Çıkar ve yalakalık

Değerli okurlar ülkemde o kadar yalan dolan konuşan insanlar var ki, bunlar bazen televizyon kanallarında çıkarı için yalan yanlış yorum ve sözleri ile toplumu yönlendirmeye çalışırlar.

Ama toplum bunları çok iyi tanıdığından sözleri ve yorumları hiç önemsenmez.

Gücü elinde tutan etkili ve yetkili güç odakları kendilerine göre yalaka ararlar. Çok çabuk da bulurlar. Yetkililer bu tipleri ellerinde joker gibi tutarlar.

Gerekli olduklarında bunları gerekli gördükleri anda kullanırlar.

Böylece kısır döngü uzar gider.

Toplumumuzda farklı insan tipleri mevcuttur.

Kendileri yalakalık yaptığı halde, bazılarına yalaka diye hemen iftira atarlar.

Anlayacağınız hırsız hem kaçar hem de önden kaçana “Hırsız kaçıyor yakalayın” dermiş.

Bunlardan bazıları nutuk atar öfke saçar herkesi tehdit eder.

Bazıları da ar, namus, vicdan der ama iş yararı ve çıkarı olunca arkadaşını ve dostunu satar.

Bazıları da çıkarı olunca yalakalığı kimseye bırakmaz.

Söylem ve eylemlerinde hukukun üstünlüğü olmalı, yalan riya iftira, bitmeli der. Ama bildiğini okumaya devam eder.

Sözlüklerde yalakalığı şöyle tarif ederler;

(Dalkavukluk, arsız ve sırnaşık) diye tarif ederler.

Bu gibi yüzsüzler, iltifata maddi çıkarına ve kuru bir iltifat karşılığında vicdan ve izanlarını kiralamışlardır.

Nankör dönekler, utanmazlar sözden anlamazlar. Gücü elinde tutandan aldığı cesaretle ve ona bağlı olarak saldırırlar.

Bunların neresinden tutarsan tut mutlaka kirlenirsiniz.

Çünkü bir yazarımızın dediği gibi bu bilinen yalakaların“beslendikleri yalak, gıdaları ise yaldır.”

Toplumda yalakalık, yağcılık ve onursuzluk bu gibilerde eksik olmaz

Bunlar çıkarlarına göre sayıları artar veya azalır.

Ama ihtiyaç duyulduğu müddetçe yalakalık sürer.

 

Osmanlı dalkavuk ustaları kendilerine tokat attıran, merdivenden yuvarlatan ve bostan kuyusuna sarkıtılan ücretli ve eğlendirici ustalar vardı.

O zaman hem soytarının hem de soytarılık mesleğinin bir onuru vardı.

Ama bu sanat siyasette bir aracı olarak kullanılmaya başladığında soytarılık ve bu meslek kirlendi.

Siyasetçilerin ve liderlerin her yaptığına alkış tutan onunla ağlayıp onunla gülen, takla güvercinler gibi liderin önünde takla atanlar, kraldan fazla kralcı olanlar

Bu tipler gurur ve onur duydukları işlerinin yalakalık değil görevleri olduğunu sanırlar.

Bu tipler seçim dönemlerinde ve ihale zamanında sayıları oldukça artar.

Medyada ve televizyon programlarının başındadır.

Anlayacağını yalakalık bir tutkudur.

Yani müzminler, münafıklar, liboşlar, dönekler gizli açık yalakalar çevremizi kuşatmış vaziyettedirler.

Çok sevdiğim bir söz.

“Kişilikli ayakta durmak, diz üstü onursuz yaşamaktan daha iyidir.”

***

Değerli okurlar ülkemin yetiştirdiği iki sanatçı Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in katıldıkları bir televizyon programın da Sayın Cumhurbaşkanı hakkında konuştukları iddiası ile savcılık bu iki sanatçı hakkında soruşturma açtı. Suçlumu suçsuz mu buna yargı karar verecek. Benim burada yazmak istediğim MHP Genel Başkanı Sayın Bahçelinin Sanatçı Metin Akpınar hakkında yaptığı konuşma. Sayın Bahçeli aynen şöyle diyor:

 “Metin Akpınar’ın Halk TV’ye çıkıp beş dakikalık bir konuşma yapmasını istiyorum. Hata yaptım, bu benim cehaletimdir, gafletimdir. Yanlış örnek verdim, özür dilerim demesini istiyorum.”

Bunu Sayın Akpınar yapar mı yapmaz mı bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa seksen milyon yurttaşın önünde Sayın bahçeli Sayın Cumhurbaşkanından binlerce defa özür dilemesi lazım. Çünkü onun söylediği ve hakaretlerini buraya yazmaktan ar ve utanç duyuyorum. Sayın Bahçeli hakkında yapılan yorumları okursa bunu daha iyi anlayacağı kanısındayım.

***

Değerli okurlar iki sene önce rahatsızlandım. Aydın Devlet Hastanesi’nde muayene eden doktor otuz adet iğne vererek bunu mutlaka her gün sabah akşam yapılmasını istedi. Doktora “Doktorum ben iğne yapan bir tanıdığım yok.  Her gün de acil servise gelemem. Bu iğnelerin yerine başka bir ilaç verseniz olmaz mı?” diye ricada bulundum. Doktorum, “olmaz bunu mutlaka vurulman gerekli yoksa iyi olamazsın” diye ısrar edince ben de iğneleri alıp eve geldim. Hanıma “iğne yapan bir arkadaşın veya tanıdığın var mı?” diye sordum. Tanıdığı olmadığını söyledi.

Mecburen hastaneye gidip iğne yaptıracağım başka çare yok diye düşünürken komşum bize “Neden Ayba’dan yardım istemiyorsunuz onların hemşireleri gelip iğne yapıyorlar” dedi.

Belediyenin yan kuruluşu olan Ayba’yı aradım. İlgili görevli bana, “adresinizi verin hemen hem akşam hem de sabah hemşire gönderir iğnenizi yaparlar” dedi.

Hakikaten hem akşam hem de sabah hemşire kızlarımız gelip iğnemi yaptılar. Çok memnun oldum. İğne yapan hemşirelerden birisi bana, Amca bak saçın sakalın birbirine karışmış Ayba’yı telefon et bir berber göndersinler tıraş yapsınlar” dedi.

“Olur, mu kızım bu kadarı da fazla değil mi?” dediğimde “yok, amca sen yaşlısın çekinme telefon et gelirler” cevabını aldım.

Hakikatinde gelip tıraşımı da yaptılar. O günden bu güne kadar Ayba hizmetlerinden Aydın halkı memnun oldular.

Ama şimdi kimin işine gelmediyse Ayba’nın bu evlerde yapılan hizmetlerinin ruhsatsız olduğu gerekçesiyle valilik emri ile durdurulduğunu duydum. Bu durdurma kararı yaklaşan seçimler nedeni ile bir engelleme ise başta Sayın Vali beye de buna alet olanlara da bir yarar sağlamaz. Aksine daha da aleyhlerine olur.

Bunu Sağlık Müdürlüğü personelinin yapacağı söyleniyor. Sağlık müdürlüğünün personeline telefonla ulaşamazsınız. Bu eylem Aydın halkının zararına olacağı kanısındayım.

Bu kararı alan yetkililerin bu yanlış uygulamadan derhal vazgeçmelerini şu soğuk havalarda hasta olan vatandaşların yanında olan Ayba’nın faaliyetlerini serbest bırakmalarını aksi takdirde Aydın Halkının mağduriyetine neden olursunuz.

Her karanlığın sonu aydınlıktır.

Bu vesile ile Başta Aydınımız olmak üzere ülkemin ve Ulusumuzun yeni yıllarını kutlar sağlık, sıhhat mutluluklar dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum