilçe örgütünün düzenlediği bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada yaşın yanında kurunun da yanması konusunda endişesini dile getirdi.
Tezcan haklı olabilir…
Çünkü bize de haksız gözaltılar olduğu yönünde bilgiler geliyor. Gerçek suçluların bulunarak adalete teslim edilmesine sözümüz yok ama suçsuz yere ceza çeken olsun istemiyoruz. O yüzden devletimizin yetkililerinin daha dikkatli olması gerektiğini söylüyoruz. Ama halkın kaynaklarını terör örgütünün emrine verenler mutlak cezalandırılmalıdır diyoruz.
Ayrıca böylesine sisli bir ortamda yapıcı mesajlar büyük önem taşıyor. 15 Temmuz kalkışma girişiminden sonra ülkede yaşanan birlik, beraberlik ve sağduyu ortamının sürekli hale getirilmesi gerek. Dahası siyasiler arasında monolog değil, diyalog hakim olmalı diyorum.
Çünkü ülkemizin uzlaşmaya, ortak akla, bir arada olmaya ihtiyacı var. Diyalogla, sesimizi yükseltmeden birbirimizi eleştirebilmeliyiz. Karşılıklı hoş görü ve anlayış çerçevesinde iletişim kurmaya çalışmalıyız.
Şurası yadsınamaz bir gerçek ki çok özel bir milletiz..
Toplumsal bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzda çabuk derlenip, toparlanıyor, halkın gücünün ne olduğunu bir şekilde dosta düşmana gösteriyoruz.
Bugün bayram, bu kente ve ülkede yatağa aç girenler var..
Hala çöpten ekmek arayanlar var..
Darda olanların yanında olmak en güzel ibadet..
Kurban Bayramı’nda bize has yardımlaşmayı ortaya koymalıyız..
Bu duygu ve düşüncelerle Kurban Bayramınızı kutluyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.