Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

Bir dakikada kırk yıl

Yaşanmamış bu kırık dökük evde,

bu sokaklardan hiç geçilmemiş sanki.

Çıkmamışız bahçedeki erik ağacına,

kavga etmemiş, tekme atma mışız birbirimize.

Salça sürülen ekmekten hiç yememiş, çelik çomak oynamamışız o dar sokaklarda,

koşturmamışız arabaların arkasından,

asılmamışız egzoz dumanlı kamyonetlere.

gitmemişiz dondurmacının peşinden, yirmibeş kuruşluk dondurma için.

Hiç beklememişiz konak sinemanın önünde,

bedava film izlemek için.

Binmemişiz kiralık bisikletlere, saati elli kuruştan,

bu yüzden hiç dayak yememişiz babamızdan.

Sanki geçmemişiz gavakdibinden,

atlamamışız üçüncü direkten denize.

Kaçmamışız uzunkuma,

pişirmemişiz midyeleri teneke üstünde.

Güneşte yanan suratımız bizi ele vermeyecekmiş sanki.

Ayaklarımız şişene, dizlerimiz parçalanana kadar top oynamamışız civadın bahçesinde.

Bir dakikada tükenmiş kırk yıl,

zaman delip geçmiş anıları,

kaybolmuş sokaklar, ağaçlar, yollar.

Şimdi kurşun gibi üstüne akar insanlar,

griye dönmüş gökyüzü,

sanki hiç yaşanmamış yıllar.

"Korkak"

Korkuluklarıma taşıdım korkularımı,

belki bir korkak görür de takılır peşime diye,

kaçtım korkusuzlardan,

aradım korkakları bana yoldaş olsunlar diye,

bazen deniz kenarında bazen de bir kahve köşesinde.

Sessiz zararsız aç ve çaresizdiler,

uzattım elimi paylaştım ekmeğimi,

gururlu bakışlarını titrek ellerini gördüm.

Gizlenen bir şey vardı,

dökülseler dünya çıkacaktı içinden,

cesur sessiz ve mağrur.

Niyetim korkutmak değildi, korkuluklarım da istemedi zaten.

Zor oldu geçişlerim.

Biliyorum.

Oysa yaklaştığınızda ona, görecektiniz kendinizi,

bakacaktınız kalbinizdeki aynaya,

yenecektiniz korkularınızı.

Korkuluklarıma koşmaktı niyetim olanca korkaklığımla.

Şunu bilmelisiniz ki;

yüreği büyüktür korkuluklarımın.

Sabrı sınırsız, aşkı büyüktür korkuluklarımın.

"Bir şey olacakmış gibi"

Sanki bir şey olacakmış gibi,

hiç olmadık bir şey,

güneş doğmayacak, yağmur yağmayacak, rüzgar esmeyecek sanki.

Aciz çaresiz mahkum.

Yorgun, aç, havasız kalacağız sanki.

Kimsesiz, zavallı, yetim.

Öksüz kalacağız sanki.

Hiç kimseyi gözümüz görmeyecek,

selam vermeyeceğiz sanki.

Yanımızda düşen sürüklenen kadını, önümüzde vurulan genci,

karşımızda ezilen çocuğu, görmeyeceğiz. Görmemezlikten geleceğiz sanki.

Sanki bir başımıza kalıp kaybolacağız kalabalıklarda.

Ellerimiz boşluğu, gözlerimiz karanlığı, kulaklarımız çığlıklara esir olacak sanki.

Hiç yaşamamış, ölümü öldürmüş, yeniden doğmuşuz sanki.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum