Servet TÖZ
CHP’liler buna izin vermez
CHP il ve ilçe başkanları genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nu temsil eder ama Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, kendini seçilmiş sultan, CHP’nin ve örgütün üzerinde gördüğü için il ve ilçe başkanlarını himayesine almak istiyor. “Seçilmiş sultan” kendisini o makama getiren örgütü yok sayıyor…
Peki, bunu nasıl anlıyoruz?
Tabii ki belediye memuru gibi ilçe başkanı, il başkanı yaratma gayretlerinden…
Sözü fazla uzatmadan konuya girelim…
Başkan Özlem Çerçioğlu, himayesine aldığı ve siyasi gelecekleri kendisine bağlı, “hınk deyici” bu iki belediye meclis üyesini birini ilçe bir diğerini il başkanlığına hazırlıyor.
Kim bunlar?
Malumu ilan edelim.
Barış Altıntaş ve Evrim Karakoz.
Aydın Büyükşehir Belediyesi’nde 80 belediye meclis üyesi görev yapıyor ancak sadece bu ikisine pozitif ayrımcılık yapılıyor. Oda, sekreter, makam aracı ve bir takım özel yetkiler verilmek suretiyle imtiyaz sağlanıyor.
Özel yetkili büyükşehir belediye meclis üyesi, himayesine girdiği seçilmiş sultandan aldığı ‘talimatla’ Aralık ayı içinde yapılacak CHP Efeler İlçe Kongresinde aday olmaya hazırlanıyor. Bunun için belediyenin tesislerinde toplantılar yapılıyor. Özlem Çerçioğlu’nun taşeronu gibi davranan CHP Aydın milletvekilleri Metin Lütfi Baydar ve Hüseyin Yıldız bütün bunlara destek veriyor.
Çerçioğlu; belediye başkanı olduğu, Baydar ve Yıldız; milletvekili olduğu bilinci ve sorumluluğuyla hareket etmiyor. İl ve ilçe başkanlarının partinin ve partililerin çıkarlarını koruyup kollama gibi bir görevleri vardır. Milletvekilleri ve belediye başkanlarının görevi ise oy veren vermeyen herkesin derdine çare olmaktır.
İşte bu nedenle CHP’liler belediye başkanı ve milletvekillerinin örgütten elini çekmesini istiyor. “Herkes görevini yapmalı” diyor. “Örgüt; örgüt olma bilinci ve sorumluluğuyla hareket etmeli” diyor. “Sen, ben, bizim oğlanlı yönetim anlayışı istemiyoruz” diyor. “CHP, belediyenin şubesi olmamalı” diyor.
Hem Barış Altıntaş, meclis üyesi olmak için ilçe başkanlığından istifa etmemiş miydi? Etti. Yazılı bir kural olmasa da ilçe başkanlığına aday olmadan önce meclis üyeliğinden istifa etmesi gerekmez mi? Önce istifa et, seçildikten sonra ilçe başkanlığına tekrar aday ol. Oh ne ala memleket. Bizim buralarda buna “arkadan dolanmak” derler. Bir de kalkıp buna “demokrasi” diyeceksin. CHP’liler de bunu yiyecek. Öyle mi?
Yeri gelmişken, “Kahve dövücünün hınk deyicisi” bu iki meclis üyesine sormak lazım. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Taşeron işçiliği, 21. yüzyılın ayıbıdır. Köle ticareti, emek ticaretidir. Buna karşı çıkmamız gerekiyor” derken, siz hangi mücadeleyi verdiniz?
Hadi cevap verin bakalım:
Geçmişte CHP il yönetiminde görev almış birinin, belediye çalışanı eşini kundaktaki bebeğiyle 65 km uzaklıktaki bir ilçeye neden tayin ettiniz?
Hadi vicdanınız köreldi, kadın çalışanı acımadınız diyelim.
Ya kundaktaki bebek..
O minicik yavruyu nasıl kıydınız?
Şimdi vicdanınız rahat mı?
Geceleri huzur içinde uyuyabiliyor musunuz?
Bunu hangi hakla, hangi vicdanla, hangi sosyal demokrat anlayışla izah edeceksiniz? Bir CHP’linin eşine yapılan eziyete karşı duramazken, başkan olduğunuzda partinin ve partililerin hakkını nasıl koruyacaksınız?
Kundaktaki bebeğin annesini uzak bir ilçeye tayin ederken vicdanı sızlamayanlar…
Belediyede elde ettikleri özel yetkileri kullanarak il ve ilçe başkanı olacak. Öyle mi?
Allah aşkına söyleyin:
Çerçioğlu’nun karşısında süklüm püklüm duran, “Çerçioğlu’yla geldik, Çerçioğlu’yla gideriz” diyen, Çerçioğlu’nun hınk deyicilerinden il ve ilçe başkanı olur mu?
Aha buraya yazıyorum:
Benim bildiğim CHP’liler buna asla izin vermez.
Vermeyeceğini 17 Aralık’ta göreceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.