Mehmet KIZILASLAN
Başkanlık Sistemi ve Trump
Bu günlerde başkanlık sistemi konusunda, düşmanlık noktasına gelen açıklamalar had safhada. Hayırcılar, evet çilere, evet çiler hayırcılara vatan haini demeye başladılar.
Bir yerlerde yanlışlık var.
Bu noktaya nasıl gelindi?
Kimler getirdi?
Hedeflenen nedir?
Kazançlı çıkacak olanlar kimlerdir?
Eğer referandum yapılır da, sonuç ne çıkarsa çıksın, açılan yaranın, oluşan tahribatın tamiri mümkün olur mu?
Bu soruların cevabını vermeden önce, başlıkta bahsettiğim Trump efendinin 11 günde yayınlamış olduğu 19, kanun hükmündeki kararnamelere, basından bir bakalım isterseniz. Bu başkan efendi Obama’dan koltuğu devir aldı. Alır almaz İslam düşmanlığı için yaptıklarına bir bakınız. Beş yaşındaki, İran asıllı, Amerikan vatandaşı çocuğu beş saat boyunca hava alanında kelepçeli tuttu.
Beş yaşındaki bu Amerikan vatandaşı olan çocuk ülke için tehlike arz ediyormuş. Sadece Trump değil, yardımcıları da aynı yönde açıklamalar yaptılar.
Neden?
Çünkü Trump seçti, o yardımcılarını. Onun aksi bir görüş açıklarlarsa görevlerinden olurlar. ABD’de henüz eyalet savcılarını kendisi seçmediği için olsa gerek, birçok eyalet savcısı Trump aleyhine kararlarını açıkladılar.
Vatandaşlar sokaklara ve havaalanlarına döküldüler. Trump’ın genelgeleri aleyhine.
ABD yasaları gereği ABD vatandaşlarının tamamı sokaklara dökülseler de, Trump un yaptığı yasal değil mi?
Yasal ama İnsani değil.
İnsani olmaması, vahşi olması, kendi kökleri de göçmenliğe dayanan, eşinin kökleri de göçmenlik den gelen, Trump’ı engelliyor mu?
Hayır.
Trump’un tüm yaptıkları yasal, yani kanunlara uygun.
Peki, Obama zamanında bu yasalar var mıydı?
Evet vardı.
Peki, o neden böylesi etik olmayan, insancıl olmayan, ama yasal olan, genelgelerle ülkeyi yönetmedi?
Çünkü Obama Trum’dan biraz daha insaniydi, çok değil, birazcık daha insani. Demek oluyor ki, yasalar, kanunlar, başkanlık sisteminde, birazcık daha iyi insanların elinde daha insani, biraz cık daha katı, acımasız, ama ABD çıkarlarını savunuyorum diyen, birisinin elinde, ülkeyi değil dünyayı dehşete düşürecek noktalara gelebiliyormuş.
Anayasa değişikliği, inşallah referanduma sunulmaz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan mükemmel bir insan olabilir. Ya azıcık daha kötüsü Trump gibisi, ondan sonra başkan seçilirse?
Bırakınız ülke bütünlüğünü, dünya barışı bile tehlikeye düşebilir.
Benimkisi sadece sesli düşünmektir. Ne benim gibi düşünenler, ne de benden farklı düşünenler Vatan hainidir.
Ben statükocu değilim. Yenilikten yana oldukça radikal düşünceleri olan birisiyim.
Ülkemin çok daha acil yeniliğe ihtiyacı var. Özellikle döviz kurları ile oynayanların, terör odaklarını destekleyenlerin, rüşvetçilerin, adaleti saptıranların, vergi kaçakçılarının, torpilcilerin önünü 6 ay gibi kısa bir sürede kesecek ve kökünü kurutacak; ülkeyi huzura kavuştururken, sabit gelirlilerin alım gücünü Yüzde yüz artıracak, vergi gelirlerini beş katına çıkaracak. Üretimi şahlandıracak bir yöntem olan “Satın alan sadece yüzde on öder yasası” ile paranın kayıt altına alınmasını öneriyorum.
Referandumdan çok daha etkili ve hayırlı bir sistem öneriyorum. Bu sistemi yasalaştıran hükümetler, 50 yıl iktidardan inmez. İddialıyım.
Yapmayın bu anayasa değişikliğini. Yapmayın referandumu.
Koalisyonların olmadığı, sürekli tek partili hükümetlerin kurulduğu, sistem mevcut, parlamenter yapımızda da mümkün ve çok kolay.
Bu ülkeyi kamplara ayırmayın. ‘HAYIR’ cılar, ‘EVET’ ciler diye ikiye bölmeyin.
Satırlarımın başındaki sorduğum soruları da, sizler cevaplayınız lütfen.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.