Büyük Rüya

Muhteşem medeniyetimizde iz bırakan ulu çınarların emanetlerini koruma ve yaşatma yolunda bir damla alın terimiz olursa, belki vicdanımızın acısını, yüreğimizin sızısını bir parça geçirebiliriz. Bu ümit ve inançla üzerinde yaşadığımız vatan topraklarına hizmet ederek atalarımıza karşı vefamızı göstermiş, böylece vatanımıza, milletimize olan borcumuzu ödemiş olacağız.

Çok değerli dostlarım. Şahsımdan çok daha değerli kıymetli dostlarım! Biz buralara uydudan veya Amerika’dan, Çin'den falan gelmedik. Biz bu topraklarda doğduk. Bu milletin bağrından çıkarak, bu devletin imkânlarıyla okuyup, her birimiz kendi alanlarında pek çok başarılı hizmetler yaparak buralara geldik. Sevgili dostlar, insan kolay yetişmiyor. Öncelikle bizleri doğuran, yetiştiren ailemize, anne ve babalarımıza minnet ve şükranlarımızı ifade edeceğiz.

Hayatta sağ olanlar için hayır dualarımızı sağlık afiyet içerisinde uzun ve hayırlı ömürler geçirmelerini diliyorum, Cenab-ı Allah’tan. Ebedi aleme göç edenler içinse Allah’tan rahmet dileyelim. Ruhlarına Fatihalar gönderelim hep birlikte.

Bizleri yetiştirip, okutup bu günlere getiren annemiz babamız o güzel insanlara yüzlerce defa teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Bizler gibi vatanına, milletine, devletine hayırlı birer evlat yetiştirdikleri için Allah onlardan bin defa razı olsun; bu fakir milletin paralarıyla, biricik devletimiz Türkiye cumhuriyeti devletinin kısıtlı imkânlarıyla yıllarca sene, kırk senedir okusunlar adam olsunlar, bu millete bu devlete hizmet etsinler diye bin bir sıkıntılarla okuttuğu; bu milletin inanç değerlerinden dinini, kültürünü, dilini, hayır hasenat iyilik yardımseverlik duygularını istismar edip, sömüren, aklını kiraya veren, beynini satan FETÖ çetesi hain alçaklardan olmadık. Çok şükür bu güzel vatanı satanlardan, devleti yıkmak, vatanı parçalamak, bölmek isteyenlerden olmadık çok şükür. Allah korusun, nefsimizi, aklımızı kötülerin şeytanın şerrinden Allah korusun.

Toplum olarak şu 35-40 senedir bu milletin özlemini çektiği, imanlı nesil yetiştireceğiz, alnı secdeye inen kadrolar yetiştireceğiz diye, bu fakir milletin yegâne sermayesi olan insan kaynaklarının, emniyet teşkilatından yargıya, askeri okullardan, Türk silahlı kuvvetlerine, MEB’den okullara, dershanelere, yurtlara, üniversitenin akademik kadrolarına TÜBİTAK’a, haberleşme iletişim sistemine, milli savunma sanayimize, yani can alıcı bütün stratejik noktalara; kalbimiz, beynimiz, can damarımız olan her yere giren FETÖ çetesi, bizden ve suret-i hak tan görünerek bağrımızda büyümüş ve 15 Temmuz 2016 gecesi hain darbe teşebbüsü ve kalkışmasıyla gerçek iğrenç yüzlerini göstermiştir. Artık bütün gerçekler, bütün çıplaklığı ile ortada. Şuan dünyada ve ülkemizde ve bölgemizde yaşadıklarımız ortada. Oynanan kirli oyunlar ortada, FETÖ çetesi ve terör örgütlerinin hepsinin iş birliği ortada.

Küresel güçlerin sömürgeci emperyalist Batı’nın, Avrupa’nın,  Amerika’nın,  Rusya’nın kahpe oyunları ortada. Akan kan bizim kanımız, Müslüman kanı. Savaş, kan, gözyaşı bizim coğrafyamızda,  faturayı ödeyen biziz. Gün geçmiyor ki, her gün vatan uğruna, bayrak uğruna ülkemizin güvenliği ve huzuru için ikişer üçer askerimizi, Mehmetçiğimizi şehit veriyoruz. En az şehitlerimiz üç beş katı da yaralı gazilerimiz oluyor. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, gazilerimize de acil şifalar diliyorum. Terör adı altında hainlerin ne zaman, nerede, nasıl saldıracağını bilmiyoruz. Bu saldırılar sadece sahada askerimize, polisimize olmuyor. Ülkemizin siyasi ekonomik her alanda kıskaca almak için topyekûn milletimize karşı oluyor.Toplumsal olarak içinde yaşadığımız şu günlerde çok sıkıntılı, çok çalkantılı bir süreçten geçiyoruz. Hepimiz, her gün gazete, TV haberleri ile duyduklarımız, yaşadıklarımız büyük bir üzüntü ile kahredercesine görüyoruz ve şahit oluyoruz.

Hepimizi üzen acı gerçek bir yana, esas benim çok üzüldüğüm ve kahrolduğum bu ülkenin geleceği olan, devletin ve milletin bekası için yetişmiş olan insan kaynaklarının FETÖ çetesi tarafından çalınmış olması beni çok düşündürüyor. Ne demek yahu, yıllar verilerek çok önemli kadrolar, çok önemli makamlar, görevler, stratejik noktalar ele geçiriliyor.

15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası emniyetteki soruşturmalar, mahkemeler, davalar, ifadeler, itiraflar… Aman neler neler.  Akıllara çılgınlık verecek ifadeler. Bu konudaki yapılan çalışmaları ve işin vahametini devletin idari ve adli makamları kamuoyuna ara sıra açıklamalarda bulunuyorlar. Kesin istatistik rakamlarını tam hatırlamıyorum ama ordumuzdaki toplam general sayısının hemen hemen %40’ının hava kuvvetlerindeki toplam pilot sayımızın %50 si gibi hele emniyet ve yargı teşkilatı, mülkiye idare teşkilatı, üniversiteler… Meslekten atılan subay ast subay, general, polis, hakim, savcıdan tutun da, kaymakam vali, öğretmeninden üniversite hocasına kadar… İşte esas sıkıntı bu. Bir ülkede herhangi bir mal, ürün sıkıntısı olursa, ihtiyacı görmek için ithal edersin olur biter. Ama ülkemize, devletimize hizmet edecek bu önemli kadroları, bu makamları ithal edemezsin. Para verip satın alamazsın. İşte bizleri kahreden acı gerçek bu. En değerli hazinemiz, en kıymetli varlıklarımız olan yetişmiş insan kaynaklarımızı çaldılar. Bir milletin geleceğini çaldılar. Devletin bekası için yetişmiş bir nesli çaldılar. Makamları mevkileri çaldılar. İnanç değerlerimizi sömürdüler, çaldılar. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak, hepimizin alın terlerini çaldılar. Bu riyakâr, münafık alçak FETÖ çetesinin ve onun maşalarının, Allah belalarını versin diyorum. Nice tüyü bitmemiş yetimlerimizin haklarını yiyen bu haramzadelere yedikleri haklar haram zıkkım olsun diyorum. Yedikleri burunlarından fitil fitil gelsin diyorum ama hukuk içinde, adalet içinde olsun diyorum. Asla ve asla at izi it izine karışmasın. Yanlış hesap Bağdat’tan dönsün. Adaletin olmadığı yerde zulüm başlar. Adalet, hukuk hepimiz için lazım.

Oğlum Ali, hep yaşadığımız toplumsal dertleri konuşuyorsun, yazıyorsun. Hep sıkıntı ıstırap ve problemlerden bahsediyorsun. Sen bana çözüm ne? Çare ne? Şimdi ne yapacağız? Sen bana onu söyle diyebilirsiniz. Çok haklısınız. Çözüm var, çare var. Çaresizseniz, çare sizsiniz. Her derdin devası içinde gizlidir demişler. Yüce dinimiz Kur’an’da ‘’gerçekten güçlükle beraber bir kolaylık vardır, mutlaka zorlukla beraber bir kolaylık vardır’’ müjdesini verir. Bir de her karanlık gecenin aydınlık bir sabahı vardır denir. Ümitsiz olmayacağız. Bu büyük millet. Bulunduğu coğrafya şanlı geçmişi ve sahip olduğu büyük medeniyet nedeni ile tarihin bazı dönmelerinde konjonktürel olarak ara sıra böyle fetret dönemleri yaşamıştır. Ama inandığı değerler ve içinden çıkardığı Yunus Emreler, Hacı Bektaşi Veliler, Mevlanalarla gönül mimarlarıyla Horasan Derviş Gazileriyle yeniden şahlanmasını, dirilmesini ve ayağa kalkmasını bilmiştir. Tarihimizi bunun güzel örnekleriyle doludur. Bu güzel milletin genlerinde var bu hasletler. Gün, birlik olma günüdür. Gün, ucuz basit kişisel hesaplar yapma günü değildir. Mesele vatanımız ise gerisi teferruattır. Biz buraya Aydın’ın Salı pazarından Nazilli’nin Perşembe pazarından patlıcan, biber, domates gibi pazarlardan toplanıp gelmedik. Biz buraya Denizli'nin Cuma pazarından Sarayköy’ün cumartesi pazarından elma, armut gibi toplanıp gelmedik. Bizi burada bir araya toplayan düşünce ülkemizin ve bölgemizin şuan içinde bulunduğu, pek çok toplumsal ve insani değerlerimiz yozlaştığı, kimsenin kimseye güveni kalmadığı ‘’ne olacak bu memleketin hâli’’ yakınmasının koro halinde söylendiği, psikolojik ve sosyolojik bir çöküntünün başladığı konjonktürle, tarihi şartlar bizi bir araya getirdi.

Biz yola çıkarken, annesinin elinden kurtulup dondurmacıya koşan çocuklar gibi canımız dondurma istedi diye dondurma yemek için yola çıkmadık. İllerimizde ve bölgemizde, ülkemizde bir sürü adını, ismini sayamayacağım sivil toplum örgütü, dernek kuruluş var. Biz de bir şeyler yapalım, adımızı şanımızı duyuralım, kendimizi gösterelim, bir de biz bir şeyler deneyelim, biz neymişiz birazda reklam edelim, diye yola çıkmadık. Başka sivil toplum kuruluşlarının niyet amaç ve çalışmaları, mevcut yapılanmaları topluma etkileri ve toplumdaki özgül ağırlıkları bizi çok ilgilendirmiyor. Bizler yaşanmış olumlu güzel olanlardan ders çıkaracağız, yararlanacağız; olumsuz kötü örneklerden de ders çıkararak denenmişleri denememek için yola çıktık. Buradaki bu güzide kadro bu şuur, inanç ve idrak içinde hayatın mutfağından pişerek gelen, görmüş, geçirmiş, yaşamış, süzülmüş, oturmuş kadrolardır. Biliyorsunuz ki tabiatın kanunu, doğa boşluğu affetmez. Sen o boşluğu hayırlı ve meşru alanda doldurmazsan FETÖ çeteleri doldurur. Bugün FETÖ çeteleri yarın başka FETÖcüler doldurur. İşte tarihi milli sorumluluğumuz burada başlıyor. Bu tarihi görevden hiç birimiz kaçamayız.

Allah’ın izni ile bu fetret devrinden çıkacağız. İşte bunun için yerel, bölgesel, ulusal, mahşeri vicdanımızın sesi yaşadığımız acı tecrübelerin aklı olacaktır. Bu uğurda bu yolda bir damla alın terimiz olursa, belki vicdanımızın acısını, yüreğimizin sızısını bir parça dindirebiliriz. Böylece ecdadımıza karşı vefamızı göstermiş, milletimize karşı olan hizmet borcumuzu bir parça ödemiş oluruz. Bu yaştan sonra, bunca emek, bunca zahmet değer mi? Bence değer, torunlarımız için değer. Günahsız pırıl pırıl tertemiz çocuklarımız için değer. Altın gibi, altından daha kıymeti gençlerimiz için değer. Torunlarımıza, çocuklarımıza, gençlerimize ne yapsak azdır. Onlara her şey helal olsun. Gerçekten güzel aydınlık gelecek günlerimiz için değer. Her gün ikişer üçer şehit kanları ile sulanan bu vatan topraklarının imar ve ihyası için alın teri ve akıl teri dökmeye değer. Benden yana bu küçük zahmet ve emeklerim bu vatana, bu güzel topraklara helal olsun. Gerekiyorsa canım da feda olsun. Allah’ın selamı hepinizin üzerine olsun. Allah bizleri mahcup etmesin. Gayret kuldan takdir Allah’tan.

Hoşça kalın... sağlıcakla kalın…Selam, sevgi ve saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.