Mehmet EROĞLU
Bayram Gelmiş Neyime
Değerli okurlar 5 Ağustos Silivri özel mahkemelerinin verdiği kararlar elbette eleştirilemez. Ama bu mahkemenin verdiği karar Türk milletinin vicdanında derin üzüntü yaratmıştır.
Bu durum Sayın Cumhurbaşkanı da rahatsız ettiğinden bu karardan dolayı üzüntülerini belirtmiştir.
Ayrıca Sayın Başbakan da Ahmet Hakan’ın dediği Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ için “Terör örgütü lideri denmesini tarihler affetmez” diyor.
Acaba şimdi mahkeme kararlarını hararetle savunan iktidar yanlısı yorumcu ve yazarlar Başbakanın bu görüşüne ne diyecekler.
Birde benim aklımın ermediği koskoca insanlar “İlerde Öcalan dahil PKK’lılar için af çıkacak, bu kararlar olası genel af nedeniyle böyle ağır çıktı” diye yorumluyorlar. Sanki gayet normal bir şey gibi söylüyorlar bunu…
Hiçbir Allah’ın kulu çıkıp ta “Kardeşim böyle hesaplı kitaplı mahkeme kararı olur mu olursa da buna adalet denir mi?" demiyor. Bu ne iş.
Geçenlerde PKK’lı Hasip Kaplan’ın verdiği talihsiz ve mesnetsiz demecinde bakınız nasıl saçmalıyor:
“AKP yargı kanalı ile hesabını gördü. Şimdi sıra bizde Kürtlerin 1990’lı yıllarda yaşadığı binlerce köyün yakılıp yıkıldığı faili meçhul cinayetlerin işlendiği …”
Şimdi sıra onlardaymış,
Nimetini gördüğü her şeyi bölüştüğü kendilerine asla ayrımcılık yapılmadığı bir ülkede, sen kalk şimdi hesap görme sırası diye densizlik yap.
Dağda Devlete başkaldıran eşkıya ile mücadele ederek etkisiz hale gelen töreristleri de neredeyse faili meçhul cinayet sayıyor.
Sıra şimdi bunlardaymış.
Elimizden geldiği kadar bunlarla görüşmenin ve müzakerenin yanlış olduğunu yazıp çizdik. Bunların istediği toprak ve bayraktır. Yani Bağımsız Kürt devleti.
Eğer bu bölünme isteklerine
Türk ulusu izin verirse.
Bu kadar olumsuz durum ortadayken AKP milletvekili Sayın Yalçın Akdoğan bir yazısında:
“Ergenekon davası, Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır. Bu dava 27 Mayıs’tan 12 Mart’tan 12 Eylül’den 28 Şubat’ dan 27 Nisan’dan süzülüp gelen bir müdahale ruhundan hesap sorulmasıdır" diyor.
Bu ifade açıkça kin ve intikam içermektedir.
Yargı, ne geçmişle ve nede bir anlayışın ruhu ile hesaplaşır. Yargı suçu yargılar.
Sayın Yalçın Akdoğan’ın bu şekilde yazması yargıyı siyasi etkileri altına almaya çalışanların mantığıdır.
Ülkemizde aydınların, sayıları yüze yaklaşan general, amiral ve TSK en iyi yetişmiş olan subay ve astsubaylar ya Ergenekon, ya balyoz veya casusluk nedeniyle hapsedilmiş veya emekli edilmiştir.
Bütün dünyada Türkiye’nin koruyucu gücü olan TSK cephelerde vermediği esiri mahkemelerde vermiştir.
Ülkemde polis artık devletin değil, iktidarın polisi olmuştur. İktidarın polisi eli sopalı ve palalı sivil militanları yanına alarak gece karanlık sokaklarda gençlere pusu kurarak öldürmektedir.
İktidar güttüğü politika ile laik ve demokratik cumhuriyet rejimine Atatürk ve aydınlanma devrimi karşı devrimcilerin tehdidi altındadır.
İktidar eliyle toplum din, inanç, mezhep en önemlisi de etnik olarak bölünmüştür.
Yargının siyasallaştığı savı ile yargıya güven azalmıştır.
Değerli okurlar büyük yazar Naci Kaplan’ın dediği gibi böylesi bir ülkede, Böylesi zor şartlarda bu zorlu süreçten esenliğe çıkıncaya kadar
Bayram gelmiş Neyime!!!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.