Mehmet EROĞLU
BDP’li Sakık’tan IRKÇI sözler…
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, CHP’yi ırkçılık yapmakla suçladı. İsmet İnönü’nün 1925 yılında yaptığı bir konuşmadan da örnek veren Sakık, şunları söyledi.
”Siz Cumhuriyetin kuruluşunda bugüne kadar ırkçısınız, milliyetçi ve tekçisiniz. Halka zulmeden bir gelenekten geliyorsunuz. Her gün burada, atalarınızın söylediklerini sizin yüzünüze vuracağız. Ya geçmişte yapılanlardan dolayı Kürt halkından, diğer halklardan özür dileyeceksiniz ya da her gün bizi karşınızda göreceksiniz.
Çanakkale’ye bakın. Orada sadece sizin atalarınız savaşmadı. Sonradan bu ülkeyi kendisine vatan edenler, Kafkaslardan, Boşnaklardan gelenler, siz bu ülkenin sahipleri değilsiniz. Haddinizi bileceksiniz. Oradan gelip, hele dağdan gelip bağcıyı kovma hakkına sahip değilsiniz. Hiç kimsenin bir tek halka hakaret etme hakkı yoktur.” Kafaya bak tam bir ırkçı kafa.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ise Sakık’ın konuşmasını eleştirirken, ”Meclis kürsüsüsün böylesine iğrenç, utanmaz, ahlaksızca ifadelerle işgal edilmesini kınıyorum” dedi. Tarhan, şöyle devam etti:
”Bir tek doğru şey söyledi. ’Hiç kimsenin bir halka hakaret etme hakkı yok’ dedi. Çok doğru bir söz ama Anadolu coğrafyasına dünyanın her yerinde kopup gelmiş, bir arada olmak ve kaynaşmak için gelmiş sayısız halka hakaret ettiniz. ’Kafkaslardan gelenler, uzaklardan gelenler’ dediniz. Ben de suyun öte yanından gelmiş birisiyim. Belki beni de kastettiniz. Çok inciticiydiniz. Yapılan hataları tekrar ettiniz. Siz bir bir halka, halklara hakaret ettiniz. Döktünüz, saçtınız. Nasıl toparlarsınız bilmiyorum.
Sizin az önce kendinizi tanımladığınız o kafatasçı anlayıştan biz uzağız aslında. O anlayışın ulusal düzeyde aşılması gerektiğini düşünüyoruz. Sizin gibi kafatasçı değiliz. Kafkaslardan, dışarıdan gelenleri ya da burada olanları tek tek sayıp sizin gibi küçümsemeyiz. Biz buyuz, peki siz kimsiniz? Her gün etnik kimlik dışında başka bir şey konuşmuyorsunuz. Yeni düşmanlıklar yaratmaya çalışıyorsunuz. Irkçılığın alasını her gün yapıyorsunuz.
Sayın Prof. Dr. Nurettin Aydın tarafından Türkiye’nin etnik yapısı hakkında yapılan çok önemli bir araştırmayı okuyucularımla paylaşmak isterim.
Türkiye tarih boyunca birçok ırkın yaşadığı farklı ırkların gelip geçtiği ülkedir. Yerli ırklar yanında Moğol ve Timur işgallerinde; Asyalıların, Harçlı savaşları ile Avrupalıların, Osmanlı imparatorluğu döneminde Arapların ve Afrikalıların gelip yerleştikleri yerdir.
Yüzyıllar boyunca ve günümüzde de Türkiye’de; hoşgörü ve sevgi ortamında her dinden, her ırktan ve her mezhepten insanlar bir arada yaşıyor. Ve yaşayacakta.
Yapılan çok dikkatli ve itinalı bir çalışma sonucunda Türkiye’de etnik gurupların dağılım raporuna göre şöyle tespit edilmiştir.
İşte bu rapora göre Türkiye’deki etnik grupların nüfuslarının dağılımı: Türkler: 55 milyon. Kürtler: 3 milyon civarında olan bu gruba Zazalar da dâhil edildiğinde 9,5 milyon. Gürcüler: Ağırlıklı olarak Ordu, Artvin, Samsun ve Marmara bölgesinde 1 milyon. Boşnaklar: Adapazarı, İzmir ve Manisa’da yaşayan Boşnakların nüfusu da 2 milyon. Çerkezler: Değişik şehirlerde yaşayan Çerkezler de 2,5 milyon. Araplar: Güney illeri ve İstanbul’da yaşıyorlar. 870 bin olarak gösteriliyor. Arnavutlar: Türkiye’deki nüfusları 1 milyon 300 bini aşmış durumda. Lazlar: Rize ve Artvin’in birkaç köyünde ve birkaç Marmara şehrinde yaşıyorlar. 80 bin. Hemşinliler: Lazlar gibi Rize ve Artvin’in bazı ilçelerinde yaşıyorlar ve sayıları 13 bin. Pomaklar: Bazılarına göre Türk, bazılarına göre Slav ırkından olan Pomaklar da 600 bin. Çingeneler; 700 bin Ermeniler; 60 bin Yahudiler; 20 bin Rumlar; 15 bin Süryaniler; çok az sayıda. TC. Nüfus sayımları 1927–1965 Arasında ana dil sorulmuştu. Nüfusun ana dil’e göre dağılımını gösteren DİE’nin 1965 nüfus sayımına göre, halkın% 90.11′i ana dilini Türkçe% 7,07′si anadilini Kürtçe,% 1.16′sı Arapça,% 0.48′i Zazaca,% 0.18′i Çerkezce,% 0.09′u Gürcüce,% 0.08′i Lazca,% 0.07′si Pomakça,% 0.06′sı Boşnakça,% 0.04′ü Arnavutça% 0.66′sı diğer diller. ABD’de bulunan Ethnologue data form: Languages of World kuruluşunun P.A. Andrews – 2001 yılına göre; Türkiye’deki etnik kökenler: Türk % 86.21Kürt % 8.36Çerkez % 2.14Arap % 1.63Zaza % 0.53Laz % 0.02Diğer % 1 Kunda’nın 2007 araştırması% 84.5 Türk% 9.02 Kürt-zaza% 4.45 T.C vatandaşı% 0.75 Arap% 0.28 Laz% 0.27 Çerkez Günün Sözü: İnsanı, Irk, dil, din değil, insan olma bilinci, insan yapar.
Yapılan bu araştırmaya göre hiç kimse dağdan gelme değil. Böyle konuşmakla ile ırkçılığın, kafatasçılığın alasını sen yapıyorsun Sayın Sakık!
Tarihi veriler, Kürtlerin bir aşiret halk olduklarını gösterir. Aşiretten millet olmayacağı gibi, millet olmadan da devlet olamaz. Ama millet olamayan topluluklarında bir dili vardır. Ama Kürtlerin kullandıkları kelime sayısı üç yüzü geçmez. Bu dilin içinde yüzde 70 arasında Farsça, yüzde 20 oranında Türkçe, yüzde 5 oranında Arapça kelime vardır. Yani yapay bir dildir.
Türk’lerin Anadolu’ ya geldikleri zaman bazı kale şehirlerin hiç savaşmadan kapılarını gelenlere açmalarını yorumlayan Prof. Dr. Giyasettin Geyballeyev şöyle der: “Anadolu’yu 1071 tarihinden sonra giren Selçuklu ve Osmanlı Oğuzlarını Anadolu’da yerleşik olarak yaşayan ve aynı dili konuşan Türkler karşıladı ve şehirlerinin kapılarını hiç savaşmadan gelenlere açtılar. Gelenlerle yerleşik olanlar kucaklaştılar” der.
Doğu Anadolu ve Güney Anadolu’nun tarihi kronolojisini sıralarsak Doğu Anadolu’da Urartular, Güneyde Asurlular, kısa bir müddet Medler ve Kimmerler, Daha sonra güçlenen Persler Anadolu’yu olduğu gibi istila eder. Persler Anadolu’yu 230 seneyi aşkın ellerinde tutarlar. Ne zamana kadar? Makedonyalı Büyük İskender tarih sahnesine çıkıncaya kadar. İskender Batıdan başlayarak Hindistan’a kadar bütün ülkeleri işgal eder. İskender’in ölümünden sonra komutanları arasında işgal edilen ülkeler bölüşülür. Bu bölüşüm Roma İmparatorluğunun güçlenmesine kadar devam eder. Roma İmparatorluğu M.S. 395 yılında batı Roma (Bizans) olarak ayrılıp varlığını da Doğu Anadolu’da 1071 yılına kadar devam ettirir. 1071 yılında Alpaslan’ın Malazgirt ovasında üç yüz bin kişiden fazla olan Bizans ordularını yenmesi ile Anadolu Selçuklu ve Osmanlı hâkimiyetine girer.
Sayın Sakık diyor ki “Biz Malazgirt’ de Alpaslan’a kapılarımızı açtık” Sayın Sakık sen yıllarca Perslerin İskender’in, Romalıların ve Bizanslıların egemenliğine ses çıkarma üç yüz bin kişilik muazzam bir orduyu yenen Alpaslan’a kapını açsan ne olur açmasan ne olur. Açmasan açtırılırdı.
Sen dışardan geldiniz biz buranın yerlisiyiz diyorsun. Gör işte yerli ve yabancı olduğunu. Bunlara dağdan gelenler diye hitap etmen Irkçılığın ve faşistliğin daniskasıdır. Bizler aynı dili konuşan aynı dinden olan kardeş bir topluluğuz. Bu topluluğun içinde Türkler, Kürtler, Çerkezler, Lazlar, Boşnaklar, Abazalar hep birlikte bir ulus kavramını oluşturuyoruz. Oda TÜRK ULUSUDUR. Ama sizin gibi insanların o zavallı çocukları kandırıp dağa sürmenizde bir işe yaramadı. Bizim generalimiz diye böbürlendiğin kardeşin şemdin Sakık bile mahkemede senin hakkında söylediklerini bir düşün kimin ırkçı faşist olduğuna karar ver.
Bizler kurtuluş savaşını, ulusun var olma azminin bağımsızlığa olan inancı sayesinde kurulan Cumhuriyet’i ise yeniden dirilişimizi iyi anlamanızı dilerim. Bizler Ülke bütünlüğü için canımızı verirken senin ataların olan Said Rıza ve Şeyh Said İngilizlerle işbirliği içindeydi. Sizlerin İsmet İnönü’ye düşmanlığınız doğuda bu ayaklanmayı bastırdığı için bitmeyen bir kininizden kaynaklanıyor.
Sizlerin TBMM’de ırkçı ve faşist söylemleriniz de Cumhuriyetin getirdiği özgürlük sayesinde olmuştur.
Sizlerin gözleriniz kör, kulaklarınız sağır, ne anlatsam bir anlamı yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.