Şerif KUTLUDAĞ
“Cem Sultan”dan ders almak
“Cem Sultan Vakası” diye de meşhur olan tarihî olayın kahramanıdır.
24 Şubat, yani bugün onun ölüm günüdür.
Cem Sultan, 27 Aralık 1459 doğumludur. İstanbul’un fethinden altı yıl sonrasında doğmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in iki oğlundan birisidir.
Yâni, Bayezid ile kardeştir; şehzâdedir.
Babaları vefat ettiğinde yerine geçecek iki padişah adayından birisidir.
Babaları Fatih’in vefatı sonrasında ağabeyi Bayezid ile taht kavgasına tutuşmuş; bu kavgayı kaybetmiş, Avrupa’da 13 yıl esaret hayatı yaşamış, 24 Şubat 1495’te Napoli’de vefat etmiştir. 1499’da cenazesi Bursa’ya getirilerek Muradiye Külliyesi’ne defnedilmiştir.
Bursa ve Muradiye Külliyesi deyince insan ister istemez Ahmet Hamdi Tanpınra’ın “Bursa’da Zaman” şiirini hatırlamadan edemiyor.
“Gümüşlü bir fecrin zafer aynası,
MURADİYE, SABRIN ACI MEYVASI”
Diye geçen mısralarda atıfta bulunulan “Muradiye”nin niçin “acı meyve” olduğunu Muradiye Külliyesini görmeden ve orada bulunan türbe mezarlarda yatanların hayat hikâyelerini bilmeden anlayamıyor.
“Acı Meyve” tanımlaması ömürlerine doyamayan, taht kavgalarından dolayı kimsi idam edilen kimisi, zehirlenen kimisi de Cem Sultan gibi gurbet ellerde ölüp giden şehzadeleri sembolleştirir.
Evlatlar bir ağacın meyveleri misali, anaların babaların hayata armağanları olan en tatlı meyvalarıdır. Gelin görün ki Muradiye’de gömülü bulunan şehzadeler yaşadıkları ve yaşattıkları acıların hatırasıyla zihinlere buruk bir acı bırakan tarihin birer vediasıdır bugünlere…
Muradiye Külliyesi, padişah II. Murad tarafından 1425-1426’da yaptırılmıştır.
Külliyede Muradiye Camii, hamam, imaret ile sonraki yıllarda yaptırılan 12 türbe vardır. İstanbul’dan sonra en çok saraylının gömüldüğü ikinci bir hazire özelliği kazanmıştır.
2014’te de “Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu” Dünya Miras Alanı bileşenlerinden birisi olarak UNESCO Dünya Miras Listesine girmiştir.
Muradiye Külliyesinde, II. Murad’ın tek başına gömülü olduğu türbenin dışında; 8 şehzade, 7 şehzade oğlu, 5 şehzade kızı, 2 sultan eşi, 1 sultan kızı gömülü bulunmaktadır.
Cem Sultan’ın cenazesi 1499’da getirilip şimdiki alana gömülmüştür.
Yavuz Sultan Selim tahta çıktığında boğdurtulan kardeşleri Şehzade Ahmed ve Şehzade Korkut ile babası Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1553’te boğdurulduğu söylenen Şehzade Mustafa’nın cenazesi de Muradiye Külliyesine getirilip gömülmüştür.
Bu bilgileri okuyunca elbette hepimizin insan olarak içinden bir şeyler kopuyor. İçimiz acıyor. Bir tuhaf oluyoruz. Ne var ki tarihte yaşanmış bitmiş olayların keşkesi, şöylesi, böylesi yok değerli okurlarım…
Bugün Bursa’ya gezmeye gidenlerden tarih bilgisi olmayan, Bursa’yı salt Osmanlı Devletini kuran şehir: Başkent olarak bilen; camiler ve türbeler şehri olarak gören sade insanımız Muradiye Külliyesine de geldiğinde oradaki türbeleri evliyâ türbesi zannetmektedir ne yazık ki…
Fakat gerçek yukarıda dile getirmeye çalıştığımız ipuçlarının devamında saklı.
Şimdi tarihin bu yönüne baktığımızda sade insanımızın bir çocuk dünyaya geldiğinde yaptığı duanın ne kadar anlamlı olduğunu fark ediyor:
Hani bir yakınımızın doğum haberini ilk aldığımızda ve tebrikleşmelerde “Allah, baht açıklığı versin!” , “Bahtı güzel olsun!” demez miyiz?
“Allah analı, babalı büyütsün!” demez miyiz?
Halk yine “Ana baba, çocuğunun tahtını yapar da bahtını yapamazmış!” demez mi?..
İşte sadece bu sözler bile bizim insanımızın hayattan nasıl ders çıkardığını göstermeye yetip de artıyor. Herhalde sıkça duyduğumuz “Anadolu irfânı” sözünden de maksat bu olsa gerek diye düşünmeden edemiyor insan.
Bu bağlamda bize düşen görev Cem Sultanların hayatından ibret almak: Savcı ya da hakim olmadan, olayları tarihin sayfalarına emanet edip; yaşadığımız günün kıymetini bilmektir değerli okurlarım.
Dünyadan gelmiş geçmiş bütün canlara Allah’tan rahmet dileğiyle…
Sevgilerle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.