Ali AKSÜT
Büyüksün Türkiye!
Yüce yaratana yemin ederim ki, gerçekten büyüksün Türkiye!
Benim güzel ülkem büyük!
O’nun güzel insanları, milletimin yürekleri büyük, gönülleri zengin ve güzel.
Selam sana güzel ülkem Türkiye!
Selam sana güzel milletim!
Halep, insanlık, dünya, İslam ülkeleri, Arap dünyası ve günümüzde yaşananlar…
Bütün dünyanın gözü önünde Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptıkları ve yapacakları… Her şey göz önünde ortada!
Mazlumların umudu, ezilmişlerin, zulüm görmüşlerin, aç bitap yoksulların, garip gurebanın sığınacağı tek güvenilir liman Türkiye. ‘Müslüman’ın derdini dert edinen Türkiye’, ‘Müslüman’ın derdini dert edinmeyen bizden değildir’ hadisini yaşayan Türkiye.
Güzel ülkemin insanları değil mi ki siz, çevrenizde komşularınızdaki vahşet, yangın, katliamda kapılarınızı o komşularınızı açtınız, onlara sıcak bir tas çorba, bir dilim ekmek verdiniz ya; rahmet diyarı ecdat yadigârı bu topraklara Allah’ın rahmeti ve bereketi yağacak.
Çünkü siz, fakir fukara, gurebayı sevindirdiniz. Siz, yetimleri öksüzleri doyurdunuz. Onları bağrınıza bastınız. Ey güzel milletim! Tarihte olduğu gibi son günlerde yaşadığımız insanlık dışı acı olaylar karşısında; batı dünyasına, güya uygarlık, özgürlük, insan hakları, çevre, doğa, kuş, kertenkele ve benzeri değerleri savunan batı dünyasına, ne batısı, ne kuzeyi, de doğusu, bütün dünyaya en güzel adalet, en güzel hukuk ve insan hakları dersi verdiniz. Bu millet, bu devlet, sahte özgürlükçü, sahte insan hakları savunucusu, sömürgeci küresel güçlerin o çirkin maskelerini bir kere daha düşürdü. Yani maske düştü kel gördündü. Gerçi biz bu sahte gülücükler saçan. Sahte çağdaş uygarlıkçı şeytanların gerçek yüzlerini ve kimliklerini biliyorduk. Çanakkale’de, Sakarya’da, Kurtuluş Savaşın’ da bu yüzler görmüştük. Dedelerimiz bunların yedi cedlerini, soyunu, sopunu, cibilliyetlerini biliyor. Biz yeni nesil genç kuşaklar biraz tarihimizi unutur gibi olduk. Veya gizli bir güç bizim pırıl pırıl tertemiz gençlerimizi kendi tarihinden, kendi medeniyet ve ruh köklerinden koparmaya çalışmıştı. Ta ki 15 Temmuz 2016 gecesi milletçe yaşadığımız darbe teşebbüsü ihanetine kadar. Ama yiğit gençlerimiz, gözü kara kadınlarımız topyekûn halkımız büyük bir kahramanlık destanı yazarak Allah’a çok şükür ülkemizi büyük bir felaketin eşiğinden kurtardı. Şehit ve gazi olmayı göze alarak. Bu vatan için bu bayrak ve devlet için 247 şehit vererek, 1192 yaralı yiğit gazisiyle bir bedel ödeyerek 79 milyon milletimizi ve 780 bin kilometrekarelik vatanımızı kurtardılar. Allah şehitlerimize rahmet eylesin. Gazilerimize de acil şifalar, sağlık ve afiyet versin. Sizler şehit ve gazi oldunuz. Bizler ise sağ salim yaşıyoruz. Huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir şekilde çocuklarımızla, ailemizle, sevdiklerimizle, evimizde yuvamızda ve vatanımızda yaşıyoruz. Hamdolsun, yüzlere binlerce kere şükürler olsun biz yaşıyoruz. Onlar ise bizler için öldüler ama biz yaşıyoruz.
Evet, yaşadığımız olayları ve tarihin hafızasını silemeyiz, yaşadığımız bu acı felaketleri hiç unutamayız. Unutmamalıyız. Gençlerimize, çocuklarımıza milli meselelerimizi, milli tarihimizi ülkemizi ilgilendiren bütün olaylarda onların dikkatini çekmeliyiz. Hatırlatmada bulunmalıyız.
Bazen görüyorum ve şahit oluyorum ki bazı kişi kurum ve kuruluşlar veya biz, kendimiz günlük hayatın akışı içindeki gündem veya güncel olayların içinde; çok küçük çıkar hesapları veya kısır siyasi çekişme, itişme, eleştirme, mevcut durumlardan rol kapma, o pozisyonlardan siyasi, ekonomik, şahsi ve benzeri çıkar ve avantaj elde etme telaşesi ve gayreti içinde görüyoruz. Zaman ucuz siyasi çıkar hesapları uğruna kayıkçı kavgası, koltuk kavgası yapma zamanı değil. Gün birlik zamanı, gün kardeşlik ve dayanışma zamanı. Halep’in acısını okumayanlara, meselelere bir haber kalanlara yazık olur. Yazık olur memleketimize, yazık olur hepimize.
Çok tabi ki insanın yaratılışında, doğasında ego var, tatminsizlik var. Yüce dinimizin buyurduğu gibi ‘ İnsanoğlu zayıf yaratılmıştır, eksik yaratılmıştır’ der. Ve insanoğluna bir deve katarı yükü altın verseniz, ‘Ah bir deve katarı yükü daha altınım olsun’ dermiş. Tabii bu yaratılış realitemiz. Ama bir taraftan da; muhteşem medeniyetler kuran zengin kültürümüzde ‘ karnı aç olanı doyurmak mümkündür, ama gözü aç olanı doyuramazsın’ derler. Hatta atalarımız çok para ve mal hırslısı olanlara da ‘Allah doyursun, gözünü toprak doyursun’ derler. Esas mesele maksadım ülkemiz ve çevremiz ve bölgemizdeki yaşanan olaylardan ders almak Çanakkale’yi, Kurtuluş Savaşı’nı, Sakarya’yı, Dumlupınar’ı ve 15 Temmuz 2016 darbe gecesini unutturmamaktır.
Bu felaketleri yaşayan ve gören Türkiye, tarih okuyan değil tarih yazan Türkiye, mazlumları kapısını açan Türkiye iyi ki varsın.
Beş kıtanın ve dünyanın kalbi, dünya barışının, İslam aleminin ve insanlığın sigortası güzel ülkem Türkiye! Sen gerçekten büyüksün! Senin insanlık gücün, senin yaptıkların sınır mınır tanımıyor. 780 bin kilometrekarelik sınırlara sığmıyor. Sen o sınırları çoktan aştın. Sen Kafkasların, Balkanların, Orta Asya’nın 250 milyonluk Türk Dünyasının kalbindesin. Sen Afrika çöllerinde Bilal-i Habeş’in torunlarının dillerinde, dualarındasın. Sen Mekke, Medine’ de Kudüs’ de, Filistin’de, Yemen’de, Arabistan çöllerinde, Afganistan’da, Pakistan’da, Miyanmar’da, Güney Asya - Açe’de, Filipinler’de, Amerika’da toplam 1.7 milyarlık İslam âleminin tek umudu, güneşi ve ışığısın. Sen sadece mazlumların değil, dünyaya insanlık dersi öğrettiğin, insanlık âleminin, insanlık öğretmeni babasısın. Onun için büyüksün. Onun için dünya beşten büyük.
Senin yüreğin büyük, senin insanlığın büyük, senin ufkun büyük, senin tarihin büyük, medeniyetin büyük, senin geleceğin büyük… Senin insanlık için beslediğin umutların güzel, gerçekten büyüksün Türkiye… Allah’ım ülkemi korusun ve yüceltsin. Selam sana güzel ülkem Türkiye.
Sana selam durmadan uçan leş kargalarının yuvasını bozacağım. İnlerine gireceğim. İnlerini başlarına yıkacağım. 79 milyon tek bir yürek sana selam duruyoruz, seni alkışlıyoruz.
Barış güvercinlerinin uçması özlemi içinde selam sana güzel milletim selam sana…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.